DOĞRU İMAR VE ISLAH
Yaşanan sel felaketinin ardından, bölgede dere yatağına yapılan konutların öncelikli olarak sorunun kaynağı olduğunu belirten Özgen, “Dereli vadi tabanından oluşan bir ilçe. Orada yaşamış biri olarak aslında dere içine kurulmuş bir ilçe. Yaşanan olay ‘Afet yönetimine’ dair bir konu. Devlet Su İşleri 68 adet dere ıslah etmiş o bölgede. Bunlar taşkını engelleyemedi. Derelerin ıslahı sorgulanmalı. Çünkü çevreci açıdan bakıldığında büyük bir yanlış var. Betonlaşarak dere ıslah edilmemeli. Dereyi ekosistemden çıkarıyoruz. Betonlaşma görüyoruz ki suların taşmasına ve artmasına neden olmuş. Islah etmekle anlaşılan beton yapmak olmamalı, her yanını beton yapmak ıslah etmeye girmiyor. Betonlaşma ise ekosistemi bozuyor. Bu bence yanlış bir anlayış fakat doğrusu için akademisyenler bu konuda inceleme yapmalı” açıklamalarında bulundu. Verilen imar izinlerinin yeniden sorgulanması gerektiğini dile getiren Özgen, “Sellerin diğer bir nedeni dere yatağına binaların ve konutların yapılmasıdır. İmar planlarında bu anlamda dere yataklarına izin verilmemesi lazım. Bir afet olduğu zaman devletin telafi nedeniyle daha çok kaynağı gidiyor. Ölümler ise başlı başına bir yürek yarası. İmar anlamında yeniden bir yapılanma şart. Tedbirsizlik ve iklim değişimi asıl nedeni. İklim değişikliğinin yol açtığı ve sayıları her yıl artış gösteren kasırga, kuraklık, sel ve taşkınlar gibi doğal felaketler küresel çapta milyarlarca dolarlık ekonomik bilançoya sebep olmakta” dedi.‘BAŞKA ÇAREMİZ YOK’
Çözüm için kamuoyu oluşturulması gerektiğini ve iklim krizi çalışmalarının başlatılması gerektiğini söyleyen Özgen, “22 Ocak 2019 Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, ‘İklim Değişikliği ve Afet Yönetmeliği’ yayınladı. Genelgede, derelerin ıslah çalışması verilmesi gibi 14 madde eklenmiş. Baktığınız zaman bu kararları yerel yönetimler uygulamalı. Fakat ücret karşılığı yapacak. Sorun, bu kararların hiç birine uyulmaması. Büyükşehirler yapacak fakat gerekeni yapmıyorlar. Hatalar zinciri var. Hem devletin hem vatandaşın. Dünya’nın iklim krizi gerçeğini artık kabul etmesi gerekiyor. Parlamentolar düzenleniyor, insanlar eylem yapıyor fakat tepkiye rağmen somut bir çözüm yok. Kamu fikri oluşturmamız gerekiyor. Yeşil düzene uygun bir hayata geçmeye başlamamız gerekiyor. Doğada limitimizi aştık. Bireysel olarak ve bilinçli bir şekilde bunu gelecek nesillere masallar çizgi filmler ile öğretmek zorundayız. Çünkü artık çaremiz kalmadı” diye konuştu. Rana Beyza ÖZTÜRK/Özel Haber
Editör: TE Bilisim