Rusya-Ukrayna savaşının ardından ortaya çıkan buğday ve yağ krizi ile birlikte, hammade fiyatları arttı. Bir çuval un geçtiğimiz yıla göre yüzde 400 zamlandı. Geçtiğimiz yıl çuvalı 150 TL olan un şimdilerde 650 TL civarında. Hal böyle olunca ekmek de zamlı fiyatlardan satılmaya başlandı.

ZAMLARA ALIŞTIK’ Tüketici zorda. Zamlardan başını kaldıramadıklarını söyleyen Sevgi Erkurt, “İstanbul’da ekmek 5, İzmir’de ise bazı birçok yer 4 liraya satmaya başladı. Tüm zamlar birbiriyle bağlantılı. Kime sorsak kendine göre haklı. Fırıncıya sorsan fırıncı haklı, uncuya sorsan uncu haklı, çiftçiye sorsan çiftçi de haklı. Olan vatandaşa oluyor. Zamlara alışmak istemesek de mecburen alışıyoruz. Zamlar sadece ülkemizde değil dünyada da oluyor. Her anlamda çok lüks yaşıyoruz. 4 bin lira maaş alıp 10 bin lira harcanırsa tabii ki aç kalınır, insanlar ayağını yorganına göre uzatmalı. Maalesef herkes gösteriş içinde. Elimde olsa bugün bir köye yerleşirim. Kendi yetiştirdiğimi kendim yerim, kendi diktiğimi kendim giyerim. Sade ve mütevazı bir yaşam sürersek toplum olarak hiçbir sorun yaşamayız” iddiasında bulundu. Akaryakıta gelen zamların büyük olumsuzluklar yarattığını belirten Can Karaca, “İşim gereği günlük 300 liradan fazla yakıta para veriyorum. Kazandığımın yüzde 80’ini sadece yakıta harcıyorum. Stres yüzünden günde 2 paket sigara içiyorum. Önceden cebimizde 1 lira olduğu zaman ‘En kötü bir ekmek yerim’ derdik. Artık onu da yiyemeyeceğiz” ifadelerini kullandı. Üniversite öğrencisi Kaan Yaman ise “Bir öğünü bile karşılamamız zorken en temel gıdalardan ekmeğe bile zam gelmesi bizi büyük sıkıntıya sokuyor. Diğer ürünler bir hayli pahalıyken öğrencilik hayatımızda yemek yapmak istediğimizde uzun uzun düşünüyoruz” dedi. İŞVEREN NE YAPSIN! Girdi maliyetlerine yetişemediklerini dile getiren fırın sahibi Umut Avşar, “2 hafta önce boyoz 4 lira olduktan sonra dükkan para kazanacağı için çok sevinmiştik. Aradan 7 gün geçti, 430 liradan aldığımız un 630 liraya çıktı. Şu anda ekmek 5 lira bile olsa haktır. Ürettiğimiz mamullerden yüzde 25’e yakın kazanç elde ediyoruz. Stopaj hariç dükkan kirası 8 bin 500 lira oldu. Yükümüz çok ağırlaştı. Şu anda 4 lira olan gevreğin de fiyatının artması gerek. Eğer asgari ücret zammından sonra diğer ürünlerin fiyatı artmayacaksa vatandaş rahatlar. Asgari ücret 4 bin 250 lira olduğunda mazot 32 liraya çıktı. Eskiden paket alan insanlar zamlar yüzünden tütün alıp sigara sarmaya başladı. Herkes bir yerden masrafını azaltmaya çalışıyor. Kimi bisiklet alıp toplu taşıma ücretinden kurtuluyordu ama artık en ucuz bisiklet bile 3 bin lira oldu. Sigortalı çalışan 5 elemanım var. Fırını ilk açtığımda 2 bin 500 lira elektrik faturası geliyordu. Tüketimim sabit kalmasına rağmen şu an 7 buçuk ila 8 bin lira arası elektrik faturası ödüyorum” açıklamasında bulundu.  ‘HERKES ZOR DURUMDA’ Kısır döngü’ vurgusu yapan fırıncı Ferhat Barış da, ekonominin çarklarının dönmekte zorlandığını söyledi. Barış, “Ülkemizin yarısı asgari ücretle geçiniyor. Bir aile günde 4 ekmek yiyorsa ekmeğe 1 lira zam gelmesi aylık 120 lira bir fark yaratır. İster istemez diğer ürünlere de zam gelecek. Kuru ekmek yememek için su içmek istesek pet şişe su bile 3 lira olmuş. Vatandaşın hali ne olacak bilmiyorum. İnsanların sabretmesinin tek sebebi seçimin yakın olması. Asgari ücrete zam yapıldıktan sonra önceden de olduğu gibi yine her şeyin fiyatı artacak. Ülkece kısır döngüye girdik, çıkamıyoruz. Asgari ücrete zam gelince işveren zor duruma giriyor. İşveren zor duruma girince mallarına zam yapmak zorunda kalıyor” diye konuştu. RANA BEYZA ÖZTÜRK/ÖZEL HABER