Cumhuriyet Halk Partili (CHP) 11 Büyükşehir Belediye Başkanı, 2 gün sürecek olan Kentlerde Sürdürülebilir Su Politikaları Zirvesi için İzmir’de buluştu. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliği yaptığı program Fuar İzmir’de gerçekleşti. 22 Mart Dünya Su Günü'ne denk getirilen zirvede Türkiye'nin suyla ilgili sorunları ve çözümleri, su yönetimi ile ilgili uygulamalar ve politikalar tartışıldı. Türkiye'nin su gündemine yönelik ulusal uluslararası teknik sunumların ardından CHP'li belediye başkanları ‘Su Yönetiminde Liderlik ve Politikalar’ başlıklı programda su manifestosunu da açıkladı.

‘UMUDUN SİGORTASIDIR’

Programın açılış konuşmasını yapan İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Mustafa Özuslu, “2019 yılında ‘Martın Sonu Bahar’ diyerek başladığımız umudu yerelde yeşertme ve örgütleme öykümüzde yine bir mart sonu küresel çapta önem taşıyan bir konuda bir araya gelerek devam ediyoruz. Ulusal siyasetçileri, yerle yönetimleri, uzman isimleri, meslek örgütlerini ve sivil toplum kuruluşlarını bir araya getiren bu zirveye katılan herkesi saygıyla selamlıyorum. Bu zirve iki açıdan çok büyük önem taşıyor: İlk olarak, 11 büyükşehir belediyesinin ‘Başka Bir Su Mümkün’ diyerek elini taşın altına koyup suyumuzu küresel bir güç haline gelen sürdürülebilir temasıyla ele almasıdır. Sorunlarımızı ortak akılla müzakere ederek ve bilimsel yöntemlerle değerlendirmek adına son derece önemlidir. Bu yaklaşım Türkiye’nin bugünü ve yarını için mihenk taşı demektir. Ayrıca tüm farklılıklarımıza rağmen dayanışmayla pekişen demokrasinin kökleşmesi, sağlamlaşması umudun asla tükenmeyeceğinin sigortasıdır. Sürdürülebilir ve dirençli bir kent kurmaya çalışıyoruz. Sürdürülebilir suya da bu bakış açısıyla yaklaşıyor ve meseleyi kentle ayrılmaz bir bütün olarak değerlendiriyoruz. Su yönetimini teknik, ekolojik ve ekonomik, toplumsal boyutlarla ele alarak bütüncül bir yaklaşımla icra ediyoruz. Suyumuzu iş birliği içinde yönetiyor ve riskleri en aza indiren çözümler arıyoruz” dedi. Özuslu’nun konuşmasının ardından su politikaları hakkında ulusal ve uluslararası teknik sunumlar yapıldı.

BAŞKANLAR ZİRVESİ!

Toplantının ikinci bölümünde CHP’li 11 büyükşehir belediye başkanının yer aldığı Başkanlar Zirvesi gerçekleşti. Zirveye, mazereti nedeniyle Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek'in dahil olamayacağı zirveye Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfi Savaş, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün ve Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak'ın yanı sıra Ardahan Belediye Başkanı Faruk Demir, Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz, Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, Kırklareli Belediye Başkanı Mehmet Siyam Kesimoğlu ve Sinop Belediye Başkanı Barış Ayhan da katıldı.

‘ÜÇ DUYGUYU KORUMALI’

