Mart ayından itibaren kademli olarak yeni normale geçiş süreci özellikle esnaf camiasının toparlanmasını sağlayacak. İzmir'de ekonominin kalbi konumundaki Kemeraltı'nda boş sokaklarının artık geride kalacağını belirten Esnaf Derneği Başkanı Semih Girgin, düğün sezonunun çarşının kaderini çizeceğini ve son çareleri olacağını söyledi.

‘AFFEDİLMEDİ, ÖTELENMEDİ’

Önümüzdeki günlerde İzmir'in tarihi çarşısını renkli günler beklediğini ve geleceğe ümitle baktıklarını ifade eden Kemeraltı Esnaf Derneği Başkanı Semih Girgin, bir an önce pandemi öncesi sürece dönmeyi dilediklerini söyledi ve şunları kaydetti: “Normalleşme sinyalleri gelmeye başladı ancak İzmir için henüz tam anlamıyla yeşil ışık yok. Aldığımız duyumlara göre, Mart başında açıklanacak yeni dönem içinde İzmir'le ilgili bir şey yok. Mart ortası ya da Mart sonunu bekliyoruz. Çünkü kent olarak vaka sayılarında istenen seviyede değiliz diye duyduk. Kemeraltı'nda durum bugüne kadar oldukça vahimdi. Devletin kiracısı olan işyeri sahiplerine bugüne dek sizden kira almayacağım denmedi. Kapalı bile olsalar kira ödendi. Biz mücadele ederek sadece yılbaşında yapılacak olan zammı kaldırttık. Kiralarda zam yapılmadı. Ama kira borçları affedilmedi ya da ötelenmedi. Esas sorunu özel mülkiyetin söz konusu olduğu alanlardaki kiracı işyerleri yaşadı. İcralık olan ya da tahliye edilen arkadaşlarımızın olduğunu duyduk. En azından bu süreçte devlet bir adım atabilirdi. Lokantalar, restoranlar, eğlence mekanları, kahvehaneler kapalı. Genelge kapsamında olan yerlerin kiralarını devlet ben garanti altına alıyorum, zam yapılamaz ya da borçlarından ötürü icra işlemi başlatılamaz diyebilirdi. Böylece esnaf da rahat bir nefes alırdı. Ya da esnafın kirasının yarısını ben ödüyorum diyebilirdi. En azından hafta sonunda kapalı olduğumuz günler vergilerimizden düşülseydi. Sonuçta dükkanları biz kapatmadık, bunu genelgeyle devlet kapatmış. Keşke bu taleplerimiz bugüne kadar geçekleşmiş olsaydı. Fakat gelecek için ümitlenmeye başladık. Artık zorlu günler geride kalıyor. Şimdi önümüze bakıyoruz ve ümitlenmeye başladık. Deyim yerindeyse yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik. Bundan sonra da maalesef herhangi bir devlet desteği gelmeyecek diye düşünüyoruz. Aşılama başladı, rakamlar yüksek olsa da eski günlere göre aşağılarda.”

‘KAZANMAK ZORUNDAYIZ’

Başkan Girgin, önümüzdeki dönemden yana beklentilerini ise şöyle özetledi: “Artık umutluyuz Umutsuz olduğumuz anda kaybolup gideriz demektir. Biz tarihi çarşının esnafı olarak elbette çok zor günler geçirdik. Ancak İzmir için, Kemeraltı için bu pandemi döneminde pes etmedik. Dükkanlarımızı açamadığımız, paket servis hizmetiyle ayakta kalamadığımız, mağazalarımızın boş kaldığı ya da siftah yapamadığımız günler de oldu. Yeri geldi, günlük kazancımız giderlerimizi karşılamaya yetmedi, işyerlerimizi açtığımıza değmedi. Elemanlarımız dağıldı, demorolize olduk, psikolojik olarak tükendik. Kemeraltı'na inen vatandaş oturmak, dinlenmek, yemek yemek istiyor. Bunlar kalmadı. Bu durum sadece gıda işi yapanları değil, tüm iş kollarını etkiledi. Kemeraltı'nda tüm sektörler birbirine bağlı. Bir yandan da insanlar ekonomik açından zorda, cebindeki paranın kıymetini bilmeye çalışıyor, haliyle alışveriş yapamıyor. Bugün ne yazık ki düğün sezonu başlayacak ve esnaf arkadaşlarımız önünü göremiyor. Bana başkanım mal alacağız, üretim yapacağız, alalım mı diye soruyorlar. Önümüzdeki günlerde ne olacağı, nasıl olacağı belli değil. Düğün sezonu geliyor, altı aylık bir faaliyet söz konusu. Bizim için esas önemli olan düğün yasaklarının kalkması ve sezonun başlaması. Bu aslında tüm iş kollarını doğrudan etkileyecek. Kemeraltı'nda ağırlık da bu yönde. Düğünlere izin versinler ama denetlesinler. Önlem olarak düğünleri yasaklayıp bunun sorumluluğunu da biz esnafa yüklemesinler. Vatandaş sokakta maskeyi indirdi diye üç bin lira ceza ödüyor ama düğünde maske takmıyor, çünkü ceza yok. Herksin üzerinde düşen sorumlulukları yerine getirmesi lazım. Bizim esnaf olarak kaderimizi bu yaz düğünlere verilecek izinler çizecek. Biz esnaf olarak her türlü tedbire ve getirilecek önleme hazırız. Yasal prosedür neyse hepimiz uyacağız. Gıda işi yapan işletmeler de HES kodu getirilirse buna uyacak. Çünkü biz çorbamızı kaynatmak zorundayız. Çalışıp kazanmak zorundayız. Yoksa bitip gideriz.” Erman Şentürk / Özel Haber