Balkonlarda içilen sıcak sabah kahvelerinin önü ızgara tadında bir yaz güneşiyle kesild...

Balkonlarda içilen sıcak sabah kahvelerinin önü ızgara tadında bir yaz güneşiyle kesildi bu hafta. Ne yapalım, kahvemizi de seans aldığımız koltuklarda içer yazımızı da burada yazarız. Bu hafta Bodrum seanslarında bir sakinlik vardı. Bol bol kişisel gelişim fırtınaları esti görüşmelerde. Yeni konuların anlaşılmasından ötede, farkındalığın ve iç görünün yüksek olduğu yerlere ateşlendik. Kullandığımız bir benzetmeyi sizin de duymanızı isterim.. Şimdi şöyle hayal edelim; hayatımız, doğduğunuz günden itibaren başlayan ve sonsuz bir yere uzanan, üç boyutlu bir ortamda salınan bir ip olsun. Sizin ipiniz de sonsuza uzanabilir ya da bir bitiş noktası koyabilirsiniz. Rengini boyutunu düşünmek size kalmış. Sadece katı bir ip değil daha çok şekil alabilen yumuşak bir yapı düşünün. Hayatı yaşamamız tam olarak o ipe benziyor aslında. Yuvarlak ve düz olması haricinde belirli bir özelliği yok. Her an her şeye benzeyebilir. Yukarı doğru çıkan bir yapısı olabilir, aşağı doğru görünür. Sonra ipe baktığımız noktayı değiştirir ve aşağı doğru olan yapının aslında yukarı olduğunu görürüz! Sistem bir evren gibiyse ve karanlığın içinde süzülen bir ip hayal ediyorsanız, sistemde herhangi bir noktada durmayı da hayal edebilirsiniz. Bu da elimizdeki ipin iyi ya da kötü yönleri ve duruşları olmadığı aksine sanatsal bir dönüşümü olduğunu bize anlatır. Terapi seanslarında fark ettiğimiz önemli özelliklerimizi de o yapıya ekledik geçen hafta. Tek yönde uzanan ve şekli belli olmayan bir ipiniz var ve yaşadığınız her bir deneyim geriye dönülmemek üzere bu ipe eklenmiş oluyor. Yani ipin yanına farklı boyutlar eklendiğini ve bir yapıya dönüştüğünü hayal edin. Belki belirli bir şekil almış ipiniz, örülmüş ve öylece kalmış. Bir yeri kopmuş ve tekrar bağlanmış. Bir yeri karman çorman olmuş o şekilde duruyor. Bu ‘an’dan baktığınızda gerinizde kalan ipler bu şekilde önünüzdeki ise henüz dümdüz. Beraber yapabileceğimiz en güzel şey ise ipin her yöne uzanabildiğinin ve değişken olabildiğinin farkına varmak. Kimi zaman geriye gidiyoruz ipin bazı parçalarını düzenlemek için. Koparıyoruz, tekrar bağlıyoruz, çözüyoruz ve daha güzel bir şekilde tekrar örüyoruz, bazı parçaları öylece bırakıyoruz. Kimi zaman da ne kadar geliştirdiğimize ve büyüttüğümüze bakıyoruz ipi. Çok güzel bir his oluyor! Bu benzetmeyi kullandığımıza göre sizde kendi ipinizi şöyle bir tutup sallayabilir, ipin nerelerinde nasıl bir durum vardır hayal etmeyi deneyebilirsiniz. Unutmayalım ki iplerimizin şekilleri bize, sadece bize özgü! Keyifli haftalar dostlar!