Dini motiflere yaslanmak değil, düşüncem. Belli bir inancım, itikatım var haliyle, bu kadarı normaldir. Normal olanından yani. Olan olmayan diye ayrıştırmak değil, derdim. Bir gün bir yerlerde buluşacağız. Şöyle bir düşününce, koca dünya diyoruz. Oysa çok küçük, zaman da su gibi. Şu anın, bu anın kıymetini, kadrini bilmek gerek. Hayat, yaşam, yaşamak işte böyle bir şey. Spor da maç ta hayatın tam içinde. Sahadaki herkes, dışındaki karakterini yansıtır denir. Doğrudur, zaman meselesi. Vakti zamanı gelince ortaya çıkar. Futbol mesela bir oyundur sadece. Hak eden kazanmalıdır. Birbirimizi aldatmaya, kandırmaya gerek yok. Bugün kandıran, yarın kandırılır. Bu böyle, etki tepki, sinerji ne derseniz deyin. Unutuyoruz, belki de unutuluyoruz. Ama unutmayan, karıncayı karanlıkta gören bilen var. Herkes bu geminin içinde, dalgalar hepimize aynı. Veda edince 'birbirimize bakacak yüzümüz olmalı'. Doğrusunu yaparsan er geç anlaşılır, ortaya çıkar. Net, kesin bilgiye ulaşamadım, olabilir. Mizansen, kurmaca da değil. Muhsin Pala, Sami Uysal, Hakan Yalçın, Mesut Yalkın, Şenol Sevindi, Bayram Mercan, Ümit Önoğlu, Emin Kökçü, Şenol Meriç, Hacı Ahmet Dağ ile Hasip Ertürk. Yakın zamanın fırtınası Akhisarspor'un, 1984-85 sezonu profesyonel ligdeki ilk kadrosu, 3.lig maçındaki ilk 11'i. Teknik Direktör de 'iki gözümün çiçeği' Turgay Meto hocam. Takım kaptanı İzmirspor'da da forma giyen Muhsin Pala. O sezon Manisaspor iki puan farkla şampiyon oldu, 2.lig'e yükseldi. Kulüp Başkanı kimdi peki, Âdem Korkmaz. Adem başkanım Akhisar'ın yerlisi, esnafı. Reklamı sevmez, basamak olarak kullanmadı da başkanlığını. Amaç hizmet, rant, şatafat değil. Fotoğraflara bile girmezdi. Avrupa gören Akhisarspor'un '3.ligdeki ilk başkanı' olarak tarihe geçti. İlk, başlangıç yani. Geçen hafta vefat etti Korkmaz başkanım. Urla'da aile kabristanına defnedildi, iki yıl önce vefat eden eşine kavuştu. Akhisarspor'un 'süper ligdeki ilk başkanı' Hüseyin Eryüksel 4 yıl önce, Akhisarspor'un efsane futbolcusu, teknik direktörü Memiş Büyük de 6 Kasım 2024'de vefat etti. İyi bir evlat bıraktı bize, oğlu Muratcan'ı severim, kaliteli insandır. Kadrodaki Hacı Ahmet Dağ kardeşimi de toprağa verdik. Korkmaz Başkan ile futbolcusu Dağ kısa aralıklarla başka alemde buluştu, buluşacak. 'Balık baştan kokar' derler, 'Kulüp başkanı nasılsa kadrolarda aynısı olur' şahsımın tespiti. Kadrodakilerin hepsini tanırım pırlanta gibi insanlar. Tanıyorum biliyorum da yazıyorum, yılların birikimi, düşüncesi, fikri. Sami abim Karşıyaka'da da oynadı, Bayram Mercan ile Emin Kökçü kaptanım hoşgörülü insan evladı, Hasip Ertürk hocam da geleceğin yıldızları İzmirspor U-15 takımıyla şu an Türkiye Şampiyonası'nda Kütahya'da. Hala görüşürüz, bakacak yüzümüz var. Çok şükür, sağlıklı huzurlu ömür diliyorum.
