Salgın nedeniyle partilerde ‘parti içi yarış’ mesaileri de ertelenirken, normalleşme adımları sonrası startı İYİ Parti veriyor. 21 Haziran’da yapılacak olan İYİ Parti İzmir İl Kongresi öncesi yeniden aday olacağını açıklayan İl Başkanı Hüsmen Kırkpınar, Ege Telgraf’a açıklamalarda bulundu. 24 Haziran 2018 seçimlerinin ardından 4 ay sonra 18 Ekim 2018’te göreve geldiğini hatırlatan Kırkpınar, bu süreçte yaptığı çalışmaları anlattı. İYİ Parti’nin İzmir sınırları içinde verdiği mücadeleye katkı koymak için elinden geleni yaptığını belirten Kırkpınar, “Teşkilatlarımızı kurduk, kongrelerimizi tamamladık. Bu süreçte Millet İttifakı ile yerel seçimlere girdik. İzmir’de üzerimize düşeni fazlasıyla yaptık. Bunun dışında 6 Mayıs’ta iptal edilen seçimler doğrultusunda Genel Başkanımızın da talimatıyla zamanı uyan arkadaşlarımızla birlikte İstanbul’a giderek çalışmalarımızı yaptık. Kendi imkanlarımızla yaptığımız mücadele kapsamında CHP il ve ilçe teşkilatlarıyla koordineli bir şekilde 23 Haziran seçimlerine hazırlandık. Burada beni en çok mutlu eden konu, belediye başkanlıklarında 4 büyükşehirin içinde bir belediyemizin olmasıydı. Yine diğer büyükşehirler içinde temsil hakkımız da oldu. Bu durum da beni çok mutlu etti. Siyasi partilere düşen sosyal sorumluluklarımızı da yerine getirdik. Kan vermekten tutun da maddi zorluk çeken vatandaşlarımıza destek olma konusunda da herkesin derdine derman olmak için bütün teşkilatlarımızla birlikte gayret sarf ettik” dedi.

“İLK KEZ İYİ PARTİ’DE”

“Şimdi önümüzde 21 Haziran il kongremiz var” diyerek sözlerini sürdüren Kırkpınar, “İlçe kongrelerimizi 8 Mart günü tamamlamıştık. İl kongremiz için 21 Haziran tarihi netleşti. Seçim Kurulu’na bildirimizi yaptık, kabul edildi. Tarihi Havagazı Fabrikası’nda gerçekleştireceğimiz il kongresi seyircisiz, sadece 600 delege ile gerçekleştirilecek. Kongrede adayların da kısa birer konuşma yapmasını planlıyoruz. Bunun dışında il başkanlarını ve belediye başkanları da davet edeceğiz, icabet eden olursa buyursun gelsin. Divanımız ve görevliler de olacak… Anlayacağınız sıkıntılı bir konu. Uyulması gereken süreci de pandemiden dolayı aştık ancak bir yandan da hayat devam ediyor. İzmir’in tarihinde açık alanda kongre yapmak ilk kez İYİ Parti’ye nasip olacak gibi duruyor. 30 ilçe ile beraber güzel bir kongre gerçekleştirmek için mücadele edeceğiz. Gönlümüz öyle arzu ediyordu ancak maalesef ki şölen havasında bir kongre gerçekleştiremeyeceğiz. Buradan hareketle pandemi kurallarına uygun bir şekilde, seçim kurulunun da talebi doğrultusunda seyircisiz, sessiz ama güçlü bir il kongresi yapmayı düşünüyoruz. Çıkan sonucunda partimize, ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum” diye konuştu.

‘22 HAZİRAN SABAHINDA…’

Kongrede yeniden aday olacağının altını çizen Kırkpınar, kazanması halinde seçimin ardından gerçekleştirmek istediği projeleri de anlattı. “Salgın sürecinde proje düşünmek için de çok vaktimiz oldu” diyen Kırkpınar, “Bugüne kadar teşkilatlarımızla birlikte gayet uyumlu bir çalışma ortamımız oldu. 21 Haziran’dan sonra salgın yüzünden geç kalınmakla birlikte esnafın ardından farklı bir çalışma yapmayı düşünüyoruz. Biliyorsunuz ki İzmir’in iki tarım bir de turizm bölgesi var. Bu süreçten etkilenen, üretime dayalı bir ekonomik modelimiz olmadığı için sadece kıt kaynaklarla ve zorluk içinde ekip biçen ya da besleyen çiftçimiz ve turizmin restorandan kafesine kadar bu iki sektörle ilgili ziyaretlerimiz olacak. Bu ziyaretlerimize Sayın Grup Başkanvekilimiz Müsavat Dervişoğlu ve Güvenlik Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcımız Aytun Çıray’ın da iştirak edebileceklerini düşünüyorum. 22 Haziran sabahı kollarımızı sıvayıp lastik ayakkabılarımızı giyip tarlalara gidecek insanları dinleyeceğiz. Onlar sıkıntılarını anlatacak bizler dinleyeceğiz. Özellikle tarım konusunda çok değerli incelemeleri olan Erzurum Milletvekilimiz Sayın Naci Cinisli’yi de bu işin içine katarak üretime dayalı ne varsa hepsini inceleyeceğiz. Bu çalışmaların sonunda da İzmir’de tarımın, sanayinin ve endüstrinin sıkıntılarını ve çözüm önerilerini konuşacağımız bir panel düzenleyeceğiz. Durmaksızın çalışıyoruz. Şu anda seçimin bizim açımızdan herhangi bir önemi yok. Derdimiz, milletin sıkıntısını dinleyip çare olma konusunda elimizden geleni yapmak. İnsanlarımızın hükümette ilişkin taleplerini de Salı toplantılarında Genel Başkanımız’a arz edeceğiz” ifadelerini kullandı.

