İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi CHP Grup Sözcüsü Nilay Kökkılınç, Ege Telgraf Web TV’nin canlı yayın konuğu oldu, Panorama programında Nihan Ertem’in gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Hukukçu kimliği ile yerel yönetimler alanında uzun yıllar çalışmalarını sürdürdüğünü belirten Kökkılınç, vatandaşa hizmet etme aşkıyla yönetilenlerden çıkıp yönetenler arasına girme hikayesini anlattı. “Siyaset bir yolculuk” diyen Kökkılınç, “Yaptığınız işten keyif almanız ve tekrara düşmeden çalışmanız çok önemli. Siyasetin içinde geçen 9 yılımda tekrara düştüğüm çok fazla konu yok. Kadınlar, uyarıcı maddeyle mücadele, engelliler, yerel yönetimlerle ilgili çalışmalarım oldu. Bu dönem zaman zaman adaylıklarım da oldu. Parti okulunda eğitmendim, ilçelere gittim. Dolayısıyla benim için geçmiş 9 yıl çok geniş bir perde oldu. İlk defa belediye meclis üyesi oldum. CHP İzmir’de ilk kez bir kadın grup sözcüsü oldu. Yolculuğum hala devam ediyor. Mümkün oldukça keyif alıyor ve yararlı olmaya gayret ediyorum” dedi. “Siyasete kadının girmesi için en önemli gerekçe nedir?’ sorusuna Kökkılınç, “Kadınların özellikle ülkemizde yaşamlarının kolaylaştırılması gerekiyor. Çünkü biliyorsunuz ister çalışma hayatı içinde olun, ister olmayın, ister ev yaşamında olun, kadınların sorumlulukları çok fazla. Bizim toplum yapımızdan da ileri gelen bazı geleneklerimiz ve ataerkil yapımız sebebiyle kadın hem sokakta hem çalışma hayatında hem de evde pek çok kişinin sorumluluğunu üstlenmiş vaziyette. Dolayısıyla bu sorumlulukları eğer yerel yönetimler ve devlet bir nebze de olsa üzerlerinden alabilirse kadınların siyasete girmesi çok daha kolay olur. Türkiye’de kadının siyasete girmesi çok zor. Çünkü siyaset, 7 gün 24 saat yaşamayı gerektiren bir alan. Kadın erkek birlikte çalışmayı gerektiren bir alan. Ancak siyasete girmiş kadınlara baktığımızda gerçekten çok güzel örnekler olduğunu görüyoruz. Seçme ve seçilme hakkını çok önce elde ettik. O zaman Avrupa’daki ilklerden birisiydik şimdi ise çok geriye gittik. Parlamentoda, yerel yönetimlerde kadınların temsili ilk yıllardaki gibi değil. Bu aslında baktığımızda diğer ülkelerde de yaşanan bir sorun. Uluslararası İstanbul Sözleşmesi’ne imza attık. Eşit temsilin fiilen gerçekleşmesi bununla mümkün olmuyorsa bir takım yasal düzenlemeler yapılması gerektiğini söyledik. ‘Fermuar Sistemi’ bu önerilerden birisiydi. Bir kadın ve bir erkek art arda gelecek şekilde seçimi mümkün kılabilecek çalışmaların yapılması çözüm yolu. Ne yazık ki bunu yapamadığımız için siyasi partiler kanunu önümüze getiriliyor. Bu kanun el vermediği için tüzük çalışması yapılamadığı söyleniyor. Dolayısıyla kadınlar seçme ve seçilmede hak sahibi ama seçilmede bu fiilen gerçekleşmiyor” diye konuştu.

