Eski çalışma bakanlarından Prof. Dr. Cahit Talas, 1950 yılında yazdığı bir makalede “Asgari ücretten maksut olan nedir? Her şeyden evvel ‘medeni bir cemiyet içinde yaşayan orta halli bir işçinin normal ihtiyaçlarının tatminini sağlayan bir ücrettir.’ Başka bir tabirle asgari ücret, işçiye ailesi efradı ile birlikte muayyen ve ileri bir cemiyette kabule şayan bir hayat seviyesi temin eden bir gelirdir” demiş. Günümüzde ise asgari ücret, Türkiye’de milyonlarca çalışanın geçim mücadelesindeki en önemli dayanak noktası. 2024 yılı itibarıyla asgari ücretle çalışanlar, iş gücünün neredeyse yarısı olan önemli bir kısmını oluşturuyor. Asgari ücret üzerinde geliri olan çalışanlar ise zam oranlarının daha düşük uygulanması sebebi ile günden güne asgari ücrete yakınsayan bir gelir ile karşı karşıya kalıyor. Ayrıca yüksek enflasyon, hayat pahalılığı ve alım gücündeki düşüş, bu kesimin geçim standartlarını ciddi şekilde zorluyor.
Türkiye’de çalışanların yaklaşık yüzde 50’si asgari ücretle geçimini sağlıyor. Özellikle hizmet sektörü, tekstil ve tarım sektörü gibi alanlarda çalışanların çoğunluğu bu ücretle yaşamlarını sürdürmeye çalışıyor. Ancak asgari ücretin temel ihtiyaçları karşılamada yetersiz kalması, çalışanların refah düzeyini olumsuz etkiliyor. Gıda fiyatları, enerji maliyetleri ve kira artışları, çalışanların bütçelerinde derin yaralar açmaya devam ediyor. Bu da çalışanlar için sadece temel ihtiyaçların değil, sosyal ihtiyaçların da karşılanamaz hale geldiğini gösteriyor. Türkiye’deki asgari ücret ile Avrupa ülkelerindeki ücretler kıyaslandığında satın alma gücü paritesine göre ciddi farklar ortaya çıkıyor. Örneğin, Polonya’da bir asgari ücretli çalışan, temel ihtiyaçlarını karşılayıp birikim yapabilirken, Türkiye’de aynı gelir seviyesi ancak temel gıda ve barınma ihtiyaçlarına yetiyor.
Asgari ücret çalışanları tatmin etmiyorken işveren tarafından da pozitif karşılandığını söylemek mümkün değil. Özellikle emek yoğun sektörlerdeki işçilik giderlerinin üretim pastasındaki payı her geçen gün artıyor ve bu sebeple üreticiler, özellikle uluslararası arenada pazar payını ciddi oranda kaybediyor. Geçtiğimiz yıllarda tekstil sektöründe üretim maliyetlerindeki işçilik giderleri yüzde 15 ile yüzde 18 arasında değişirken, 2024 yılında bu oran yüzde 25 ile yüzde 30 arasında seyrediyor.
Çözüm olarak ise asgari ücrete yüksek oranlarda zam yapılması yerine asgari ücretten alınan vergi yükünün azaltılarak çalışanların net gelirlerini artırabilir, devlet tarafında çalışanlara gıda, ulaşım ve enerji destekleri sağlanabilir. Yapılacak düzenlemeler ile işverenlerin üzerindeki mali yükler dengelenerek istihdam kayıplarının önüne geçilebilir.
Asgari ücret, yalnızca ekonomik bir düzenleme değil, aynı zamanda bir sosyal refah göstergesidir. Türkiye’nin ekonomik büyümesinden her kesimin adil bir şekilde faydalanabilmesi için asgari ücretin hem çalışanlar hem de işverenler açısından sürdürülebilir bir seviyeye getirilmesi gerekmektedir. Geçim sıkıntısını hafifletmek, hem mutlu bir çalışma ortamı yaratmak, hem de toplumsal huzuru sağlamak için ilk adım olacaktır.
Ekonomik Veri Takvimi
02Aralık 2024, Pazartesi Japonya İmalat Sektörü PMI(Final)
02 Aralık 2024, Pazartesi Çin İmalat Sektörü PMI(Final)
02 Aralık 2024, Pazartesi Türkiye İmalat Sektörü PMI(Final)
02 Aralık 2024, Pazartesi Euro Bölgesi İmalat Sektörü PMI(Final)
02 Aralık 2024, Pazartesi Euro Bölgesi İşsizlik Oranı
03 Aralık2024, Salı Türkiye TÜFE (Aylık-Yıllık)
03 Aralık2024, Salı Türkiye Dış Ticaret Dengesi (Öncü)
04 Aralık 2024, Çarşamba Çin Hizmet/Bileşik PMI
04 Aralık 2024, Çarşamba Euro Bölgesi Hizmet/Bileşik PMI
04 Aralık 2024, Çarşamba İngiltere Hizmet/Bileşik PMI
04 Aralık 2024, Çarşamba Euro Bölgesi ÜFE (Aylık-Yıllık)
04 Aralık 2024, Çarşamba OECD TÜFE (Aylık-Yıllık)
04 Aralık 2024, Çarşamba Hizmet/Bileşik PMI
05 Aralık 2024, Perşembe Euro Bölgesi Perakende Satışlar
05 Aralık 2024, Perşembe ABD Dış Ticaret Dengesi
06 Aralık2024, Cuma Almanya Dış Ticaret Dengesi
Ekonomi ve Finans Sözlüğü
Doğrudan sermaye yatırımı:Doğrudan yabancı sermaye yatırımı; yatırımcının yerleşik olduğu ekonomi dışındaki bir ekonomide bir işletmenin yönetimini kontrol ettiği veya yönetiminde söz sahibi olduğu uzun vadeli bir yatırım şeklidir.
Riske maruz değer:Şirket veya bir yatırım portföyündeki finansal varlıkların riskliliğini ölçmek amacıyla kullanılan istatistiki yöntemdir. Belirli bir güven aralığında, önceden belirlenmiş süre boyunca, bir portföyün değerinde meydana gelebilecek en yüksek kayıp seviyesine işaret etmektedir.