'BELKİ O ARI BEN OLACAĞIM'
Hakem fotosu da var. Peki konunun Akhisarspor ile ne alakası var diye sorarsınız. Muzaffer Çeçen hocam, 1973'de hakemliğe başladı. Hakemlik, gözlemcilik, İHK üyeliği yaptı. Astsubay idi, ikinci memleketim Diyarbakır'da ve de Ankara'da da görev yaptı. Düdük çaldı, yardımcı hakemlik yaptı. Balıkesir'den süper lige yükselen İsmail Çeçen ile hiçbir akrabalığı yoktur, soyadı denk gelişi. Gel zaman git zaman. İşte o fotoğraftaki kadroya bakınca, yakın zamandaki iki vefat haberini öğrenince 'jeton düştü' denir ya. İşte tam da o, benimkisi. Haber kokusu aldım. Tam olarak tespit edemedim ama neden olmasın, olabilir, denk gelmişizdir hemen her yerde. Zaman, mekân, konum olarak uyum var. Belki de Çeçen, o maça veya diğerlerine çıktı. TFF'de bulamadım, girilmemiş olabilir. Kadrolar yok, yıl 1984. Hürriyet için fotoğraf çekmeye gittiğimde Ege'nin birkaç yerinde karşılaştık. Hatta Çeçen soyadını vurgulardı, doğru yazılsın diye. O zamanlar çıktı alınıp verilmezdi, dilden söylenirdi. O anki görevli saha komiseri nasıl anladıysa, yazdıysa notlarına. O, aynen öyle. Çok komik yerlere giderdi, ad soyad meselesi. O dönem harika yorumcu, sesi mükemmel Burhan Çaçan çok meşhurdu, o da rahmete kavuştu. Çaçan değil Çeçen karışmasın demişti. Üst üste vefatlar gelince hem de Akhisar'dan Manisa'dan, böyle bir yazı ortaya çıktı. Patron, başkan Âdem Korkmaz, lisanslı oyuncusu işçisi emekçisi Hacı Ahmet Dağ o yıl, o maçta sahadaydı. Büyük olasılıkla Kenan Molla ustam, abim fotoğraf yetiştirmeye çalıştı, yıldız verdi, maçı yazdı, kritik de yaptı. Taner Kumova kardeşim de Akhisarspor sevdalısı o da gitti izledi. Büyük başkan Hüseyin Eryüksel de tribündeydi. O zamanlarda henüz ilkokul öğrencisi olan, Manisa Belediye Başkanı Mimar sevgili Ferdi Zeyrek başkanım, 10'lu yaşlarda. Manisaspor-Akhisarspor derbisi, yoğun rekabet. Biri il, biri ilçe takımı. Bana da nasip oldu düdük çalmak. Mutlaka gitmiştir Ferdi başkan, yaşı küçük olduğu için de bilete de gerek kalmamıştır. Şimdi öyle mi ya. Efsaneler bile gidemiyor, hizmet ettiği takımların maçlarına. Demem o ki. 1996 yapımı Eşkıya filmindeki replik gibi oldu, 'Korkma, sadece toprağa gideceksin. Sonra, toprak olacaksın. Sonra, sularla birlikte, bir çiçeğin bedenine yürüyeceksin. Oradan, özüne ulaşacaksın. Çiçeğin özüne bir arı konacak. Belki, belki o arı ben olacağım'. Bu benim düşüncem, fikrim. Olmuş mudur, kesin mi bilemem, Allah bilir. Yad etmek, rahmet okutmak istedim. Hepsi bu. Rahmetlilerin de hepsi güzel insan. Bir gün bir yerde bulaşacağız, hep birlikte. Top, penaltı, ofsayt olmaz ama. Nasıl gittiğimiz önemli. 'İyi bilirdik, iyi insan' dedirtebilmek çok önemli. Kötü ve de kötü niyetli insan görmekten bıktım, usandım. İyilik, güzellik buluştursun hepimizi, maç filan hepsi teferruat, sadece bir sınav. Hayat gibi tıpkı, sevgi ve saygılarımla...