Tarım ve Orman Bakanlığı, gıda ürünlerinin etiketinde "trans yağ" ibaresini kaldırmak için hazırladığı yönetmelik taslağında geri adım atacağı sinyalini verdi. Bakanlık yetkilileri gelen görüşler doğrultusunda trans yağ ibaresinin etiketlerde kalabileceğini söyledi. İnsan sağlığı üzerinde olumsuz etkileri olan trans yağların Kanada ile Avrupa Birliği’nin (AB) bazı ülkelerinde kullanımı yasak. Türkiye’de ise tamamen yasak değil. Şu anki yönetmeliğe göre yüzde 2’nin üzerinde kullanımı yasak ancak bu oran etiketlere yazılıyordu. Bazı ülkelerde yasak olan trans yağın sağlığa zararlı bir yağ çeşidi olduğunu söyleyen Diyetisyen Deniz Zünbülcan, “Trans yağ sağlığa zararlı bir yağ çeşididir. Hayvan vücudunda doğal olarak üretilebileceği gibi endüstriyel yollarla da üretilebilir. Bu yağ toplumun genel sağlık durumuna zarar vermekte. Paketli ürünlerde etiket bilgisinde trans yağ miktarının da olması çok önemli. Çünkü etiketler kişilerin bu ürünleri fark edip daha az tüketilmesinde de oldukça etkili oluyordu” dedi.

 KANSER RİSKİ

Özellikle fazla tüketiminde kalp hastalıklarına yakalanma riskini büyük oranda artırdığını söyleyen Zünbülcan, “Bu yağ türünün fazla tüketimi kalp hastalıklarına yakalanma riskini artırmaktadır. Vücutta LDL (kötü kolesterol) ve HDL (iyi kolesterol) arasındaki dengeyi bozmaktadır. Bu durumda kalp hastalıkları için önemli bir risk faktörüdür. Bu yağ türünü fazla tüketen kişilerde kalp ile ilgili koroner arter hastalığı, kalp krizi gibi rahatsızlıkların görülme ihtimali de artmaktadır. Trans yağ içeriği zengin yiyeceklerle beslenme Tip 2 diyabet gelişimi için de risk faktörüdür. Tip 2 diyabet kan şekerinin normalden yüksek olduğu ancak vücut hücrelerinin bu şekeri yeterince kullanamamasına bağlı oluşan bir hastalıktır. Bu hastalık kişilerde kalp, böbrek ve göz hastalıklarına yakalanma riskini de artırır. Trans yağ tüketiminin fazla olması vücutta artmış inflamasyona neden olur ve kronik hastalıkların oluşmasında da rol oynayabilir. Yapılan bazı çalışmalarda trans yağ tüketimi ile kanser gelişimi arasında ilişki olduğu bulunmuştur. Örneğin kadınlarda meme kanseri riskini artırdığını gösteren çalışmalar vardır” diye konuştu. Korona virüsle ilgili direkt bir çalışma olmadığına değinen Zünbülcan, “Yine de trans yağ içeren besinlerin obeziteye neden olduğunu ve bağışıklık sistemini olumsuz etkilediğini biliyoruz. Bu nedenle de trans yağ içeren ürünleri tüketmek korona virüse yakalanma riskinin artmasında etkili olabilir. Özellikle çocukların beslenmesinde de aileler bilinçli olmalı ve trans yağ içeren besinlerden çocuklarını uzak tutmalıdır. Büyüme ve gelişme döneminde trans yağ içeriği yüksek besinlerin tüketilmesi ilerleyen yaşlarda kronik hastalıklara yakalanma riskini ve obeziteye yakalanma riskini artırabilir” ifadelerini kullandı.

ETİKET BİLGİSİ

Zünbülcan, yüzde 2 trans yağdan fazla paketli ürünlerin tüketilmemesi gerektiğini söyledi. Aynı zamanda paketli ürünlerin birçoğunda trans yağ bulunduğunu da belirten Zünbülcan, “Kızarmış ürünler, fast food yiyecekler, bisküviler, kekler, gofretler, krakerler, kurabiyeler gibi fırınlanmış yiyeceklerde ve katı margarinler trans yağ içermektedir. Paketli ürünlerde etiket bilgisinde trans yağ miktarının da olması çok önemli. Çünkü etiketler kişilerin bu ürünleri fark edip daha az tüketilmesinde de oldukça etkili oluyor. Kişiler yüzde 2 trans yağdan fazla paketli ürünler asla almamalıdır. ‘Trans yağ yoktur’ denilen ürünlerde de az da olsa yaklaşık yüzde 1 oranında trans yağ bulunmaktadır. Bu nedenle mümkün olduğunca paketli ürünlerden uzak durmak en doğrusu. Ambalajlı ürünlerde ve restoranlarda sıklıkla kullanılan bir yağ çeşididir ancak sağlık için de bahsettiğimiz gibi oldukça zararlıdır. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de hazır gıda sektöründe trans yağ kullanımına sınırlama getirilmiştir. Mümkün olduğunca az tüketilmesi hatta tüketilmemesi gerekmektedir” diye konuştu. Rana Beyza Öztürk / Özel Haber