Türkiye’nin ilk boğaz köprüsünden elektrik, içme suyu ve kanalizasyon boruları geçiyor? Herhangi bir depremde kaçınılmaz görünen felaket için ne gibi tedbirler alınıyor?
Lale ve Cunda adalarını birleştiren Türkiye’nin ilk boğaz köprüsü olarak bilinen Cunda Köprüsü’ne sahip çıkan yok. Köprünün taşıyıcı sisteminin yıprandığı ve turizmin yoğun olduğu yaz aylarında alternatifi olmayan geçiş niteliğindeki köprünün can güvenliği için risk oluşturmakta olduğu raporlarla tespit edilmiş.
Dört bakanlık, 2 Belediye ve Valilik makamına.(Balıkesir) yazdığım halde sonuç alamadım. Aşağıda ayrıntılı olarak belirtilecektir.
Ülkemizin deprem ülkesi olduğu dikkate alındığında, tedbirlerin zamanında alınması zaruriyeti doğmaktadır. Deprem; bütçemizi, psikolojimizi, gündelik ve sosyal hayatımızı etkileyen çok boyutlu bir mesele. Onunla baş etmeyi öğrenmek de yine çok aşamalı bir bakış açısı gerektiriyor.
Ülkemiz de; bilgi toplumu olma özelliği törpülendiği oranda, afet ve imar konularının nitelikleri de yok edilmiştir.Öncelikle sorunu tanımlamak, afet bilgisine ulaşmak ve bu bilgiyi toplumsal olarak içselleştirmek, çözüm üretmek, sonra da toplumsal etkinliğe dönüştürmek gerekirken, ülkemizde bilgiden uzak, sadece kaderci yaklaşım ile”yara sarmaya” dayalı ve soruna sırtını dönmüş, kaderci bir çözüm benimsenmiştir.
.Zarar azaltma mantığı ile yaşam biçimimizi afetlere duyarlı şekilde gözden geçirmeli, çevremizi bu gözle algılamalı, güvenli yaşam bilinci / farkındalığı ve afet öncesi hazırlıklı olma eğilimi ile afetlere direncimizi artırmalıyız.
Türkiye Tabiatını Koruma Derneği’nin Ayvalık Temsilciliği olarak ; 9 Ekim 2017 tarihinde ve 12 Kasım 2019 tarihinde Ayvalık ilçesinin 1 ve 2 nci Depremselliği paneli yapılmıştır. Farkındalık yaratan bu panellerde akademisyenler ; 10 yıl içinde olma olasılığının yüzde 36,50 yıl içinde ise yüzde 90 olacağı vurgulandı ve zeminle ilgili araştırma haritalarının biran evvel önce yapılması konusunda uyarıda bulunmuşlardır.
Bu kapsamda; il ve İlçe yetkilileri,”İl Afet Risk Azaltma Planı(İRAP) çalışmalarını eksiklere rağmen öz verilerle yürütmeye çalışmaktadırlar.
Deprem olduktan sonra tedbir almak önemli değildir. Çünkü ‘Deprem öldürmez bina öldürür’ mantığıyla hareket etmek gerekir. Önemli olan deprem olmadan gerekli tedbirleri almak olmalıdır. Örnek olarak Türkiye’nin ilk boğaz köprüsünü verebiliriz.
KORUYUCU TABAKA
Lale ve Cunda(Ali bey) adalarını birleştiren ve Türkiye’nin ilk boğaz köprüsü olarak bilinen köprü de koruyucu beton tabakası yol olduğu görülmektedir. Türkiye’nin ilk boğaz köprüsü olarak bilinen, Alibey Adası ile Lale Adası’nı birbirine bağlayan köprünün zemininde ve ayaklarında yıpranmaların olduğu 2010 yılında dönemin MHP Grup Sözcüsü Sema Ünver’in tesbiti üzerine Ayvalık Belediyesi’nin talebi üzerine, Ayvalık İnşaat Mühendisleri inceleyip rapor düzenleyip Ayvalık Belediyesi’ne teslim edilmişse de bugüne kadar hiçbir işlem yapılmamıştır. Köprünün durumunu aşağıdaki resimlerde görüldüğü gibi olup 08.09.2021 tarihinde ilçe tüm yetkililerine iletilmiştir.
Ayrıca Ayvalık İnşaat Mühendisliği temsilciliğine; 09.11..2021 tarihinde dilekçe ile müracaat edilip gelen cevabi yazı da; Tarafımızca köprünün durumu ile ilgili gelen taleple birlikte mevcut durum ele alınmış fakat TBDY 2018 ile birlikte mevcut yapılan durumunun incelenmesi belirli kurallar altına alınmış, mevcut yapıların detaylı incelenerek, testler ile birlikte performans analizi yaptırılması zorunlu hale getirilmiştir.
Bu çalışmalar Oda bünyesinde yapılabilecek çalışmalardan olmayıp, ilgili laboratuvar çalışmaları ve analiz hesapları odamız uhdesinde yapılamamaktadır.
