Yıkıcı bir tablonun içerisinde olunduğuna değinen Halk Sağlığı Uzmanları Derneği (HASUDER) Çevre Sağlığı Çalışma Grubu Yürütücüsü ve İzmir Tabip Odası Çevre Komisyonu üyesi Dr. Ahmet Soysal, salgın ile ilgili hala belli konulara belirsizliğin hakim olduğunun altını çizdi. Soysal, “Kötü bir tablonun içerisindeyiz. Salgın ile ilgili özellikle halk sağlığı özelinde özellikle en net verilerden biri açık ve net olmaktır. Bir kısım insan tehlikenin boyutlarının hala farkında değiller. Kimi insanda güvensizlik yaratıyor. Kötü bir tablo içerisindeyiz. Hasta ve vaka ayrımı yoktur. Belirti versin vermesin, vaka vakadır” dedi.

'İLK DALGADAN ÇIKAMADIK'

Avrupa’nın ikinci dalgaya geçtiğini fakat Türkiye’nin henüz geçmediğini söyleyen Soysal, “Bütün klasik tıp bilgilerine göre hastaların yüzde 10’u ya da 15’i tedavi görmek zorunda kalıyor. Günlük vakanın 20 bin olduğunu rahatça bulabiliyoruz. Avrupa ikinci dalgaya girdi. Kötü kısım şu onlar birinci dalgadan çıktılar. Zamanında alınan önlem ve kademeli açılım politikasıyla çıktılar. Sağlık sistemlerini hazırladılar. Biz ise ilk dalgadan çıkamadık. Sağlık personeli motive değil. İzinleri, tayinleri kapattılar. Baştan beri her şey paylaşılsaydı herkes tehlikenin farkında olurdu. Toplumda ve sağlık personelinde böylesi demoralizasyon yaratılmamış olurdu. Bunu gizleyemeyiz. Avrupa ülkeleri bize turist yollayacak sandılar. Avrupa ülkeleri bizim durumumuzu daha iyi biliyor. İlaçların tamamını ordan alıyoruz. İlaç fiyatından vaka sayısını hesaplayabiliyorlar” açıklamalarında bulundu.

'AŞI ALAMADIK'

Halk sağlığının grip ve korona nedeniyle tehdit edildiğine değinen Soysal, “Gripte damlacıkla yayılıyor. Maske kullandığımız için yayılımını engelledik. Geçen seneye oranla grip vakalarının azlığına neden oldu. Grip aşıları dünyada yeterli sayıda üretilmiyor. Hiç ilgisi yok. Bütün halk sağlıkçılar söylüyor, “Griple korona bir değil. O yüzden grip olup başvurunca ancak testle ayırt edebilirsiniz. Ve test kapasitesi bunu kaldırmayabilir” diye. Bu nedenle insanların tamamına aşı yaptık. Avrupa ülkeleri bunu yaptılar sipariş verdiler. İngiltere 15 milyon doz, Almanya 26 milyon doz grip aşısı aldılar. Biz alamadık. Kasım’da gelecek deniyor ama grip aşılama mevsimi Eylül’de başlar, Ekim ayında biter. Ekim’den sonra şirketlerden aşı alınmaz. Kasım ayında şirketin elinde aşı kalırsa, elinde aşı olmayan ülkelere satmaya çalışırlar” ifadelerini kullandı.

'AHLAKİ VE ETİK DEĞİL'

Halk sağlığı  açısından büyük bir tehditle karşı karşıya olunduğunu ve gerekli tedbirlerin alınmadığını belirten Soysal, “Sürü bağışıklığına yönelik önlemleri alıyorlar. Sürü bağışıklığı ahlaki ve etik değil. ‘Ölen ölsün kalan bizimdir’ mantığı olamaz. Bağışıklık 3. dalganın sonunda oluşur. İspanyol gribinde en çok can kaybının olduğu ikinci dalga böyle bir risk taşıyor. Önümüzdeki bahar aylarında 3. dalgaya gireceğiz. Dünyada bir sürü bağışıklığından söz edilebilir.  Halk sağlığı için bir an önce gerekli önlemler alınmalı. Önümüzdeki yaza kadar bir program hazırlanmamalı. Öncelik ekonomi değil, halk sağlığı olmalı” diye konuştu. Rana Beyza Öztürk / Özel Haber