“Sana ruh üflendiğinde bir kadının karnındasın. Ağladığında bir kadının kucağında… Aşık olduğunda bir kadının kalbindesin. Ona güzel davran…” Tepki, isyan, gözyaşı, ölüm ve sessizlik… Daha önce yaşanan birçok olayın ardından defalarca büyük bir tepki almasına rağmen Türkiye’de kadına şiddet olayları her geçen gün artmaya devam ediyor. Tüm bu tablonun içinde en acı gerçek ise, ülkemizde her yıl Münevver Karabulut, Özgecan Aslan, Ceren Kultaş, Fatma Günay, Fatemeh Alidadishamsabadi, Fatma Kökoğlu, Selda Geredeli, Selda Başaran, Gül Karadağ gibi nice kadın şiddete kurban gidiyor… Kadına şiddetin kalpleri kanatan tablosuna eklenen son isim ise Pınar Gültekin oldu. Muğla’da yaşanan Pınar Gültekin (27) cinayetiyle Türkiye yeniden ayağa kalktı, sokaklar ‘Kadına şiddete hayır!’ sesleriyle doldu taştı.

‘ZİHİN YAPILARI DEĞİŞMELİ’

“Her sessiz kalınan şiddet bir gün sizi bulur” diyen Kadınları Koruma Derneği Başkanı Engin Demir, “Bir kadının hayatı daha, gencecik yaşında katledilerek, bir erkek tarafından ellerinden alındı… Yapılan tüm çalışmalara rağmen bu tarz olayları yaşamak gerçekten çok üzücü. Ümit ediyoruz ki gerek sivil toplum örgütlerinin gerekse basının yaptığı çalışmalar ileride çok daha iyi sonuçlar verecek… Bizler her zaman kadına şiddeti önlemek amacıyla erkeklerin eğitilmesi taraftarı olduk. Bu noktada da ‘Çat Kapı’ adı altında bir proje hazırlamıştık. Sadece kadınların bilinçlenmesi asla yetmiyor, özellikle erkeklerin de bilinçlenmesiyle bilinçli bir toplum oluşturmak gerekiyor. Çocukluktan başlayarak kadın ve erkek ayrımı yapılmaması bence ana noktalardan birisi. Kız çocuklarına ikinci sınıf muamelesi yapılırken erkekler her zaman yüceleştiriliyor. Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da adetler bunun üzerine. Bu gelenekler devam ettiği sürece de bizler gerekli eğitimleri yapsak dahi başarılı olamıyoruz. Maalesef ki bu egemen düşünce hala hakim. Öncelikle zihinleri değiştirmemiz gerekiyor” dedi.

‘GARANTİLERE İHTİYAÇ VAR’

Kadın haklarının güvence altına alındığı İstanbul Sözleşmesi’nin çok önemli olmasına rağmen hala bu sözleşmeyi kaldırmak için birtakım kimselerin mücadele ettiğinin altını çizen Başkan Demir, “Şu dönem içerisinde bu tarz garantilere daha çok ihtiyacımız var. Özellikle bu konuda yasaların daha sert olması ve uygulanması gerekiyor. Yasalarımızda özellikle kadın ve erkek eşitliği bazında herhangi bir sıkıntımız yok ancak uygulamada çok büyük sıkıntılar var. Bu nedenlerden dolayı maalesef kadına yönelik şiddeti azaltamıyoruz. İstanbul Sözleşmesi, Türkiye ve dünya kadınlarına verilmiş bir söz, güçlü bir taahhüttür. Bu sözden caymayalım. Şiddet uygulayanları cesaretlendirmeyelim. Kadınların çeşitli bahanelerle şiddete maruz kalması ve yaşam haklarının elinden alınması maalesef her gün sarsıcı örnekleriyle karşımızdadır. Kadınların ve çocukların hayatını karartan cinayet, tecavüz, taciz vakaları, zorla ve erken evlilikler kadını kadın olduğu için ayrımcılığa maruz bırakan zihniyet yapısının yansımalarıdır. Uluslararası sözleşmeler ve yasalarımız şiddeti besleyen zihniyet yapısı ve şiddet eylemleri ile mücadelenin en etkili araçlarıdır” açıklamalarında bulundu.

‘BUNLAR KABUL EDİLEMEZ’

“Bizim çok güzel örf ve adetlerimiz var. Bu güzel olan davranışların üzerinde duralım” diyerek sözlerine devam eden Demir, “Bizde kadınların bir duruşu olmalı. Uzun yıllardan bu yana kadın hareketi içinde yer alan ben bu kadar fazla çarpık ilişki yaşandığını ilk defa bu son zamanda görmeye başladım. Evli erkeğin ya da kadının bir başka kişiyle birlikte olması durumu gerçekten bizim toplumumuzda çok yanlış… Bize göre olmaz şeyler. Evlilik biter, her iki taraf da serbest kalır, ondan sonra ne isterseniz yapabilirsiniz. Kadınlarımıza da bazı uyarılarda bulunmamız şart. Biliyorsunuz, sosyal medya kullanımı günümüzde bir hayli arttı. Ne yazık ki bu durum bazı olumsuz şeyleri de beraberinde getirebiliyor. Bizler yaptığımız toplantılarda kadınlarımızın sosyal medya kullanırken bir takım konulara dikkat etmesi gerektiğini her zaman söylüyoruz. Sosyal medyada özellikle fotoğraflarınızı paylaşırken maalesef ki çağımız gereği dikkat etmeniz gerekiyor. Bunun dışında insan ilişkileri de çok önemli. İlişkinizin başında dahi olsa bir erkeğin kıskançlık, dara düşme gibi zor durumlarda şiddete başvurması ve hatta kaba sözler söylemesi, sizi rencide edici hareketleri asla kabul edilemez” dedi.

‘EVLAT YETİŞTİRİRKEN…’

Son olarak, erkek çocuklarını yetiştirirken dikkat edilmesi gereken hususlara da değinen Demir, “Biz her zaman diyoruz ki erkek evlatlarınıza sevmeyi, vazgeçmeyi, bir kadını incitmemeyi, gülmekten ve mutluluğunu belli etmekten utanmamayı, kadınları kendilerinden bile sakınmayı ve en önemlisi bir gün eşi ondan ayrılmayı gerçekten isterse nazikçe ellerini bırakmayı öğretin. Elinizden geldiğince öfkenin, kinin, bağırmanın, şiddetin bir erdem olmadığını sevmenin ve sakin kalabilmenin değerini anlatın. Çünkü sevginin içinde asla şiddet yoktur” ifadelerini kullandı. Yağmur Gülü / Özel Haber