Sevgili köyün delisi okuyucusu, bu hafta bahanelerin kapısını aralamaya geldim. 
Başlangıç cümlemiz bu. Bu hayata geldiysek, ona tutunmak zorundayız. 

Neden akıl olarak gördüğümüz beynimizin üretimleriyle ve yaratılan bahane kapılarının arkasında durarak geçirelim ki ömrümüzü, söyleyin. Bir şeyi yapamamakla yapmamak arasındaki fark çok küçükmüş gibi görünür gözümüze ancak aradaki bu uçurum sandığımızdan daha büyük değil midir? Biri istemekten diğeri istememekten geçmez mi?

İstediği bir şeyi yapamayan birini gördüğümüzde onun için üzülürüz. Hayal kırıklığına eşlik ederiz. Bazı hayal kırıklıkları sağlam bir duvara kendimizi çarpmaya benzeyebilir. Bizi dik tutan kemiklerimiz kırılır, kalpler acır, iyileşmenin sancılarını çekeriz uzun bir süre. Sonra bu hayal kırıklıkları onarılmaya yeniden ayağa kalkılmaya başlanır. Madem hayata geldik, kaldığımız yerden devam edelimler başlar. Böyle bir toparlanma süreci çok normal ve anlaşılabilirdir. Yeter ki isteyerek çıktığımız bu yolda heveslerimiz tükenmesin. 

TERAZİNİN DİĞER UCU

Eğer bu terazinin diğer ucunda bir şeyi yapmayan birini görüyorsak bugün onu da yorumlamamız gerekir. İstediğim halde bir şeyi yapmıyor olmam sizce neyi gösterir? 
Üretmek konusunda bir şeye güvenecek olsaydım kesinlikle insan zihnine güvenirdim. Tonlarca zihin ve tonlarca fikir. Arkasında durulacak tonlarca düşünce. Ve saklanılacak da tonlarca kapı. İstediğimizi zannettiğimiz o konuların etrafında bir köpekbalığı edasıyla gezinmenin pek bir anlamı olmayabilir. Kontrolümüzde olmayan konularda bir şeyi yapamıyor olmak az önce açıkladığımız hayal kırıklığı durumunu oluşturuyordu. Ancak bizim elimizle inşa edilebilen ve kontrol edilebilen durumlarla ilgili bir şeyi yapmıyor olmak bazı yargıların arkasına sığındığımızı gösterebilir. Bir şeyi nefes almak kadar çok istediğimizde o durumu yaratmak için bulacağımız çözümler ve çıkış noktalarımız herhalde çok çeşitli olacaktır. Bu alternatiflerden mutlaka birisi de konuyu çözecektir diye düşünüyorum. 

NET GÖRÜNTÜ

Bazen basitçe durup ‘ben bunu istemedim’ diyebilmek, bir şeyi neden yapmadığınızı size açıklayarak kapıların kapanmasını ve durumu çok net görmenizi sağlayabilir.
Kabul edelim, tutunmak zorunda olduğumuz bir hayata geldiysek, böyle bir zorlu bilişte isteyerek yapamayacağımız bir şeyin olmaması gerekir. Bütün bahanelerinizi bir kenarı bıraktığınızda içinizde çırılçıplak kalan krallarla konuşuyorum. Neleri çok da istemeyerek yaptığınızı ya da yapamadığınızı fark edebildiniz mi? Eğer edebildiyseniz çok güzel, bir kapıyı kapatıp diğerini açmaya başlayabilirsiniz demektir!

Köyün delisinden herkese iyi haftalar!