Bu yapılan hareket, ABD ve CIA’nın bir kurgusu mu, yoksa İsrail-Filistin ile savaşırken kendisine ikinci bir savaş kapısı mı açmak istiyor. Bana gör bir kurgu film gibi ama, İran bu kurgu filmde figüran mıdır?
       İsrail’in 1 Nisan’da Şam’daki büyükelçilikte bulunan konsolosluk binasına düzenlediği hava saldırısına, İran önceki gece İHA’larla misillemede bulundu. Bazı ülkeler hava sahalarını tüm uçuşlara kapatırken, THY de İstanbul’da yolcu uçaklarını geri çevirdi. İran’ın hava saldırılarında birçok İHA, havada imha edildi. Bir tanesinin bir askeri üsse düştüğü ve bir diğerinin de bir kız çocuğunun yaralandığı, vurulan yerlerin boş araziler olduğu açıklandı…
       İsrail’in, 1 Nisan’da Şam’da İran Devrim Muhafızları Ordusu’ndan ikisi general, yedi kişiyi öldürmesi üzerine, Tahran sert karşılık vereceğini bildirmişti. İran, hava saldırılarından önce, Hürmüz Boğazı’nda İsrail bağlantılı bir kargo gemisini ele geçirmişti. Portekiz bayraklı geminin İsrailli milyarder Eyal Ofer’in İngiltere merkezli Zodiac nakliye şirketine ait olduğu belirtildi. Bu olay üzerine İsrail Dışişleri Bakanı Avrupa Birliği’ne çağrıda bulunarak, İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun ‘terör örgütü’ ilan edilmesini ve İran’ın yaptırımlara tabi tutulmasını talep etti…
       İran’ın, İsrail’e yönelik hava saldırıları üzerine ABD Başkanı Biden, her zaman olduğu gibi, İsrail’in yanında olduklarını belirtirken, İngiltere, Almanya, Fransa, Hollanda, Danimarka gibi ülkeler de İsrail’e desteklerini ifade ettiler. İran’ın saldırısı, dünya kamuoyunca sert eleştirilerin hedefi olan İsrail Başbakanı Netanyahu’ya olan tepkileri azaltır ve Netanyahu da fırsattan istifade ederek, Filistinlilerin üzerine daha ağır biçimde çöker mi? Bir başka deyişle Refah’ta katliam yapar mı?
       Gerginlik nedeniyle ABD savaş gemileri yeniden bölgeye yönlendirildi. Birçok ülke, vatandaşlarına İsrail ve İran’a seyahat etmemeleri istedi. Yanı başımızda kaynayan kazanın nasıl bir şekil alacağını da merak ediyoruz…
       İran, İsrail’in 7 Ekim’den bu yana Gazze’deki Filistinlilere yönelik soykırım hareketine karşı vekâletleri vasıtasıyla karşılık verirken, 1 Nisan saldırısına ilk kez direk karşılık vermek zorunda kaldı. Aksi halde içteki tepkiyi yatıştıramayacaktı. Peki; saldırı düzenledi de ne oldu? Kesinlikle arzu etmeyiz ama İsrail’de kaç tane can kaybı yaşandı?
       Üç yıl önce Filistin Gücü Komutanı Kasım Süleymani de yine İsrail tarafından hava bombardımanı sonucu öldürülmüştü. O günden bu yana İran sadece dişini gösterdi. Şam olayı ise bardağı taşıran damlaydı ve Tahran yönetimi ülkede isyan edercesine ayağa kalkan halkı tatmin etmek zorundaydı. Bunun üzerine bu kez bizzat hava saldırılarını vekâletsiz gerçekleştirdi. Bunu yapmadan önce de ABD’nin bilgi sahibi kılındığı belirtiliyor…

       Burnumuzun dibinde cereyan eden bu durumlar, birkaç parçaya bölünen Suriye’nin durumu malum… Lübnan’ın da ondan geri kalır yanı yok ya! Beri yandan Rusya-Ukrayna savaşı devam ederken, ABD’nin veya İsrail’in çıkarları doğrultusunda Ortadoğu haritasının yeniden dizayn edilmeyeceğini kim garanti edebilir?
       Öyle bir coğrafyada yaşıyoruz ki, hiçbir zaman krizlerden soyutlanmış değildir. Bunu dikkate alarak, ıvır zıvır işlerle uğraşmak yerine, sağlam basmak, bölgedeki gelişmeleri Türkiye olarak derinliğine değerlendirerek, gerekli önlemleri almak zorundayız. Çevredeki hesaplaşmalardan dolayı bir kıvılcımın Türkiye topraklarına düşmeyeceğini kimse garanti edemez. ABD, CIA, Avrupa Birliği hiç doğru durmuyor ve Orta Doğu’yu kaynatmaya devam ediyorlar…