Koptu kopacak. Kopsun artık, inceldiği yerden. 'Bilenler sustu seyre daldı, konuşanlar bilmiyor'. Ve dahası var. Hiçbirimiz sütten çıkmış ak kaşık değiliz. Masum da değiliz, mağdur da. Hepimiz insanız, hatamız, kusurumuz, yanlışımız vardır olacaktır da. Her şeye acıya, yaşanmışlıklara rağmen, yaşamdan ders almak gerek, intikam değil. Miraç Çağrı Aktaş 'Senden Bir Tane daha Yok' başlıklı kitabında şöyle der; 'Yaşanmışlıklarımı değiştiremem, yaşayacaklarımı bilemem'. İzmir'de garip hava var, diğer illerde de vardır. Sportif alanlarda varsa, her alanda vardır. Ayrımcılık, ötekileştirme. Kulüp adı, semt adı, kişileri yazmayacağım. Hassasım bu konularda, yanlış aktarılmasın kulaktan kulağa. Fedakâr antrenörlerimiz, evlatlarımızı çamurun, çöplüğün içinden çıkartıp, forma giydirip sahaya sürüyor. İlla ki birileri çıkacak. O şöyle bu böyle. Şartlanmışlık, art niyet, peşin hüküm. Size ne, sana ne ? Kazanmaya çalışsanıza. Şımarmazlar merak etme, adam da yemezler. Aklın, zekân var, sporcusun, hakemsin. Şımartılsalar, sevilseler, saçmasapan sandığınız, düşündüğünüz gibi olmazlardı. Kurma kafanda. Bir adım gelirseniz, onlar da sizlere iki adım gelir. Bu böyle. Filanca yerde bir maç. MHK Üyesi uyardı, 'aman sana verdik, iki farklı grup, birbirini yıllardır hiç sevmezler' dedi. Üç gün o maça kafa olarak hazırlandım, araştırdım. Google ile YouTube da yok. İste yeter ki. Ne yapabilirim diye düşündüm. Bayram geliyordu. İki kutu baklava odalara dağıttırdım. İki kocaman da çiçek. Bakışlarını bir görseydiniz. Kamyon dolusu gül dökerdiniz, yollara. Bu yaptığım iki yüzlülük, yalakalık, bağlama, şirin görünmek değil, insanlık. O maganda, kötü denilenler melek oldu. Değer verilmemiş ki ? Sonra ne mi oldu ? Maçın sonucunu hatırlamıyorum bile. Kim kazandı ? Mutlaka kazanmaya değil, spor yapmaya çıktılar. Tek sarı kartla maç bitti. Mükemmel hakem değildim. Belki ama iyi, güzel insanım. Bu cepte. Onlar bile eve gidince anlamıştır. Niye mi bunları yazdım. Car car konuşmak değil ki insanlık. Anlayana, düşünene. 'Sahadan atmak değil, tutabilmek hakemlik' derdi büyüklerim. Ben de diyorum ki 'insan kaybetmek çok kolay, kazanmak ise harika'. İnsan kalabilene, insanı sevene, düşünene selam olsun.
KADIN BRİÇÇİLERİMİZ DE HARİKA
Voleybol kadınlarımız, Atatürk'ümün kızları harika iş çıkardılar. Emeklerine yüreklerine sağlık. Başarılı olunca her yerde varlar. Kadın erkek Milli sporcularımız, okçularımız, boksörlerimiz, atletlerimiz, voleybolcularımız, aldı başını gidiyor. Maşallah. Bu kadar başarılı sporcularımızın yanında briççilerimiz arka planda kalmasın, onlar da çok başarılı. Briç sporu akıl, zekâ, muhakeme gerektirir. İnternet oyunları gibi değil. Asıl level burada atlanır. 45. ve 46. Dünya Şampiyonası'nda ikinci oldular. Şampiyon olacaklar zamanı geldi. Destek şart. 45.'de Selen Büke Akdaş, Ebru Ateş, Tuna Elmas, Berk Başaran, Tolga Özbay, Süleyman Kolata, Aysun Kaynar, 46.'da da Aslı Acar, Berrak Erkan, Özlem Kandolu, Tuna Elmas, Hatice Özgür, İrem Özbay, Gökhan Yılmaz emek verdi, sağ olsunlar var olsunlar, tebrikler. Sponsorsuz olmaz. Turkon Line A.Ş'ye de teşekkürler. Çok çalışkan, emek veren Briç Federasyonu Başkan ve Yönetim Kurulu var. Yasemin Merçil başkan, Tevfik Sayılkan ile Can Berktaş ikinci başkanlar, Ahmet Taşdelen, A. Murat Özer, A. Nazlı Metin, Ayça Maya Bilici, Ferudun Cangurus, Halil Atalay, İlkay Tuncel, Mahir Taner, Metin Çalık, Neval Okan, Tuncay Altun ile Volkan Denizci. Ay-Yıldızımı dalgalandıran, tanıtan, İstiklal Marşımızı dinlettiren her bireyimize şükranlarımla, kolay gelsin iyi ki varsınız.