“MEKTUP YAZDIK AMA…”

Geçtiğimiz dönemde İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in de katılımıyla bu konuda bir adım attıklarını belirten Kökkılınç, “Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) ithafen bir mektup kaleme aldık. Bu yasanın çıkarılması ve ne şekilde olması gerektiğine dair içeriğin de olduğu bir metin hazırladık. AK Partili meclis üyelerinden, milletvekillerinden, TBMM Başkanı’ndan mektubumuzu bizzat gidip vermek için randevu istedik. Ancak henüz bir geri dönüş olmadı. Biz bu randevuları almak için çaba sarf edeceğiz. Bunu yapamazsak da sivil toplum örgütleri işbirliği ile bir imza kampanyası başlatacağız. Çünkü harekete geçmezsek söylemlerle bir yere varamıyoruz. Tespit ve sonuç çok önemli. Konunun takipçisi olacağız” ifadelerini kullandı.

‘GÜZEL PROJELER YOLDA’

Daha sonra proje ve hedeflerini anlatan Kökkılınç, toplumsal cinsiyet eşitliği alanında İzmir Büyükşehir Belediyesi ile birlikte güzel çalışmaların altına imza attıklarını söyledi. İzmir’in bir dünya kenti olması için her yönüyle entegre olması gerektiğini ifade eden Kökkılınç, “İşte, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komisyonu bu yüzden çok önemli. Bu alanda yaptığımız çalışmalarla ilgili bir algı ve duyarlılık yaratmak adına gökkuşağının renklerinden bir logo oluşturduk. Kamu spotu hazırlayarak hem eşit temsil hem de yaşamın her alanında eşitiz mesajı verdik. Kadına karşı şiddetin önlenmesiyle ilgili de bir spot hazırladık. Bunun dışında sivil toplum kuruluşlarını çok önemsiyoruz, çünkü alanda çalışan onlar. Çeşitli konularda işbirliği protokolleri yaptık. Masal evlerimizde 4 ile 6 yaş arasındaki çocuklarımız için bakım ve eğitim hizmeti sunuyoruz. Ebeveynlere de hobilerini ve iş becerilerini geliştirebilecekleri kurslar veriyoruz. Kadın sığınma evimiz, kadın danışma merkezimiz var. İnşaat halinde olan ve bu yıl hizmete geçeceği düşünülen bir sığınma evi daha hazırlıyoruz. Yine Tunç Başkanımızın yeni bir projesi var, kadınlarımızın her türlü ihtiyacını göreceği, barınmadan, danışmaya, iş becerisini geliştireceği birimler açmak için çalışmalarını sürdürüyor. 2020 senesinde halkla paylaşacağımız güzel projelerimiz yolda” dedi.

ELEŞTİRİLERE CEVAP!

Önceki gün Ege Telgraf Web TV’nin canlı yayın konuğu olan AK Parti Grup Başkanvekili Özgür Hızal, Başkan Soyer’in dedikleriyle yaptıklarının birbirini tutmadığı iddiasında bulunmuştu. Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Kökkılınç, “Belediye başkanımıza haksızlık etmişler. Haksız bir söylem olduğunu açıkça ifade edebilirim. Çünkü 31 Mart 2019 tarihinde bir görev üstlendik. Her ay belediye meclisimiz toplanıyor ve gündem konularını üç birleşimde görüşüyoruz. Esasında da mecliste de dile getirilebilir, nerelerde ne eksiklerimiz var, hangi projelerde yetersizlikler var… Ama böyle genel ifadelerle ‘Projesi yok’ demek veyahut ‘popülist yaklaşımlarla’ suçlamak bana göre doğru bir muhalefet yöntemi değil. Nerede trafik sıkışıklığı varsa onu somut olarak söyleyeceksiniz ki sebeplerini açıklayalım veya onu gidermek için neler yapıyoruz anlatalım. Genel olarak bu yaklaşımlarla muhalefet etmek için muhalefet etmiş olursunuz. Tunç Başkanımız projelerini zaten seçime giderken açıklamıştı. 31 Mart’tan itibaren de bunları gerçekleştirdiğini görüyoruz. Kendi imkanlarımızla, İzmir Büyükşehir Belediyesi kendi ekonomik imkanlarıyla bunları gerçekleştiriyor. Dolayısıyla bu konudaki söylemleri son derece haksız ve popülist yaklaşım olarak değerlendiriyorum” diye konuştu.

