İzmir Bosna Sancak Dernek Başkanı Abdullah Gül, Ege Telgraf Web TV'nin konuğu oldu. Gazeteci Yunus Karakaya'nın sorularını yanıtlayan Gül, hem dernek faaliyetlerini hem son dönem gündeme gelen Nobel Edebiyat Barış Ödülü’nün savaş destekçisi bir isme verilmesine ilişkin konuştu. Sırp katliamını destekler nitelikte konuşan Nobel Edebiyat Barış Ödülünü alan Peter Handke’nin söylemlerini değerlendiren Başkan Gül, “Ekim ayının ikinci haftası bu konu medyada yer almıştı. Malum şahıs bir açıklama yaptı, ödül ile ilgili aynı gün biz de derneğimizin basın danışmanıyla bir bildiri hazırlayıp İzmir ve Türkiye kamuoyuyla bunu paylaşmıştık. Her fırsatta Saraybosna'da katledilen Boşnak kardeşlerimizin ölmesine sebep olan kişilere hayranlığını dile getirdiğini ve katliamı destekler tavırlar sergilediğini biliyoruz. Nobel Komitesi de bu katliamı destekler gibi ona ödül vererek desteğini sergilemiş oldu. Ödülün ona verilmesiyle beraber büyük bir gündem oluştu. Türkiye'de kamuoyu ve dernekler konuyu dile getirirken, Bosna'da da konuya ilişkin tepkiler var" dedi.

'NOBEL KOMİTESİ ACİZ'

Komitenin geri adım atması gerektiğini söyleyen Gül, "Bu durum Nobel Komitesi'nin acizliğini ve basiretsizliğini gösteriyor. Katliamları ve dünya geleneklerinde bu olumsuzlukları destekleyen bir yanlış içerisinde olduklarını gösteriyor. Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Nobel Komitesini karardan vazgeçene kadar tanımadığını söyledi. Doğru bir davranış. Cumhurbaşkanımız Bosna savaşından önce ve sonra o coğrafyaya çok özel bir ilgi duymuştur. Hassasiyetini dile getirmesi bizim için memnun edici" dedi. Sorunun çözümü için gerekenleri yapmaya gayret edeceklerini dile getiren Gül, "Gerekirse konunun çözümüne yönelik olarak, Türkiye genelinde bir komisyon oluşturarak Bosna’da ya da Nobel binasının önünde bir basın açıklaması yapma fikrimiz var. Hem fikir olursak bu işi dernek olarak destekleriz. Federasyonumuza bağlı derneklerle görüşelim gerek Türkiye genelinde gerek bir komisyon oluşturarak Nobel Bina'sının önünde siyah çelenk bırakalım" diye konuştu. Diğer derneklerin kendileri kadar tepki vermediğini ve tepkiler büyümüş olsaydı bu iki aylık zamanda komitenin geri adım atma ihtimalinin olduğunu söyleyen Gül, ortalığın bir ara durulduğunu ve yeniden konunun gündeme geldiğini belirtti. Balkanlarla organik bir bağlarının olduğunu ve hep devam ettiğini dile getiren Gül, "Balkanlarda herhangi bir şey olduğunda gündemi yakın takip edip sıcağı sıcağına tepki gösteriyoruz. Diğer arkadaşlar neden bu konuya bu kadar eğilmedi, hiç bilemiyorum" açıklamalarında bulundu.

GEZİLER DÜZENLENMELİ

Yaşananları kimsenin unutmaması gerektiğini dile getiren Gül, "Önümüzdeki sene yaşanan acı olayın 25. yıl dönümü. Gençler belki hikaye gibi dinliyor ancak bu kadar basit bir şey değil. Herkesin bu konuya ciddi olarak eğilmeleri gerekiyor. Çünkü bu önemli bir konu. Gençlerimizin bu konuda bilinçlendirilip bu tür olumsuzluklara karşı hazırlıklı olmalarını beklemek zorundayız. Biz çocuklarımızı her sene gezdirelim, konuya dair paneller yapalım, bilinçlendirelim. Her sene biz bir araç tahsis ederek dernek üyelerimizi gezdirdik. Bu insanların o vahşeti görmelerini yaşamalarını istiyoruz ve geziler düzenliyoruz. Elbette bu geziler yüzlerce araçlarla olmalı. Her yıl o duyguları yaşamak gerekiyor" dedi.

YARDIMLARA DEVAM

Dernek çalışmaları ve hedeflerini de paylaşan Abdullah Gül, “Bosna’da kurban kesimi gerçekleştiriyoruz. Bir kurban vermekle kimsenin hayatını kurtaramayız ama paketlerin üzerinde Boşnakça yazılar ile beraber, kim tarafından bağışlandığını gösteren sembollerimiz var. Türk bayrağının görülmesi iyi hissettiriyor. Bu insanlar yalnız değil, Türk insanı hala sizin yanınızda mesajı veriyor. Yalnız bırakmamaya çalışıyoruz. Ama yardımlardan ziyade bir kişiye balık götürürsünüz karnı doyar, avlamayı öğretirsiniz kendini doyurur. Böyle olması çok önemli bana kalırsa" diye konuştu. Rana Beyza Öztürk/ Özel