DAVUL OUT DARBUKA INN
Cumhuriyet'imizle yaşıt, 14 yıldır da amatör kümede kahrolan İzmirspor'da yönetim masa başında, futbolcular sahada ter dökerken, armaya ve renklerine sevdalılarda boş durmuyor. Tribünleri süslemek daha güzel göstermek için, büyük çaba içindeler. 3.Lig'e çıkmak, murat oldu. Taraftarlar da bir liste hazırlamışlar, harika. Maddi destek arıyorlar. Boya firmaları bir el atsa. Ev, kulüp tadilatı için değil, tribün şov için. Takım daha iyi olsun diye. Birkaç babayiğit biz hallederiz der herhalde. Ceplerinden, çevrelerinden topluyorlar. Liste şöyle; 50 metre Amerikan Bezi, 25 kilo lacivert boya, 5 kilo açık mavi boya, 1 kilo kırmızı boya, 1 kilo siyah boya, 2 adet rulo fırça, 2 adet 4 numara kestirme fırça, 2 adet 2 numara kestirme fırça, 2 adet 8 numara sulu boya fırça, 2 adet 13 numara sulu boya fırça, 1 adet varil davul, 1 adet orta boy davul , 50 Adet polar, 50 adet forma şeklinde 4 adet büyük sallama bayrak. Güzel Sanatlar Fakültesi'nin siparişi sanki. Çok güzel, beğendim. Kısa zamanda halledilir, sorun. Teşekkürler. Ancak naçizane bir ricam olacak. Listede davul var. Davulun sesi uzaktan hoş gelir derler. Yakından ise tam bir felaket, hele ki tribünde ise. Savaşı çağrıştırıyor, kafa şişiriyor. Oysa maçlar bir şenliktir. Savaşı çağrıştıran davul yerine, güldüren, gülümseten, oynatan, kardeşliği empoze eden darbuka ile tef olsa daha iyi olmaz mı ? Darbuka ile de maç kazanılır. İyi düşünelim. Kalesinde de bile oynar, şampiyonluklar gelirdi. Mastika Ali abime Ali Özel'e de rahmet olsun. Emniyet, güvenlik açısından davul alınıyorsa, darbuka hayli hayli alınır. Mazeret istemiyorum. Görün bakın neler olacak. Güzel günlere, yelken açacağız, hep birlikte.
HAKEM ARANIYOR
'Tüh kaçırdım, gelecek kurs ne zaman ?' diye soran genç arkadaşlarım vardı. Bu da kaçarsa en az iki yıl sonra. Yıllar geçiyor. Bari bunu kaçırmayın. Denizli'de, şurası yakın İzmirliler için. Her türlü ulaşım var. İsteyen, gider. Sevdanız ise peşinden koşun. Şimdiki MHK Başkanı Ahmet İbanoğlu, Mehmet Çayan, Hayati Ünal gibi isimler çıkardı Denizli. Kurs bitince yaşayacağınız kente dosyanızı aldırırsınız. Bu da tamam, mazeret istemiyorum. Denizli' de kalacaksınız diye bir kural yok. Ümit Öztürk, Şeyma Haşlak, Murat Tuğberk Curbay ile Osman Gökhan Bilir. Denizli'nin şu anki, gündemdeki, öne çıkan isimleri. Adresler şöyle; [email protected] ile [email protected]. Google'dan TFFHGD Denizli Şubesi adresine girip şartlara bakabilirsiniz. İsteyin yeter...