‘…HALK YARGIÇ OLUR’

‘Sonuçta her projenin bir takdimi var’ diyen Kökkılınç, “Sadece kendi kendinize İzmir’i yönetiyor olsanız projeleri çok hızlı bir şekilde gerçekleştirirsiniz ama bizim yerel yönetim mevzuatımızda anayasa idari vesayet ile merkezi hükümete bağlanmışız. Pek çok büyük projemizde merkezi hükümetin onayını almak zorundayız. Bu onaylarda gecikme olduğu zaman projeleriniz de gecikmiş oluyor. Bunun en önemli örneği olarak geçmişte tramvay projesi için 3 yıl beklendiğini biliyoruz. Büyükşehir’in parası var, bürokrasisi hakim, ekipmanı var, projeyi gerçekleştirecek ama merkezi idarenin onayı olmazsa sizin o projeyi gerçekleştirme durumunuz olmuyor. Dolayısıyla bunları açık açık halka anlatmak lazım. Hangi proje, ne sebeple gecikiyor… En azından bu şekilde haksız suçlamalarla karşılaştığımızda halk yargıç olur. Halk takdir eder… Tunç Başkanımız yüzde 58’lik bir oy oranı almıştı. Şimdi yapılan anketlere bakıldığında bu daha da yukarı çıkmış. Dolayısıyla halk memnun, halk takdir ediyor. Halk birlikte olmaktan yana memnun. Seyyar makam ilk icraatlarından biri. Makamı halka taşıyan bir belediye başkanımız var. Sürekli halkın içinde; metroda, bisikletle, tramvayda, feribotta görüyorsunuz. Daha ne isteriz? Halkın içinde bizden biri” dedi.

‘Yanlış bir algı yaratılmaya çalışılıyor’

Son olarak, Meclis’te gündeme gelen konuşma süreleri ve kısıtlama ile ilgili eleştirilere de karşılık veren Kökkılınç, “Bu konudaki suçlamayı çok haksız bulurum. Biz belediye kanunuyla yönetiyoruz. Kanunu şu anda iktidarda olan AK Parti’nin çıkardığı bir yasal düzenleme. Biz bir hukuk devletiysek hukukun gereğini yerine getirmemiz lazım. Çalışma yönetmeliğinde gündemle ilgili meclis üyelerinin söz alma hakkı var, zaten burada bir kısıtlama yok. Her üye gündemle ilgili söz alıp konuşabilir. Geçmiş 11 ay boyunca da bu konuda Belediye Başkanımız söz almak isteyen tüm üyelere söz vermiştir. Bu kamera kayıtlarında ve sosyal medyada var. Şimdiye dek dilek ve temenniler adında bir başlık vardı. Biz bunun belediye meclisi çalışma yönetmeliğinde olmadığını fark ettik. Gündem dışı konuşma adı altında bir bölüm var ama buna da başkan isterse söz verir, istemezse vermez. Başkanımız söz vermiş mi, vermiş. Söz konusu toplantıda 5 AK Partili meclis üyesine başkanımız söz vermiş. 4 AK Partili meclis üyemiz gündem dışı konuda usulüne uygun söz almış ve konuşmuş fakat bir meclis üyemiz gündem dışı konularla ilgili konularda söz almasına rağmen Büyükşehir’in görev alanında olmayan bir konuda ve başkanımıza karşı hiç hoş olmayan bir üslupla söz alınca başkanımız yönetmelikten doğan hakkını kullanarak bu konuda verdiği sözün suiistimal edilmesine izin vermemiştir. Eğer demokratik tavırlara aykırı bir üslubu olsaydı hiçbir üyeye söz vermezdi. Böyle bir şey yok. Yanlış bir algı yaratılmaya çalışılıyor” dedi. Yağmur Gülü / Özel Haber