İzmir, geçtiğimiz yıl 30 Ekim tarihinde gerçekleşen depremin ardından evlerı yıkılan ve hasar gören depremzedelerin emsal mücadelesine kilitlendi. Uzun zamandır tartışılan ve İzmir Büyükşehir Meclisi ekim ayı birinci ve ikinci oturumlarında gündeme gelen konuyla ilgili AK Parti ve Milliyetçi Hareket Partisi’nin “İzmir geleni kapsayacak bir karar alınsın’ önergesine karşın, sadece Bayraklı ilçesi sınırları içerisinde yer alan ve K sınırlarında geçerli olacak parsel bazında yüzde 20, ada bazında ise yüzde 30'luk emsal artışı teklifi Meclisten geçirilmişti. Konuyla ilgili tartışmalar sürerken, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, yaptığı açıklama ile kent genelinde, depremde ağır veya orta hasar görmüş binaların tamamına parsel bazında emsal artışı verilmesi teklifini ilk meclise oturumunda gündeme getireceğinin müjdesini verdi. Yaşanan gelişmelerin ardından Cumhur İttifakı’ndan ilk değerlendirme geldi. Başkan Soyer’in açıklamasını değerlendiren AK Parti İzmir Büyükşehir Belediyesi Grup Başkan Vekili Özgür Hızal, “Biz bu konuda zaten bir önerge hazırlayıp önergemizi sunmuş ve Meclis’te de bunun tartışmasını vermiştik. Evet, Bayraklı’da sorunlar var ama aynı sorunlar Karşıyaka’da, Konak’ta, Bayraklı’da da var; İzmir’in bütün ilçelerinde var… Dolayısıyla pazartesi günü geçen kararın İzmir’e şamil olması, tüm kenti kaplaması gerektiğini söylemiştik. Şu anda bu noktaya gelinmesinden mutluyuz, bunun çok daha öncesinde yapılması gerekiyordu. Elbette ki geç kalınmış bir karar ancak mutluyuz. Çünkü eşitlik ilkesi bakımından bu kararın bir ilçeye verilip diğer ilçelere verilmemesi ne hukuken ne de vicdani açıdan doğru bir karar değil” dedi. ‘GENİŞLETİLMESİ GEREK’ Kararda hala eksik olan bir durum olduğunun da altını çizen AK Partili Hızal, “Verilen karar orta ve ağır hasarlı binaların dönüşümü ile ilgili. Az hasarlı binalarla ilgili vatandaşa yeni bir külfet ortaya koyuyorlar. Binanın riskli olduğuna dair inceleme, araştırma gerekiyor. Burada emsal artış meselesinin daha geniş kapsamlı değerlendirilmesi şart. Çünkü bir binanın 30 Ekim’deki depremde hasar görmemiş olması yarın meydana gelecek bir depremde hasar görmeyeceği anlamına gelmez. Çünkü mevcut yapıların büyük bir bölümü 1999 yılı öncesinde yapılmış ve maalesef ki yeni deprem yönetmeliklerine uygun olmayan ve hepimizin de çok iyi bildiği gibi İzmir’de meydana gelecek bir depremde çok ciddi şekilde hasar görebilecek binalar… Burada doğru, yönetmeliklere ve yasalara uygun bir planlama ve doğru bir emsal artışı yöntemiyle kararın genişletilmesi gerektiğini düşünüyorum. Aksi takdirde bu şehirde ne dönüşümün önü açılır ne de insanların mağduriyeti ortadan kalkar. Ancak dediğim gibi her şeye rağmen Tunç Bey’in bugünkü açıklaması bizim söylediğimiz noktaya gelmesi açısından memnun edici” diye konuştu. ‘BİZ SİYASET YAPMADIK’ İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi’nin ilk oturumunda verdikleri önergenin kabul edilmemesi konusuna yönelik de değerlendirmelerde bulunan Hızal, şu açıklamalarda bulundu: “Bizi orada siyaset yapmakla suçlayanlar aslında siyasetin dik alasını kendileri yaptılar. Biz gerçekten siyaset yapmadık, samimiyetle sorunun ortadan kaldırılması için mücadele verdik. Siyasete malzeme yapmak adına yapılmış söylemler değildi… Bu konuları özellikle siyaset üstü gören bir partinin mensupları olarak söylüyorum; herhalde bu konuyu biz önerdik diye böyle bir yöntem belirlediler. Ancak bizler geçmiş dönemde de olduğu gibi 2,5 yıldır muhalefet görevini üstlenen bir parti olarak bu şehrin yararına olan her konuda yerel iktidarın yani belediyenin yanında olduk, destek verdik. Yanlışın karşısında durduk ama bunu bu şehir için yaptık. Meclis’te de mücadelemizi bu şehir için verdik. Gerçekten muhalefet noktasında ayakları yere basan, altı dolu bir söylem geliştiriyoruz. Ancak o günkü tavırları muhtemelen o önerinin bizden gelmesinden duydukları rahatsızlıktan ibaret…” ‘BU İŞİN SİYASETİ OLMAZ’ Konuyla ilgili bir açıklama da Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) İzmir Büyükşehir Belediyesi Grup Başkan Vekili Selahattin Şahin’den geldi. “Bu karar doğru bir karar” diyen MHP’li Şahin, “Zaten biz bu konunun partiler üstü bir konu olduğunu Meclis’te de defalarca belirttik. Burada birlik olmak lazım, bu işin siyaseti olmaz. Bu iş Büyükşehir Belediyesi’ni ilgilendiriyor bizler de belediye meclisiyiz. Tunç Bey’in de bizim gibi düşünmesi, bu işte birlikte hareket etmemiz güzel bir netice. Cumhur İttifakı olarak bunun olması gerektiğine zaten inanıyorduk, teşekkür ederiz” dedi. ‘BU KARARLAR İZMİRLİ İÇİN…’ “Deprem zaten çok boyutlu bir şey; her toplantımızda depremi konuşsak bile az…” diyerek açıklamalarını sürdüren Şahin, “Deprem karşısında çok ama çok tedbirli olmak ayakları yere basan çalışmalar yapmak gerekiyor. İmar, şehir planları, yapılanmalar tam bir derya… Bunlarla ilgili daha fazla gelişmeye ihtiyacımız var. Yeşil alanların bırakılması, kentin ağaçlandırılması olması gereken konular. Kaldı ki işin hayati önemi olan konu depreme karşı dirençli binalar, dolayısıyla dirençli kentler oluşturma. Bizler bu konulara dikkat çekmek için önergeler veriyoruz. Meclis’te en son verdiğimiz önergeler öneri olarak kabul edildi. Verilen önergeler sadece bizim isteğimiz değil; bir çalışma, insanların talebi… Mağduriyetler var; giderilmiş mi, hayır. Bunları öneri halinde veriyoruz dilek ve temenni olarak kabul ediliyor, bu asla doğru değil. Ancak çoğunluk psikolojisi ile hareket ediliyor. Nasıl olsa CHP’li Meclis üyelerinin çoğu reddediyor diye düşünülüyor. Ben Meclis üyelerimizi daha duyarlı olmaya davet ediyorum. Bu kararlar İzmir için, İzmirli için…” diye konuştu. Yağmur Gülü