Bu nedenle ilgili performans analizi çalışma ve araştırmalarının köprünün sorumlu olarak Balıkesir Büyükşehir Belediyesi ve yetkilendirilmiş kamu kuruluşlarınca çalışma yapılarak köprünün hali hazır yönetmelik şartlarına uygun olup olmadığı, kullanılmasında bir engel olup olmadığı irdelenip ve uygun olmaması durumunda hazırlanan proje kapsamında ihale ve kamulaştırma işlemlerine öncelik verildiği bildirilmiştir.
Bu konumdaki olan Türkiye’nin ilk boğaz köprüsününü onarmak veya yenisinin maliyeti 2023 birim fiyatlarına göre Ayvalık Belediyesi’nin maddi gücünü çok aşacağı değerlendirilmektedir.
Lale Adası’nı Alibey Adası’na bağlayan söz konusu köprünün Alibey Adası’ndaki karşılığı 1. Derece Arkeolojik Sit Alanı’dır. Köprünün bu yönde karaya bağlandığı kıyı hattını da denize doğru yaklaşık 15 metre içine alır halde yaklaşık 350 metre x 370 metre ölçülerindeki bu 1. Derece Arkeolojik Sit Alanı’nın batısı da ayrıca bir potansiyel alan olarak 3. Derece Arkeolojik Sit Alanı vasfındadır.
Halihazırda tescilli bulunan alan, Kültür ve Turizm Bakanlığı izninde Körfez Bölgesi’nde sürdürülen ve Dr. H. Murat Özgen başkanlığında yürütülen güncel yüzey araştırmalarının da belgeleme alanları arasında yer almıştır. İlgili çalışmalarla literatürde bahsi geçtiği üzere genellikle Nesos/Por(d)oselene olarak lokalize edilmekte olan antik yerleşim, Soğan (diğer adları Lale/Dolap) Adası’ndan (Krommydonisi), Cunda/Alibey Adası’na (Moskhonisi) geçişle başlayan eğim üzerinde, Cunda Adası’nın doğu uzantısının kuzeydoğusunda yer alan Duba Mevkii altındaki buruna konumlanmaktadır.
Yakın zamana dek adalardaki tek tescilli arkeolojik sit alanı durumunda korunagelen ve M.Ö. 5. yy.’dan itibaren kendi sikkesini darp eden, Klasik Dönem’de Atina vergi listelerinde adı geçen yerleşim, Ayvalık ve çevresi antikitesi için gelecek yıllarda sürdürülecek bilimsel çalışmalar için büyük önem taşımaktadır.
M.Ö 5. YY
Sahada sürdürülen yüzey araştırmalarında belgelenen ve M.Ö. 5. yy.’dan itibaren Klasik – Hellenistik ve Roma Dönemleri’nin farklı seramik tiplerine ait çömlek parçaları, tuğla ve kiremitler ile alan çevresinde belgelenen mimari parçalar ile yer yer kıyı hattına uzanır halde gözlemlenen harçlı duvar sıraları, bu rezervin şu ana dek yalnızca yüzeyden gözlemlenebilir önemini ortaya koymuştur. Mevcut ömrünü tamamlamış olduğu ve risk arz ettiği aşikar olan mevcut köprü yerine getirilecek çözüm projesinin (güçlendirme, yeni köprü projesi, vb. uygulamalar), sahanın Ayvalık tarihi için önem taşıyan bu niteliğinin de göz önünde bulundurularak, koruma metodlarına uyum halinde hassasiyetle ele alınması gerekmektedir.
Söz konusu projenin tasarım safhasının, sahadaki kültürel değerlerin yayılım sahasını ve konumlarını belirtir halde gerekli durumda su altı rölövelerini de içeren bir altlık ile birlikte gerçekleştirilmesi bir gerekliliktir.
Sonuç olarak ;
*Deprem fırtınaların yoğun olduğu bugünlerde ,deprem tedbirlerini zamanında almalıyız. Türkiye’nin ilk boğaz köprüsünden elektrik, içme suyu ve kanalizasyon boruları geçmektedir.
Ayvalığın 1. derece deprem kuşağında olduğu dikkate alınırsa, şiddetli bir deprem de köprü yıkıldığı zaman can ve ekolojik katliamın olması kuvvetle muhtemeldir. Yıllardır da bakım ve güçlendirme yapılamamıştır.
Zarar azaltma mantığı ile yaşam biçimimizi afetlere duyarlı şekilde gözden geçirmeli, çevremizi bu gözle algılamalı, güvenli yaşam bilinci / farkındalığı ve afet öncesi hazırlıklı olma eğilimi ile afetlere direncimizi artrıyor.
