‘Elveda Lenin’ filmini izlediniz mi? Wolfgang Becker imzalı 2003 yapımı bir film. Olay 1989 yılında eski Doğu Almanya’da geçiy...

Elveda Lenin’ filmini izlediniz mi? Wolfgang Becker imzalı 2003 yapımı bir film. Olay 1989 yılında eski Doğu Almanya’da geçiyor. Sosyalizme inanmış bir anne ile oğlu arasındaki ilişkiyi anlatıyor. 2003 Avrupa Film Akademisi’nin En İyi Avrupa Filmi ödülünü kazanan yapım, uluslararası festivallerin de gözdelerinden biri oldu. Alex’in annesi Christiane çok tutucu ve sağlam bir komünisttir. Geçirdiği kalp krizi sonrası komaya girer. Komada olduğu sekiz ay içerisinde o malum alt-üst oluş yaşanır. Sosyalizm yıkılır, duvar yerle bir olur. Artık kapitalist bir Almanya’da yaşıyorlardır ancak Alex annesinin hassas olan sağlık durumunu düşünerek komadan çıktığında gerçeği ondan gizlemeye karar verir. Gizler de... Evin içinde hala Sosyalist Almanya’da yaşadığı hissini uyandırmak için trajikomik kurgular yapmaya başlar. Eski gazetelerle falan durumu idare etmeye çalışır. Değişim rüzgarları sadece sokaklarda değil, evlerin içinde de esmeye başlamışken annesini tüm bu gerçeklerden koruyabilmek için içlerinde sadece kendilerinin olduğu, gerçek üstü masalsı bir dünya kurar. Alex’in annesi, yürümediği sürece işlerin yolunda olduğunu düşünür, falan filan... Sosyalizme inanan insanların hayallerinin yıkılışını anlatan, politik sistemleri eleştiren bir film... Tavsiye ederim. Elveda Lenin ve ona benzer hikayeleri izlediğim zaman aklıma hep tanık olduğum gerçek öyküler gelir. APTALLAR VE ÖLÜLER Gerçek şu ki, her şey değişir. Fikirler de dahil buna... John H. Patterson’un dediği gibi “Yalnızca aptallar ve ölüler fikirlerini değiştirmez. Aptallar değiştirmez, ölüler değiştiremez.“ 10 yıl önceki ile şimdiki düşüncelerimizin aynı olmadığı gibi... Sanayi devrimi bitti. Yaşadığımız dönem dijital çağ. Dönüşüm süreci ise tüm hızıyla devam ediyor. Dünü, bugünü ve yarını kapsayan dijital dönüşüm için en önemli faktör değişim. Dijital teknolojilerin entegrasyonuyla toplumsal ve sektörel ihtiyaçlara çözüm yaratma süreci değiştiği gibi buna bağlı olarak iş yapış şekilleri ve kültür de değişiyor. Sanayide, teknolojide, eğitimde, tarımda dar kalıplarla düşünen analog beyinler yakında hurdaya çıkacak. Dönüşümü kavrayanlar ise hayatta kalacak. Derdim sosyalizmi kötülemek değil. Hatta sosyalizmin bazı uygulamalarının insanlığın geleceği ve mutluluğu için reçeteler barındırdığını düşünüyorum. Anlatmaya çalıştığım, zihniyet yapısının değişmesi. Neyse, şimdi soru şu: Bizim Christiane’lerin durumu ne olacak? Komadan çıkabilecekler mi? Çıkınca durumu farkedecekler mi? Sanırım daha çok zamana ihtiyacımız var.