Türkiye'de profesyonel liglerde son beş yılın en bşarılı teknik direktörü kim diye sorsalar... Cevap, Serkan Özbalta olur elbette. Rekorlar kırarak, kulüplere tarih yazarak şampiyonluklar kazanmış bir...

Türkiye'de profesyonel liglerde son beş yılın en bşarılı teknik direktörü kim diye sorsalar... Cevap, Serkan Özbalta olur elbette. Rekorlar kırarak, kulüplere tarih yazarak şampiyonluklar kazanmış biri genç teknik direktör. Yazdığı hikayeleri burada anlatmaya kalksak, uzun bir yazı dizisine girişmek gerekir. Geçtiğimiz sezon Manisa FK ile aldığı şampiyonlukta, yaşanan süreci yakından takip etmiştim. Hatta bu sayfalarda elimden geldiğince 'namağlup şampiyon olacak' diyerek iyi dileklerimi iletmiştim. Kader bu ya, Serkan Özbalta şimdi Altay ile anlaştı. Başarılar diliyorum... KALIPYARGIDAN UZAK Altay Başkanı Özgür Ekmekçioğlu, kendine şiar edindiği, "Yolu daha önce Altay'dan geçmeyen bu kulüpte hoca olamaz" düsturundan vazgeçmeyerek Mert Nobre ayrılığının ardından Serkan Özbalta ile anlaşıldığını duyurdu. Bahis konusu olan şiar tamamen benim uydurmam tabii, sayın başkanın neden böyle bir takıntısı olsun ama başkanlık dönemini irdelersek bu sonuç ortaya çıkıyor. Altay'ın geldiği bu durumda Serkan Özbalta doğru tercih mi, değil mi, bunu zaman gösterecek. Genç teknik direktörlere karşı ortaya konan stereotipleştirmeyi yapmak istemiyorum. Doğru zamanda şans verilen her hoca, eğer gerçekten iyiyse zaten konjonktür dahilinde başarılı sayılacaktır. Kalan maçlarda alınabilecek en iyi sonuçlar alınır ve Altay da ligi hakettiği yerde bitirir umarız. YÖNETİM AHLAKI Yazının başlığına gelecek olursak; 17. yüzyılda yaşamış olan İngiliz düşün insanı Thomas Hobbes'un 'insan insanın kurdudur' sözleri, Altay'ın bugün geldiği süreci açıklamak için kullanılabilir gale geldi. Evet Hobbes bu tabiri kullanırken siyaseti tarif ediyordu, hatta sözün atasının Plautus olduğu bile söylenir ve konu daha da derinleşerek ahlak felsefesiyle daha ilintili hale gelir. Siyaseti daha genel bağlamda düşünerek yönetimsel araçlara indirgersek, spor kulüplerinin de yönetimini söz konusu 'siyaset' kavramına eşit düzleme çıkarmış oluruz. Okuyucularımız bu tarifi çok zorlama bulacaktır fakat günümüz örneklerini düşününce, hiç de haksızlık edilmesin bana. Öze dönüş yapacak olursak, bu yönetme işinin temelinde ahlaki değerlerin kararlılığı ciddi bir boyuttur ve gelişen süreçte ilişkiler bu ahlaki varlığa göre biçim alır. İnsan insanın kurdudur sözünü temel alarak bir sonuca varacak olursak, Altay artık geçmişinden bugüne takımla ilişkisi olan, efsane olsun olmasın, her ferdini öğütmeye başladı. Büyük Mustafa'ya güvenilmedi, son bir kaç senede çok sayıda hoca değişti, şimdi sıra Özbalta'ya geldi. Altay'ın A Takım kadrosunda bulunmuş, genç takımında top koşturmuş bir isim olarak yuvaya döndü. Bu sezon başında Manisa FK ile yaşadıkları çok trajikti. Aldığım duyumlar, yaşananların müsebbibi olarak hocanın değil, hocayı istemeyen oyuncu grubunun görülmesi gerektiği yönündeydi. TAKIM KAYNIYOR Altay'ın bu özgüvensiz hali, Serkan Özbalta için müthiş bir meydan okuma olacak. Hem de ilk kez Süper Lig tecrübesi demek. Ancak takımdaki oyuncu grubu başarıyı istiyor mu? Martin Rodriguez için konuşursak, online bir canlı yayın platformunda oyun oynaması ile ünlü. Bu oyun esnasında da eski takımı Colo Colo'ya dönemk istediğini anlatmış daha bir kaç gün evvel. Şili kaynaklarını taradığımda bu işin çok ciddi olduğunu gördüm. Takımın en iyi oyuncularından birinden bahsediyoruz burada. Son yıllara damga vurmuş, gol kralı olmuş Marco Paixao takımdan gitti, bir gün sonra geri geldi... Orta saha ve defansta sakatlıklar ve formsuzluklar nedeniyle her maç farklı bir formasyon var. Dikiş tutmadı kısacası. Bu durumda hocaya çalışabileceği sağlıklı ortam nasıl sağlanacak? Altay Başkanı Özgür Ekmekçioğlu, bugüne gelişlerin mimarı elbet. Canı sağolsun. Dün yayıncı kuruluşa Alsancak Stadı Belgeseli için verdiği demeçler umarım onu haklı çıkarır. İzmir basını olarak umursanmasak da desteklemeye devam ederiz. YAPMA ERMAN HOCAM Karışık seyreden kulüplerimizden Karşıyaka da teknik direktör değişikliğine gitti. Erman Güraçar göreve geldi ve takıma güvendiğini söyledi. Güraçar, "Belki 1 veya en çok 2 takviye yapabiliriz. Kadromuz yeterli. Elimizde iyi bir ekip var. Transferden çok artık takıma, takımın gerçek potansiyelini ortaya koymaya odaklanmalıyız. Puan tablosunda olduğu konum, kadro kalitesinin bulunması gereken yeri yansıtmıyor" açıklamasını yaptı. Yani yarım sezon Karşıyaka sadece yönetilemediği için mi ligde bu sıralamada yer alıyor? Yapma Erman hocam, sezon başında yapılan transferler daha sahaya çıkmadan önce başkanın yanındaki isimler, "Öyle topçular aldık ki, Karşıyaka bu sene uçacak, çok iyi çocuklar" diyorlardı... Kulaklarımla duymasam sarfedilen bu sözlere inanmazdım... Ancak o transferlerin takıma ne kadar faydasız olduğunu zaman gösterdi. Şimdi bu takıma iyi diyerek başlamak hüsran getirmesin ne olur... Umarım her şey Karşıyaka için daha iyi olur. Erman Güraçar'a başarılar dileriz.