Karbon vergisini; kısaca küresel ısınma ve iklim değişikliğinin en önemli kaynaklarından biri olan ve fosil yakıtlard...

Karbon vergisini; kısaca küresel ısınma ve iklim değişikliğinin en önemli kaynaklarından biri olan ve fosil yakıtlardan kaynaklanan karbondioksit emisyonunu azaltmak amacıyla alınan vergi olarak tanımlamak mümkün. Amacı ise fosil yakıt kullanıcısı olan firmaların veya bireylerin sebep olduğu çevre kirliliğini azaltmak. Ancak dünyanın hızla tanıdığı ve başta İskandinav ülkeleri olmak üzere pek çok ülkede uygulanan karbon vergisine yönelik küçük bazı adımlar dışında Türkiye’de henüz doğrudan bir hazırlık yok. Mart 2020’de kamuoyuna sunulan Avrupa Yeşil Mutabakatı ile Avrupa Birliği; 2030 yılında sera gazı emisyonlarını yüzde 55 oranında azaltmayı, 2050 yılında ise karbon nötr olmayı hedeflediğini açıklamıştı. Avrupa Birliği’ne üye ülkelerin yanı sıra AB dışı ülkelerden gelen birtakım ürünlere uygulanması planlanan karbon fiyatlandırması anlamına gelen “sınırda karbon vergisi” uygulaması, ihracatının yüzde 40’ından fazlasını AB ülkelerine gerçekleştiren Türkiye’yi doğrudan etkileyecek. Sera gazı emisyonları geçtiğimiz 30 yıl içerisinde yüzde 130 artan Türkiye, emisyon yoğunluğunu azaltmadığı taktirde AB ülkelerine ihracatında ciddi kayıplar yaşayabilir. Uluslararası Enerji Ajansı’ndan alınan verilere göre küresel sera gazı salımları 2018 yılında tarihteki yeni zirve değerine ulaşmıştır. İklim krizinin etkilerinin son derece hızlı bir şekilde arttığı 2020 yılı itibariyle, yeni maksimum değerini gören karbon salımlarınının azaltılması hükümetler, bireyler ve özel sektör için bir zorunluluk haline gelmesi gerekmektedir. Böylesi bağlayıcı tedbirler Dünya’nın farklı bölgelerinde piyasa temelli uygulamalar başta olmak üzere denenmektedir. Öyle ki Dünya Bankası tarafından senelik yayınlanan Karbon Fiyatlandırması Durum ve Eğilimleri Raporu’nun 2021 sayısında küresel çapta, karbon salımlarını azaltmak amacı ile uygulanan 64 adet karbon fiyatlandırma mekanizmasının olduğu belirtilmiştir. Bu mekanizmalar katılımın zorunlu olduğu (ETS, karbon vergisi gibi) ve zorunlu olmadığı (gönüllü karbon piyasası gibi) pratiklerden oluşmaktadır. Karbon salımlarının denkleştirilmesi bu mekanizmalar arasındaki zorunlu olmayan piyasa temelli tedbirler arasında incelenmektedir. Özellikle, Türkiye gibi zorunlu karbon fiyatlandırma uygulaması yürütmeyen ülkelerde, piyasa temelli karbon azaltımı pratiklerine dahil olmak çoğunlukla karbon salımlarını denkleştirme ile mümkün olmaktadır. Bununla birlikte, halihazırda piyasa temelli zorunlu karbon azaltımı tedbiri olan ülkelerde de denkleştirme mekanizmaları kullanılmaktadır. Peki, karbon emisyonu denkleştirme mekanizmaları nasıl çalışır? KARBON KREDİLERİ NEDİR? Karbon kredileri, sera gazı emisyonu azaltımı yapan bir faaliyetin yaptığı her bir ton CO2 eşdeğer sera gazı azaltımını tebliğ etmek için kullanılan emisyon azaltımı birimleridir. Bu krediler Onaylanmış Emisyon Azaltımı (Verified Emission Reduction-VER) olarak isimlendirilir. Karbon denkleştirme sertifikaları olarak da bilinen bu kredilerin temsil ettiği sera gazı emisyonu azaltımı tanımı, eşdeğer kapasitede sera gazı emisyonu yapılan bir faaliyet referans alarak yapılmaktadır. Karbon kredileri (sertifikaları) aşağıdaki kategorilerde farklı sera gazı türleri (CO2, CH4, N2O gibi) azaltımı yapan projeler tarafından kazanılmaktadır: Tarım Kimyasal proses/ endüstriyel üretim Enerji verimliliği/ yakıt değişimi Ormancılık ve arazi kullanımı Yenilenebilir enerji Ulaşım Atık bertarafı Karbon kredilerinin oluşturulması