Sürdürülebilir kalkınma amaçları endeksi ve gösterge tablolarını içeren ‘Sürdürülebilir Kalkınma Raporu 2020’, geride bıraktığımız ay New York’ta açıklandı. Cambridge Üniversitesi Yayınları tarafından yayımlanan rapor Prof. Dr. Jeffrey Sachs liderliğinde Sürdürülebilir Kalkınma Çözümleri Ağı (SDSN) ve Bertelsmann Stiftung uzmanlarından oluşan ekip tarafından hazırlandı. Raporda, salgını durdurmak için halk sağlığı stratejilerinin önemi vurgulanırken salgın sonrası iyileşme aşamasına rehberlik edecek uzun vadeli dönüşümlere odaklanıldı. Salgın öncesinde küresel ölçekte belirgin bir ilerlemenin kaydedildiği rapora göre Türkiye 166 ülke arasında 70.3 endeks puanı ile 70. sırada yer alıyor. Türkiye’nin 17 hedefin gerçekleştirilmesi yönünde hızlı adımlar atması gerektiğine işaret edilen raporda, yoksulluğun sona erdirilmesi konusunda nispeten bir ilerleme içinde olduğu kaydedildi.

EKONOMİ ZARAR GÖRDÜ

İstanbul Çevre Konseyi Danışman Kurul üyesi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İklim Değişikliği Havuzu’nda görevli Bülent Özgen, “Rapora göre sağlam politikalar ve güçlü küresel iş birliği ile önümüzdeki on yılda salgın öncesinde kaydedilen ilerlemeyi geri getirmek mümkün. Çıkarılacak derslerden biri, OECD ülkeleri arasında Güney Kore’nin korona virüsün sağlık üzerindeki etkilerini en iyi yöneten, ekonomi üzerindeki etkilerini azaltan en başarılı ülke olduğudur. Dünya son yüzyılın en kötü halk sağlığı ve ekonomik kriziyle karşı karşıya kaldı. 20 Haziran 2020 itibariyle, dünya genelinde salgın nedeniyle yaklaşık 463.000 kişi öldü. Sağlık krizi, Avrupa ve Kuzey Amerika’daki yüksek gelirli ülkeler de dahil, tüm ülkeleri etkiledi. Ekonomik faaliyetlerin haftalarca durdurulması gibi salgın tehdidine karşı alınan acil önlemler, büyük iş kayıplarına ve özellikle kırılgan ve savunmasız gruplar üzerinde büyük etkileri olan küresel bir ekonomik krize yol açtı. Mevcut tabloda tek olumlu nokta, ekonomik faaliyetlerdeki düşüşe bağlı olarak çevresel olumsuz etkilerin azalması oldu. Artık amaç, çevresel bozulma modellerine geri dönmeden ekonomik faaliyetlerin canlandırılmasıdır. Bu noktada, pandeminin uzun vadeli sonuçları belirsizliğini korumaya devam ediyor” dedi.

İZMİR UMUT VADEDİYOR

Tüm ülkelerin sağlık sistemlerinin ve mücadele programlarının dayanıklılığını güçlendirmeleri gerektiğini söyleyen Özgen, İzmir’in özellikle bu anlamda güçlü olduğunu söyledi. Özgen, “Türkiye’nin açlığın sona erdirilmesi, sağlık ve refah, nitelikli eğitim, temiz su ve sıhhi koşullar, erişilebilir ve temiz enerji, insana yakışır iş ve ekonomik büyüme, sürdürülebilir şehir ve yaşam alanları, sorumlu tüketim-üretim ve hedefler için ortaklıklar başlıklarında 2030 hedeflerine ulaşması için çalışmalarını hızlandırması gerektiğine vurgu yapılıyor. Toplumsal cinsiyet eşitliği, sanayi, yenilikçilik ve altyapı, eşitsizliklerin azaltılması, iklim eylemi, sudaki yaşam, karasal yaşam, barış ve adalet başlıklarında, Türkiye’nin önemli zorlukları olduğunu belirten raporda, önümüzdeki dönemde izlenmesi gereken yol haritası ortaya koyuluyor. Göstergeler, Türkiye’de obezitenin arttığını söylüyor. Artı bir değer olarak özellikle İzmir’de kadınların eğitim, iş ve siyasete katılımının gelişime açık olduğuna, genç işsizlik ve Ar-Ge yatırımlarının iyileştirilebileceğine, yenilenebilir enerji kaynaklarını dengeli bir politika planı içinde geliştirilebileceğine açık bir tablo sunduğunu gösteriyor” diye konuştu. Rana Beyza Öztürk / Özel Haber