Yazılı ve görsel basının dışında sosyal medyanın da gündeminden düşmeyen suç olayları ülkenin kanayan yarası haline geldi. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre son 11 yılda cezaevine girenlerin sayısı 3.8 kat arttı.T ÜİK’in Kasım 2020’de yayınladığı en güncel veri 2019 yılına ait. Buna göre 2019’da ceza infaz kurumlarına 281 bin 605 kişi girdi. Bu sayı 2009 yılında 74 bin 404 kişiydi. Suç türü üzerinden veriler irdelendiğinde, hırsızlık, cinsel suçlar, uyuşturucu ve kaçakçılık alanında işlenen suçlarda patlama yaşandığı görülüyor. 2009 yılında cinayet suçundan içeri girenlerin sayısı 1.514 iken bu sayı 6 kat artarak 9 bin 574’e, yaralamada ise 4.5 kat artarak 34 bin 987’ye çıktı. Aynı dönemde cinsel suçlar 10 kat artarak 562’den 5 bin 800’e yükselirken, hırsızlıktan hükümlülerin sayısı 7 kat, uyuşturucudan hapis cezası alanların sayısı 11 kat arttı. avukat-eylul-butun SUÇLAR HAT SAFHADA Son dönemde Türkiye'de suç oranlarının artan bir grafik sergilediğini ifade eden Avukat Eylül Bütün, “Bizler her alanda şiddetin arttığını görüyoruz. Toplumun tamamı ciddi bir bunalım halinde. Özellikle liderlerin kullandığı nefret dili bu durumu tetikliyor. İstanbul Sözleşmesi’nin bir anda ortada kalkması kadınların bir güvencesi olmadığını hatırlatıyor. Kadına yönelik şiddetin ciddi oranda arttığını gözlemliyoruz” dedi. Pandemi sürecinin ve ekonomik bunalımın suç oranlarını artırdığını vurgulayan Bütün, “Özellikle son süreçte pandeminin etkisiyle boşanma davaları hat safhada. Bilimsel araştırmalar söylüyor ki, akademisyen kadınların birçoğu son süreçte makale yazmamış. Hatta rakam yarı yarıya azalıyor. Çünkü kadınlar hem ev işlerini hem de iş hayatlarını idare etmeye çalışıyor. Diğer yandan ekonomik sorunların suçları artırdığını görüyoruz. Refah seviyesi düştükçe, suç oranı artıyor. Yine başka bir araştırmaya göre Türkiye antidepresan kullanımında birinci sırada. Buradan da hareketle ekonomik ve psikolojik sorunların suç oranına etkisini görüyoruz. Hırsızlık, kaçakçılık ve cinsel suçlar artıyor. Karşımızda kendini kontrol edemeyen, ne yapacağını bilmeyen bir toplum var. Bu anlamda tüm paydaşların bir arada çalışması gerekiyor” diye konuştu. RANA BEYZA ÖZTÜRK/ÖZEL HABER