basit bir örnekle açıklanabilir. Örneğin, bir rüzgâr enerjisi santrali projesi 45 MW kapasite ile elektrik üretiyor olsun. Eğer aynı kapasitede (45 MW) elektrik üretimi bir fosil yakıt santrali projesi ile gerçekleştirilmiş olsaydı bu üretim faaliyetinden belirli bir zaman aralığında 95 bin ton CO2 eşdeğer sera gazı salımı olacaktı. Belirlenen ilgili zaman aralığında, Rüzgâr Enerjisi Santrali Projesi’nin yapmadığı emisyon miktarı, bu projenin negatif emisyon miktarı olarak ifade edilmekte ve sertifikalandırma işlemi her negatif ton emisyon başına yapılmaktadır. Yani bu durumda Rüzgâr Enerji Santrali Projesi 95 bin adet VER sertifikası kazanabilir. KARBON SALIMLARI Sera gazı (karbon) salımı yapan kuruluşlar karbon salımlarını denkleştirmek için öncelikle Sera Gazı Protokolü uyarınca belirlenmiş Kapsam 1, Kapsam 2 ve Kapsam 3 emisyonlarını hesaplamaları gerekmektedir. Denkleştirme kapsamında Kapsam 1 ve Kapsam 2 emisyonlarının dahil edilmesi gereklidir. Daha sıkı bir azaltım politikası yürütmek isteyen kuruluşlar Kapsam 3 emisyonlarını da hesaplayıp denkleştirmeye dahil edebilir. Sera gazı (karbon) salımlarını denkleştirmek isteyen kuruluşlar, VER kredisi (sertifikası) sahibi kuruluşlardan karbon kredilerini satın alabilirler. Böylece, karbon salımlarını denkleştirebilirler. Toplam sera gazı emisyonunu kapsayacak şekilde karbon kredisi satın alan kuruluşlar karbon nötr olurlar. SERTİFİKASYON YAPIMI Türkiye’de sera gazı emisyonu azaltımı yapan projeler, karbon kredilerini çoğunlukla Verified Carbon Standard (VCS) ve Gold Standard isimli iki kuruluş vasıtasıyla alabilmekteydi. Ancak, GS ve VCS sertifikasyon standartları 2020 itibari ile Türkiye’den yeni proje kaydı kabul etmemektedirler. Yeni bir standard olan GCC (Global Carbon Council), Türkiye’de 2016 ve sonrasında faaliyete başlayan yeni projeler için yeni kayıt kabul etmekte ve geriye dönük 5 yıllık sertifikasyon işlemi gerçekleştirmeyi mümkün kılmaktadır. Bu projeler sertifikasyon süreçlerini kendileri yürütebileceği gibi bir karbon danışmanı kurum aracılığı ile de sertifikalandırma sürecini koordine edebilmektedir. Bahsedilen standartlara kayıt yaptırıp, sertifikasyon yapabilmek için 3 ana aşama mevcuttur. Bu aşamaların isimleri ilgili standarda göre değişiklik gösterse de genel olarak şöyle bahsedebiliriz: Listeleme Kayıt Verifikasyon Listeleme Proje geliştirilirken yapılması gereken ilk aşama, projeyi ilgili standardın veri tabanında listelemektir. Normal şartlarda listeleme ve kayıt aşamaları, proje operasyona geçmeden önce (elektrik üretmeye başlamadan önce) gerçekleştirilir. Ancak, bazı durumlarda, projeler inşa edildikten ve elektrik üretmeye başladıktan sonra da listelenip, standarda kayıt edilebilir. Listeleme kapsamında proje sahibi, projenin listelenmesi ve kayıt edilmesi için tarafsız bir denetçi ile anlaşır. Listeleme aşamasında proje özelinde hazırlanan taslak dokümanlar ilgili standarda iletilir. Standart dokümanlar üzerinde inceleme yapar. Detaylı incelemelerden sonra proje listelenir. KAYIT Listeleme akabinde yapılacak kayıt sürecinde ise projeye ait destekleyici dokümanlar daha kapsamlı olacak ve farklılıklar gösterecektir. Saha ziyaretinden önce ilgili dokümanlar danışman veya proje sahibi tarafından hazırlanır ve denetçiye iletilir. Saha ziyareti sırasında denetçi kendisine iletilen dokümanların yerinde doğruluğunu kontrol eder. Tesis çalışanları ve yerel halk ile görüşür ve proje ile ilgili olumlu/olumsuz fikirleri alır. Saha ziyareti sonrasında denetçi firmanın yönlendirmeleri ve soruları ışığında tüm konular kapandıktan ve tüm