Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2019'un Mayıs ayında kamuoyuna açıkladığı "Yargı reformu strateji planı" sonrasında ikinci önemli yargı reformu paketini "İnsan Hakları Eylem Planı" başlığıyla duyurdu. Eylem planında çocuk mahkemelerine ilişkin yeni düzenlemelerin yanı sıra, kadına karşı şiddet suçlarının kapsamının genişletileceği ve cezaların artırılacağına ilişkin hedefler de yer aldı. Bu düzenlemelerin bazıları idarenin tasarrufuyla, bazılarının ise yasal düzenlemeyle yaşama geçirilmesi planlanıyor. Eylem Planı'nın nihai amacını "yeni ve sivil anayasa hedefi" olarak ifade eden Erdoğan, belgenin, "9 amaç, 50 hedef ve 393 faaliyet" içerdiğini duyurdu. Eylem planının 2 yıllık zaman diliminde uygulanmak üzere hazırlandığını belirten Erdoğan, 2 hafta içinde de uygulama takvimini açıklayacaklarını söyledi. Belgeye göre uzun yargılamadan kaynaklı zararların giderilmesi için ise Anayasa Mahkemesi'ne başvurudan önce devreye girmek üzere "İnsan Hakları Tazminat Komisyonu" kurulacak. Hukuki öngörülebilirlik ve şeffaflık" amacı doğrultusunda hukuk uyuşmazlıklarda arabuluculuğun kapsamı genişletilecek. Bu kapsamda, "boşanma" sürecinde de arabuluculuk kurumu devreye girebilecek. Uluslararası yatırımcılar ve yabancı kişilere, hakları ile Türk hukuk sistemini anlatan yazılı ve görsel materyaller kendi dillerinde hazırlanarak erişimlerine sunulacak

‘HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ’

Dış yatırımcının Türkiye’yi artık tercih etmemesinin büyük önem arz ettiğine değinen Eski Baro Başkanı Avukat Aydın Özcan, “En başında ekonomik nedenlerle yani dış yatırımcıyı çekmek için bu hamlenin yapıldığını düşünüyorum. Hukuk sisteminiz güven verirse yabancı yatırımcı gelir. Özellikle yabancı yatırımcılar yatırımlarını alıp kaçıyorlar. Turizm gelirleri düştü. Üçüncüsü ticaret tüm dünyada azaldı, Türkiye’nin de gelirleri düştü. Önce ekonomik sebepler, yurt dışındaki siyasi gelişmelerde hükümeti etkiliyor. Hala birçok tutuklu gazeteci var. Bunun gibi pek çok alanda yanlış kararlar verilerek tutuklama üzerinden ceza öngörülüyor ağırlıkla. Daha öncede sanık yakalanıyor, sorgulanıyor, deliller sonra tespit ediliyor. Bu konuda da bireysel özgürlükler anlamında yeni yasalar yapılmaya çalışıyor ama bu tek başına bir çözüm mü? Değil. Siyasi iktidarın yargının üzerinden elini çekmesi, yargının özgür iradesiyle kararlar vermesi esas olmalı. Yasaları istediğimiz kadar değiştirelim müdahaleler devam ederse hiçbir sonuç alamazsınız. Eğer uygulanabilirse yasalar değişken ama önemli olan hâkim ve savcıların üzerinde baskının bertaraf edilmesi öncelik olmalı, önce bunları sağlamamız gerekir. Hukukun üstünlüğünün gerçekten hayata geçirilmesi gerek. Köylü vatandaşta, siyasetçide eşit haklara sahip olmalı. Uygulamayla ortaya çıkar. Yasaları mükemmel hale getirip, yasaları uygulamadıkları sürece, hak ve adaleti gözetmedikleri sürece hiçbir anlamı olmaz” diye konuştu.

‘ŞİRİN GÖRÜNMEK İÇİN’

Bahsi geçen reformların yalnızca ‘göstermelik’ olduğunu aktaran CHP İzmir Milletvekili Tacettin Bayır, “ Avrupa Birliği ve ABD ile ilişkilerimiz çok gerildi. Bunların tamamı AKP iktidarı kendince Türkiye’de demokrasi açısından, öğrenci hareketlerini bastırma, polisiye tedbirlerin çokluğu ile Avrupa’nın Türkiye’ye bakışındaki demokrasi yok algısını değiştirmeye yönelik. Biz ne yaparsak yapalım anayasayı uygulamadıktan sonra hiçbir önemi yok ki. Bunlar zaten mevcuttaki anayasaya uymuyor, yeni reformlara uyulsun. Yasaları zaten tanımıyoruz, yargıyı tanımıyoruz, insan haklarını tanımıyoruz. Avrupa’ya şirin görünmek için yapılan hamleler. Ekonominin hali ortada. Artık insanların bireysel özgürlüklerine ve yasal haklarına saygı duyacağız hareketleri, göstermelik hareketler. Bu şekilde turist Türkiye’ye gelmiyor. Bizlerin komşularımızla ilişkilerimiz iyiydi, şimdi dış politikada her ülkeyle problemimiz var. Herkesle kötü olunan ortamda nasıl turist gelsin? Şimdi torunlarımız turist neydi diyecekler” diye konuştu. Rana Beyza Öztürk / Özel Haber