Yukarıdaki maddelerde arz edildiği üzere, bölgenin arkeolojik sit alanı gerçeğinden yola çıkarak, uygulanması öngörülen projenin tasarım tercihlerini etkileyebileceği üzere saha çalışmasına dayalı ilgili arkeoloji raporunun da hazırlanması gerekmektedir.
Bu rapor, mevcut kültür katları ile minimum seviyede ilişki kuran bir tasarımın projelendirilmesi için elzem olup, raporun net halde bu ilişkiyi onay merci olan ilgili Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’na sunabilecek nitelikte olması gerekmektedir.
Ayvalık Belediyesi’nin Türkiye’nin ilk boğaz köprüsünü güçlendirilmesini yapmak maddi gücünün dışında olacağı değerlendirilmektedir. Yaptığım araştırma da güçlendirme için 2019 yılı birim fiyatlarına göre 70 milyon TL olursa, yenisi için de çok daha fazla olacağı aşikardır. Eğer Ayvalık Belediyesi yaz nüfusuna göre İller Bankası’ndan pay almış olsaydı, durum biraz daha farklı olabilirdi. (Yazın nüfus 400 bini geçmektedir.) Bu köprü ancak ve ancak Devlet yardımı olduğu taktirde güçlendirilmesi veya yeni köprü yapılması mümkün olabilecektir.
Ayvalık'ı Cunda'ya (Alibey Adası) bağlayan, yaz aylarında turizm ilgisinde çok yoğun kullanımda alternatifi olmayan bir geçiş niteliğindeki köprünün yapısal çözülmeler neticesinde can güvenliği boyutunda tehlike arz etmesi sorununun, Ayvalık'ın tescilli arkeolojik alanı olan bahsi geçen kültür varlığı ile doğrudan ilişkisinin göz ardı edilmediği bir proje ile acilen çözümlenmesi gerektiğine inanıyorum.
Yukarıda bahsedildiği üzere ;
a. Valilik makamınca, 06.02.2023 tarihli dilekçemi 14.02.2023 tatihli bir üst yazıyla; İl çevre şehircilik ve iklim değişikliği md.lüğüne ve Kaymakamlık Makamı’na gönderilmiş ise de; bugüne kadar hiçbir cevap gelmemiştir.
b. Ayvalık Belediyesi: 17.02.2023 tarihli yazısı ile Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’ne konu hakkında dlekçe sahibine bilgi verilmesi istenilmiştir.
c.Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Yol Yapım Bakım ve Onarım D.Bşk.lığının 17.02.2023 Tarihli yazısında;talep ettiğiniz köprünün bakımı Ayvalık Belediyesi sorumluluğunda olduğu belirtilmiştir.
d. Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Kent Tarihi ve Tanıtım Dairesi Başkanlığı’nın 07.03.2023 tarihli yazısında da ise; İl çevre şehircilik ve iklim değişikliği md.lüğüne; Balıkesir Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonu’nun 22.12.2021 tarih ve 1100 sayılı kararı ile uygun bulunan Alibey Adası 1. ve 3. derece doğal sit alanı ile çakışık 2.ve 3. arkeolojik sit alanı 1/5000 ölçekli koruma amaçlı nazım imar planı, Çevre Şehircilik ve İklim Değişiliği Bakanlığına gönderildiği ve onay aşamasında olduğu bildirilmiştir.
Ayrıca; Balıkesir Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonu’nun 29.03.2017 tarihli ve 411 sayılı kararı ile; “Mevcut köprünün yıkılarak, yeniden yapılmasına ve köprünün ekonomik ömrünü doldurmuş olması, haliyle kullanılmasının risk teşkil ettiği bildirilmiştir. Her türlü faaliyetin komisyona iletilmesi verilen karar da belirtilmiştir.
Gerek 2021 yılında beri 1/5000 koruma amaçlı nazım imar planında onayda beklemesi, gerekse 2017 yılında beri köprünün mevcut haliyle kullanılmasının risk olarak belirtilmesine karşın bugüne kadar sorunu giderici herhangi bir adım atılmamıştır.
e.Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na 23205. 2023 tarihinde; 08.02.2023 tarihli dilekçeme verdikleri cevabi yazıda; konunun İl Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği md.lüğünce konunun incelnerek değerlendirme yapılmasını ve dilekçe sahibine bilgi verilmesini belirtikleri halde bugüne kadar hiçbir cevap gelmemiştir.
f.Ulaştırma ve Altyapı Genel Müdürlüğü’nce 04.08.2023 tarihli ve ve 05.05.2023 tarihli IV.DSİ(BURSA) Bölge Müdürlüğü’nün bilgi notunda ise; Lale ve Cunda adalarını birleştiren söz konusu köprünün bakım ve onarımın yapılması yetki ve sorumluluğumuzda değildir diye cevap verilmiştir.
Bu şartlarda; deprem olduğu zaman ekolojik ve insani felaket olmaması için yetkilileri insanlık adına göreve davet ediyorum.
Kaynak: Köprü fotoğrafları Nilgün Kaya’ya aittir.