Dünya Su Günü’nde İzmir’de Türkiye’nin yeni su politikasının temellerinin atıldığı bir buluşmaya ev sahipliği yapmaktan onur duyduğunu belirterek zirvenin açılış konuşmasını yapan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “Türkiye’de son 60 yılda Marmara denizinden daha büyük sulak alan kurutuldu. Sağlıklı ve özgürce akan nehir ekosistemi neredeyse kalmadı. Yeraltı suları yüzlerce metre derine çekildi. Ülkemiz susuzluk ve kuraklık bilmezdi ama tarihinde ilk defa tanıştı. Her yıl suyumuz yetecek mi kaygısıyla yaşıyoruz. Ne yazık ki bunun en büyük nedeni politikaların yanlış yönetilmesi” dedi. “Yazık ki çağın gereğine yönelik yeni bir politika inşa etmek şöyle dursun; eski politikaların açtığı fay hatlarını derinleştiren kararlar alınıyor” diyerek sözlerini sürdüren Başkan Soyer, “Daha üç gün önce dünya kuraklıkla mücadele ederken, Türkiye’de sulak alanlara ilişkin bir değişiklik yapıldı ve büyük altyapı projelerine izin verildi. Ülkemiz kaynaklarının yüzde 77’si tarımsal sulamada kullanılıyor. Çağdaş yöntemler bu miktarın yarısını kullanmadan çok daha fazla verim elde edeceğimizi gösteriyor. Bilim, kuraklıkla mücadelenin yol haritasını çiziyor. İzmir’de başka bir tarım mümkün diyerek bu durumu tersine çevirmeye ve güçlü bir tarım ekonomisi geliştirmeye başladık. Bugün yeni ve çağdaş bir politika açıklayacağız. Bu ortak metin dilerim ihtiyacımız olan bu üç duyguyu korumamız gerekiyor: Türkiye’nin ihtiyacı olan cesaretle koruduğumuz kararlılığımız, dipdiri yaşattığımız umudumuz ve canımız gibi sahip çıktığımız birlik ve beraberliğimiz…Türkiye’nin suyunu yaşatmak için hepiniz İzmir’e hoş geldiniz. Bugün, her biri kendi kentinde başarı hikayeleri yazan, Türkiye’nin gelecek umudunu koruyan ve geleceğini inşa eden başkanlarımız burada. Hepsine şükranlarımı sunuyorum. Onur ve şeref verdiler. Hepsine teşekkür ediyorum. Türkiye’nin suyunu yaşatmak için hepiniz İzmir’e hoş geldiniz. Bugün, her biri kendi kentinde başarı hikayeleri yazan, Türkiye’nin gelecek umudunu koruyan ve geleceğini inşa eden başkanlarımız burada. Hepsine şükranlarımı sunuyorum. Onur ve şeref verdiler. Hepsine teşekkür ediyorum” diye konuştu.

SUYU VE ÖNEMİNİ ANLATTILAR

Başkan Soyer’in konuşmasının ardından CHP’li büyükşehir belediye başkanları da söz alarak su ile ilgili görüşlerini paylaştı. Su ve verimli toprakların 30 ila 40 yıl sonra dünyada en değerli unsurlar olacağını belirterek sözlerine başlayan Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Kayalar, “Su ve verimli toprak dünyada 30 ila 40 sene sonra en değerli şey olacak. İklim değişikliğini de göz önünde bulundurursak bu sıkıntıyı dünyanın yaşayacağı aşikar. İklim engellenemezse bunun daha da artacağı çok belli. Bugünlerde bunun öncesini görüp tedbir almak, başka bir su yönetimini tartışmak çok önemli” dedi. Bu toplantıların yapılmasının farkındalık yaratma açısından çok önemli olduğunu belirten Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, “Ülkemiz kuraklığa doğru gidiyor, özellikle bizim yaşadığımız bölge orta Anadolu 20 ila 25 yıl sonra çölleşecek. Bunu görüyoruz ama önlem alamıyoruz. Ankara’da şu anda o kadar çok hobi bahçesi var ki… Vahşice sulamalar yapılıyor. Biz bu konuyla ilişkin görüşlerimizi zaman zaman Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile bu konuda zaman zaman görüşmelerimiz oluyor. Su konusunda kademeli tarifeye geçilmesini söylüyoruz. Biz çağımızın elması olan su için bir manifesto hazırladık. Dünyaya bir çağrı yapacağız, inşallah tedbirler alınır. Biz hep kaybettikten sonra tedbir alırız, ancak şimdi kaybetmeden alınan bir tedbir var” ifadelerini kullandı.