‘ALGI YÖNETİMİ İLE…’

Konuşmasında kent özelinde değerlendirmelerde de bulunan Başkan Kırkpınar, İzmir’i Türkiye’den ayrı tutmanın mümkün olmadığını dile getirdi. Pandemi döneminde dahi kent siyasetinde sert rüzgârlar estiğini söyleyen Kırkpınar, “Batı yakasında hiç değişiklik yok diye bir deyim vardır ya, aynı şekilde Cumhur İttifakı yakasında da hiçbir değişiklik yok. Ne salgın dinledi arkadaşlar ne de sağlık. İnsan sağlıklıysa ve yaşıyorsa orada siyaset, ticaret, sosyal hayat olur. Bu durumların Millet İttifakı’ndan kaynaklı olmadığını herkes biliyor. Bizim asla erken seçim diye bir talebimiz olmadı ancak Meclis’e getirilen ve hızlı bir şekilde baskıyla oluşturulmak istenen Siyasi Partiler Yasası’nda değişiklik süreci falan… Bunları biz konuşunca ‘Siz erken seçim istiyorsunuz’ diyorlar. Susuyoruz, bu sefer torba yasaların içinde paldır küldür geçirmeye çalıştıkları hukuki konular var. Sağlık probleminden önce ekonomik kriz de varken, bir de arkasından salgın çıkmışken siyasi propaganda içinde karşı tarafı algı yönetimi ile zayıf düşürme hevesi onlara çok da bir şey kazandırmayacaktır” dedi. Son olarak İYİ Partililer’e kongre öncesinde çağrı yapan İl Başkanı Kırkpınar, “Ben daha önce de en uzun günün en kısa kongresini yapacağımızı söylemiştim. 21 Haziran en uzun gün yani güneş ışınlarından en çok yararlandığımız gün. İYİ Parti’nin de amblemi olan o güneş, yapılacak olan ilk seçimde Türkiye’yi kucaklayacak. Kalkınma hamlelerini hazırlamış, çok donanımlı bir partimiz var. Millet İttifakı’nda buluşmak üzere…” diye konuştu.

‘Bakan İzmirli ama yüzümüz gülmedi!’

Korona virüsle mücadelede herkesin farkındalığının daha da arttığını söyleyen Kırkpınar, şu açıklamalarda bulundu: “Örneğin, sağlığın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anladık. Sağlık olmazsa siyaset olmaz, ticaret olmaz, sosyal hayat durur. Hepiniz gördünüz, bu süreçte evlerimize kapandık… İzmir’de sağlığı önde tutup sağlığımıza kavuştuktan sonra çevre ile ilgili çalışmalar yapacağız. Maalesef ki sadece çevreyi fena halde hırpaladık, adeta katlettik. Daha geçtiğimiz gün Giresun’da Çanakçı Deresi’ne 5’inci HES’i kurmaya çalıştılar. Buradan alınacak rantın hiçbir önemi yok. Yenilenebilir enerji kaynaklarına karşı değiliz ancak önce çevre geliyor. Önce sağlık sonra çevre ve ekonomi geliyor. Ekonominin canlandırılması için tarım olmazsa olmazımız. Ülkemiz, jeopolitik durumundan kaynaklı dünyanın merkezi olarak kabul görüyor. Yarımadada yaşıyoruz ancak balıkçılık diye bir şey yok. Balıkçılık konusunda dünyanın gerisinde kaldık. Mümbit topraklarımız, akarsularımız, derelerimiz var ancak yanlış politikalar, her gelen Tarım Bakanı’nın ayrı işleri yüzünden hepsini heba ettik. Havacılık ve savunmada yaptığımız güzel işler var. Ben hükümetin güzel işlerini takdir etmeyi de bilirim. Mevzu bahis bu bereketli toprakları çevre duyarlılığı ile birlikte yeniden kalkındırabiliriz. Bu da ülkemizin ihracatını artırır, istihdam alanlarını genişletir. Tarım politikalarında maalesef 3 Kasım 2002’den itibaren her gelenin ayrı programıyla yeni bir süreci başlatıyorlar. Bir kalkınma hamlesi bitmeden bir başkasına geçiyoruz. Tarım ve Orman Bakanı İzmirli olmasına rağmen kentimizin tarımdan yana yüzü gülmedi.” Yağmur Gülü / Özel Haber