30 dakikalık bir işlem
Kardiyoloji Uzmanı Dr. Oktay Şenöz de hastanın öyküsü ve tedavisi ile ilgili şunları söyledi: “Hastamız, savaş koşulları nedeniyle ülkemize göç etmiş. Çarpıntı, çabuk yorulma gibi şikayetleri son yıllarda arttığı için bize başvurdu. Kardiyoloji bölümünde gerekli tetkikleri yaptık ve kalbinde 2,5 santim büyüklüğünde bir delik olduğunu saptadık. Böyle bir delik olduğunda, kan geçmemesi gereken taraftan diğer tarafa geçmekte ve kalpte büyüme gibi semptomlara neden olmakta. Yani hastamızın şikayetleri buna bağlı olarak gelişmişti. Tespiti yaptıktan sonra hastamızın sağ kasığından kapalı yöntemle girerek 30 dakikalık bir işlemle kalpteki 2,5 santimlik deliği kapattık. Hastamıza sadece lokal anestezi uyguladık. 3,5 saat sonra ise hastamızı yürüttük. Ameliyatın üzerinden 24 saat geçti ve birazdan kendisini taburcu edeceğiz. Bu hastalık, 2 bin bebekte bir görülen ve genelde çocukluk çağında tespit edilip tedavisi yapılan bir hastalık. Nadiren erişkinlik çağındayken tesadüfen anlaşılabilen bir durum. Kapalı yöntemle tedavi son yıllarda yeni yeni gelişen bir sistem. Bizim gibi 3. basamak hastanelerde bu işlem yapılmaya başlandı. Merkezimizde de 4 yıldır bu işlemi uyguluyoruz. Hastayı hızlıca taburcu edebilmemiz ve kapalı operasyon yapmamız avantaj sağlıyor. Hastamız ve kızı çok mutlu. Farklı bir ülkede ve ortamda hastalığın tespit edilmesi, tedavi olması onlar için mutluluk verici oldu. Umut ediyoruz ki savaş bir an önce biter ve Ukraynalı hastamız özlediği vatanına tekrar döner.” Hastanenin başhekimi Dr. Öğr. Üyesi İlker Kızıloğlu ve hasta ile ilgilenen sağlık personeli de Ukraynalı hastayı ziyaret ederek şifa diledi. ASD Doğumsal kalp hastalıkları arasında yer alan ve toplumda ASD olarak bilinen atriyal septal defekt, genellikle çocukluk çağında saptanıp tedavi ediliyor. Ancak bazı ASD'liler, nadiren de olsa tanı konmadan erişkin yaşlara kadar gelebiliyor. Kalbin içinde, kalp kulakçıkları arasında delik olması durumu olarak tanımlanan ASD rahatsızlığında, kan bu delikten kalbin diğer tarafına geçerek akciğerlere giden kan akımının artmasına neden oluyor. Yıllar içinde artmış kan akımı, akciğer basıncında yükselmeye yol açarak akciğerlerde hasarlara neden olabiliyor. Ayrıca artış gösteren akciğer basıncı, kalbin sağ tarafında zorlanmaya yol açarak kalp yetmezliğine kadar gidebilen bir tabloya neden olabiliyor. (İHA)
Editör: TE Bilisim