VİDEOLU MESAJ GÖNDERDİ

Toplantıya mazereti nedeniyle katılamayan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek ise, videolu mesajıyla zirve hakkındaki düşüncelerini paylaştı. Başkan Böcek, “Küresel iklim krizinden en çok etkilenecek ülkemizde tedbirleri almak hayati önem kazanıyor. Belirlenecek su politikaları tarihi bir sorumluluğu yerine getirmemize sebep olacaktır. Artan nüfus değişimine bağlı olarak yaşayacağımız su sıkıntısına karşı tedbir almalıyız. Sadece bugünün değil yarının da suyunu korumalıyız” dedi.

‘BİZ SUYU YÖNETELİM’

Salonda Türkiye nüfusunun yarısından temsil eden büyükşehir belediye başkanlarının olduğunu belirterek açıklamalarına başlayan Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, “Doğal su kaynaklarımızı korumalıyız. Özellikle de yeraltı kaynaklarımızı çok ciddi bir şekilde vahşice kullanıyoruz. Özellikle kaçak açılan sondaj su kuyuları için önlem alınmalı ve denetimler üst noktada yapılmalı. Tarımda modern sulama sistemine geçilmeli ve ürüne göre su kullanımı çok önemli. Susuzluk bizi yönetmeden biz suyu yönetelim” ifadelerini kullandı.

‘ALGI DEĞİŞTİRMEK LAZIM’

“Suyun insan hayatı hem de diğer canlıların yaşantılarının yaşamındaki önemini tekrarlamaya gerek yok” diyerek konuşmasına başlayan Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen de, şu açıklamalarda bulundu: “Evlerimizde zaman zaman yaşanan birkaç saatlik su kesintisini bile hayatımızı nasıl eziyete dönüştürdüğünü yaşamışsınızdır. Bilinenin aksine su zengini olmayan bir ülkeyiz. Ülkemizde bulunan akarsu, dere, çay ve sulak alan yeraltı suları itibariyle fakir olduğumuzu hepimizin kabul etmesi lazım. Bunların kullanımına hepimizin çok dikkat etmemiz gerekiyor. Geleceği su açısından güvence altına almalıyız. Göller kuruyor, yeraltı suları çok daha derine iniyor. Şöyle bir algının da yanlışlığını vurgulamak gerekiyor; çoğu kesimde vatandaşlarımız istediğimiz kadar suyu kullanabilmeliyim’ diyerek yöneticilerden hizmet bekliyor. Bu yanlış bir algı, bizim bunu değiştirmemiz lazım. Okulda çocuklardan başlayarak halkın her kademesine su sıkıntısının ne kadar tehlikeli olduğunu anlatmak zorundayız. Suyun verimli kullanılması konusunda da tarımla uğraşan kesimi aydınlatmak zorundayız. Tarım modellenmesinin birtakım programlara dayatılması gerekir. Ne yazık ki hükümetlerimiz buna yeterince önem vermediği için biz bunun sıkıntısını Eskişehir’de çok çekiyoruz.” Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfi Savaş, “Herkes su konusunda fakir bir ülke diyor, biz de onun şahitliğini yapıyoruz. Dünyanın üçte ikisi suyla kaplı ama bizim içme suyu olarak kullanacağımız suyun oranı sadece yüzde 2. O yüzden suyu muhafaza etme ve kullanma politikaları için buradayız. Burada alacağımız kararlar ortak hedefi ve yürüyüşümüzü belirleyecek. Bizler siyasetçiyiz ama sağlık ve bilim olduğunda siyaset bir kenara bırakılmalı ve bunun için bütün herkes el ele vermeli” diye konuştu.

İMAMOĞLU: DOĞA İLE İNATLAŞILMAZ!