bilgiler temin edildikten sonra, denetçi validasyon raporunu hazırlar. Hazırlanan dokümanların standarda iletilmesi ile birlikte inceleme süreci başlar. Bu süreç boyunca standart tarafından gelen geri bildirimlere göre ilgili dokümanların revizyonları yapılır. Dokümanların nihai haline ulaşması ile proje kayıt aşamasını tamamlar. VERİFİKASYON Proje, kayıt olduktan sonra, elektrik üretimlerine veya operasyon süreçlerine bağlı olarak yaptıkları emisyon azaltımını belirli periyotlarla sertifikalandıracaklardır. Bu amaçla verifikasyon denen adı verilen süreç başlatılır. Yukarıda bahsedilen dokümanlara ek olarak elektrik üretimini ve/veya operasyonda kullanılan ekipmanların doğruluğunu kanıtlayacak belgeler, proje sahibinin anlaşma sağlayacağı bir tarafsız denetçiye ve akabinde ilgili standarda sunulur. Başarılı soru cevap süreçlerinden sonra, verifikasyon aşaması tamamlanır ve proje sahibi kredilerini standartta kayıtlı olan hesabına tanımlayabilir. TÜRKİYE’DE KARBON EMİSYONLARI Kısa adı OWID olan ve yoksulluk, hastalık, açlık, iklim değişikliği, savaş, varoluşsal riskler ve eşitsizlikler ile ilgili dünya çapındaki verileri bağımsız araştırmacıların derlediği Our World In Data’nın verilerine göre dünyadaki karbon emisyonları alarm verme aşamasını çoktan geçti. Türkiye de bu gidişattan nasibini almış durumda. Türkiye’de kişi başına karbon ayak izi 5 tonu geçti. Yıllık CO2 emisyonu ise 2020’de 400 milyon tonu aştı. Aşağıdaki tablo enerji ve çimento üretimi sırasında oluşan emisyon miktarını gösteriyor. Buna göre Türkiye’nin verileri 2020’ye vardığımızda 30 milyon tonun aşıldığını gösteriyor. 2020 verilerine göre Türkiye’nin CO2 emisyonunun 156 milyon tonunu kömür, 105 milyon tonunu petrol, 88,95 milyon tonunu gaz, 35 milyon tonunu çimento oluşturuyor. ELEKTRİKLİ OTOMOBİLLER Peki karbon vergisiyle trafikte kullandığımız araçların saldığı sera gazlarının etkisinden kurtulabilecek miyiz? İddia edildiği gibi elektrikli otomobiller bu derde deva olacak mı?Elektrikli araçları kullanmak şu aşamada bizim sahip olduğumuz enerji politikası ile sadece yerel hava kirliliğini önlüyor. Çünkü biz kömürden elektrik üretmeye devam ediyoruz. Yani o aracın ürettiği elektrik kömürden elde ediliyor. Dolayısıyla kömürden çıkmadan, elektrikli araçların iklim krizine bir etkisi yok. Biz elektriğimizi yenilenebilir kaynaklardan etmediğimiz sürece sadece mesela İstanbul’un havasını temiz tutabiliriz ama kömür santrallerinin olduğu yerdeki hava kirliliğini de artırırız. Çünkü elektrikli araçlara talep arttıkça, daha fazla kömür kullanarak daha fazla elektrik üretilmesi diye bir sonuç doğrudan oluşacak.” VERGİ UYGULAYAN ÜLKELER Şu anda karbon vergisi uygulanan ülkeler şöyle: Avrupa Birliği’ne üye Almanya, Avusturya, Belçika, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Estonya, Finlandiya, Fransa, Hırvatistan, Hollanda, İrlanda, İspanya, İsveç, İtalya, Kıbrıs, Letonya, Litvanya, Lüksemburg, Macaristan, Malta, Polonya, Portekiz, Romanya, Slovakya, Slovenya ve Yunanistan’ın yanı sıra Arjantin, Kanada, Şili, Çin, Kolombiya, Japonya, Kazakistan, Kore, Meksika, Yeni Zelanda, Norveç, Singapur, Güney Afrika, İsveç , İngiltere ve Ukrayna’da Karbon Vergisi hayata geçirilmiş durumda. Bu ülkelerin yanı sıra; Brezilya, Brunei, Endonezya, Pakistan, Rusya, Sırbistan, Tayland, Türkiye ve Vietnam, Karbon Vergisi uygulamak için aday ülkeler. https://yesilekonomi.com/karbon-kredileri-ve-sertifikasyon-sureci/?utm_campaign=avrupa_konseyi_karbon_vergisinde_mutabakat_sagladi_guenluek_buelten&utm_medium=email&utm_source=newsletter&utm_term=2022-03-16