“Ülkemizin gündeminin yoğun değiştiği ortamda bizler çok kıymetli bir konuyu konuşmaya geldik” diyerek açıklamalarına başlayan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Meselemiz çok çok önemli. Bu meseleyi şu anda 11 büyükşehir belediyemize baktığımızda ülkemizin yüzde 65’ini temsil eden bir nüfusa sahibiz. Bu yönüyle bahsettiğimiz mesele geçici bir mesele değil. Ülkemizde birçok konu var, bunların hakkında her gün konuşabiliriz ama bir gün bütün bu sorunları çözebiliriz. Su meselesi istendiğinde bir anda çözüm üretilecek bir sorun değil. Diğer konuları düzeltebileceğimiz gibi su konusunda da büyük bir irade ortaya koymamız lazım. Kuraklık bütün dünyanın sorunu. Bu nedenle milyonlarca insanın göç dalgasına sebep olduğunu görüyoruz. Bu anlamda sulak alanların tahribine neden olmamalı ve yapılmasına da izin vermeyelim. Bizler milletle inatlaşılmayacağını savunuyoruz ama doğa ile hiç ama hiç inatlaşılmaz. Doğaya karşı inatlaşmak çok ciddi hasara neden oluyor. Bunlardan bir tanesini İstanbul’da yaşıyoruz. İstanbul’da inşaat edilmek istenen beton kanalı insanların yaşamını etkileyecek büyük bir ihanettir. Bir seferberlik ilan etmenin başlatmanın sorumluluğunu yaşıyoruz. 85 milyon vatandaşımızın kamu kurum ve kuruluşlarının sürece dahil edilmesi gerekebilir. Aynı iradeyi ortaya koyma noktasında iş birliği yapmanın onurunu yaşıyorum. Umarım ki ülkemizin geleceğinde kuraklığın olmadığı, doğa ile inatlaşılmadığı günler yaşarız” diye konuştu.

‘VAHŞİ SULAMA’ VURGUSU

Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, “Tüm insanlığa bu sorunu çözmek için bir arada olma görevi düşüyor. Yerel yöneticiler kendi alanımızda bir şeyler yapmak zorundayız. Yetki ve sorumluluk çerçevesinde yapmak zorundayız. Su tüketiminin yaşandığı en büyük alanlar tarım alanı. Temiz su tüketiminde bilimin uygun bulduğu politikalar uygulamadır. Alt yapıdan kaçak kaybı engelleme gibi her alanda yenilik anlayışı olmak zorundayız. Alt yapıya çok paralar harcıyoruz ama bu insanlık anlamında çok değerli buluyorum” dedi. Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün, “Ne yapmalı, dediğimizde yapılacak olan şeyin sistematik olarak su kaynaklarını korumakla ilgili mutlak suretle bir protokol imzalanmalı. Havzaların kaynakların korunması gerekiyor. Tüketimle ilgili protokol yapmak ve disipline yapılması gerekiyor. Tarımda yüzde 70 tarımda kullanıyor, yapılan sulama vahşi sulama. Çağdaş bir sulama sistemine geçilmesi gerekiyor. Gri su dediğimiz kullanılmış suyun tekrar kullanılması elzemdir. Muğla’da arıtma suyu yeşil alan ve ağaçların kullanılması niteliğinde kullanıyoruz. Bu olağanüstü önemli. Yağmur suyunu toplanarak diğer amaçlarla kullanmak zorundayız. Su Bakanlığı kurulması gerekiyor. Suyu en üstte tutan onu esas alan bir sistematiği koymamız gerekiyor. Dileriz çok uzun olmadığı süreçte bu bakanlığı biz kurarız” diye konuştu.

‘İNANÇLIYIZ, GÜVENİYORUZ’

Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak da, “Bugün geldiğimiz noktayı çok farklı nedenlerle anlatabiliriz. Bugün Türkiye’nin gündeminde Edirne, Kırklareli ve Çanakkale’nin ağabeyi olarak konuşabilirim; Ergene diye bir havzamız var. Yıllar yılı Trakya tarımında büyük etkisi olan bu nehrimizin debisi sanayileşme ile birlikte kirlenerek 2 kat artmış. Hükümetimizin başlatmış olduğu Ergene’yi temizleme programından hiç sonuç alamadık. Ergene hala zehir akıtıyor. Bu debinin artmasında kullanılan su ne yazık ki yeraltı suyu. Su aşağı indikçe kalitesi de düşüyor. Çözüm var mı, var. Manifestomuzu imzalayarak söz vereceğiz. Yeni politikalar üretmemiz, çevreyi toparlamamız gerekiyor. İnançlıyız ve kendimize güveniyoruz” diye konuştu. 10 MADDELİK MANİFESTO Konuşmaların ardından 11 büyükşehir ve 11 il belediyesinin başkanlarının altına imza attığı 10 maddelik manifesto açıklandı. “Katılımcı bir su modeli oluşturmak, tüm kullanım alanlarında arzın değil, talebin yönetilmesi, su yatırımlarının havza ölçeğinde planlanması ve suyun ekosistem ve sektörler arası döngüsel kullanımı” ilkelerinin vurgulandığı manifestoda, şu maddeler yer aldı: 1. Su yönetimiyle ilgili koordinasyonsuzluk ortadan kaldırılmalı kurumlar arasındaki yetki ve sorumluluk karmaşasına son verilmelidir. 2. Tüm paydaşların mutabakatı alınarak hazırlanan bir Su Kanunu yürürlüğe konmalı, su havzası planlama ve uygulamalarında yerel yönetimler güçlü ve yetkili yapılar haline getirilmedir 3. Su yatırımları havza ölçekli bütüncül planlarla uyumlu olarak su ve atık su master planlarına göre yapılmalı, kamu kaynakları ekonomik ve ekolojik fizibilitesi düşük yatırımlara aktarılmamalıdır. Yerel yönetimlerin çevresel altyapı projelerine yönelik kaynakları artırılmalıdır. 4. İklim krizi ile etkin mücadele için imzalanan Paris İklim Anlaşması ivedilikle onaylanmalı: iklim değişikliğinin yaratacağı olumsuz etkilerin önlenmesi amacına yönelik hazırlanan İklim Değişikliği Kanun Tasarısı üzerinde çalışmalar yoğunlaştırılmalıdır. 5. Kuruyan göllerin, Salda Gölü Burdur Gölü, Tuz Gölü, Seyfe Gölü ve diğer sulak alanların tahribatı sonlandırılarak restore edilmeli ve doğal su döngüleri korunmalıdır. 6. Su havzalarındaki tüm noktasal ve yaygın kirlilik kaynaklan kontrol altına alınmalı; merkezi ve yerel idarelerce etkin bir şekilde denetlenmelidir. 7. Tarımda doğru ürün planlaması yapılarak ve tasarruflu sulama sistemlerine geçilerek su israf önlenmeli. Tarımsal sulama en az yüzde 50 oranında azaltılmalıdır. Bu amaçla, ekonomik değeri yüksek ve su talebi olmayan yerel tohum ve hayvan ırkları teşvik edilmelidir. 8. İstanbul’da yapılmak istenen Beton Kanal gibi suyun doğal döngüsüne zarar veren tüm israf projeleri iptal edilmelidir. 9. Güncelliğini yitiren su ve kanalizasyon idaresi mevzuatı yeniden düzenlenmeli: Büyükşehir statüsünde olmayan diğer illerde de su ve kanalizasyon idareleri kurulmalıdır. 10. Yaşamın vazgeçilmez unsuru olan su temel kamusal hak olarak kabul edilmeli. Ekolojik toplumsal bir değer olarak tanımlanmalı, su hizmetlerinde kamu işletmeciliği esas alınmalıdır.Biz, Türkiye'nin 22 belediye başkanı olarak yetki, görev ve sorumluluklarımız doğrultusunda kendi illerimizdeki su yönetimini yukarıdaki ilkeler doğrultusunda gerçekleştireceğimizi beyan ediyoruz. Bu belgede çerçevesi çizilen su politikası ülkemizde tesis edilene kadar çalışmalarımızı kararlılıkla sürdürmeye ve hep birlikte haykırmaya devam edeceğiz. Yağmur Gülü