Hükümet’in son dönemlerde açıkladığı en önemli projelerden biri de Çeşme ile ilgili olanı. Bu proje ile ilgili pek fazla bilgi sahibi değilim. Ama bu ilçeyi “Cannes” yapacağı iddia edilen yatırımlar...

Hükümet’in son dönemlerde açıkladığı en önemli projelerden biri de Çeşme ile ilgili olanı. Bu proje ile ilgili pek fazla bilgi sahibi değilim. Ama bu ilçeyi “Cannes” yapacağı iddia edilen yatırımların tanıtımı konusunda izlenen yolu yakından takip ediyorum. Sağda solda bölgenin Suudiler’e peşkeş çekileceği, burada da bir kanal inşa edileceği gibi söylentiler ayyuka çıkınca, Turizm Bakanı Nuri Ersoy doğruları anlatmak adına göz önüne çıkma ihtiyacı hissetti ve düğmeye bastı. Nerede? İstanbul’da… Bakan, kamuoyunun bilmesini istediği ilk detaylı açıklamayı nedense İstanbul medyasına yaptı. O da öyle geniş kapsamlı bir basın toplantısı yoluyla değil. Aldı karşısına kendince en etkili gördüğü 3 ünlü gazeteciyi, her şeyi onlarla paylaştı. Doğrusu ya, İzmirli bir gazeteci olarak bu yöntemi garipsedim. Hatta ağırıma gitti, sinirime dokundu. Bunu da yazdım zaten. Sonunda Turizm Bakanımız kalkıp İzmir’e geldi. Ziyaretin gündemin elbet Çeşme Projesiydi. Ersoy, pazartesi günkü turunun 2. Oturumunda İzmirli gazetecilerin karşısına çıkıp, 20 milyarlık yatırımla ilgili bilgiler verdi. Bir anlamda İzmir medyasının gazını almış oldu. Hoş, pek çok arkadaş bakanın ilk açıklamayı İstanbullu gazetecilere yapmasına aldırış etmedi ya da öyle bir buluşmadan haberleri bile yoktu ya neyse… Zaten asıl mesele Bakan Ersoy’un medya ile buluşması değil, kenti yönetenler ve sivil toplum kuruluşları ile ilgili bilgilendirme toplantısı. Yani Pazartesi’nin ilk oturumu. Teması “Çeşme” ve “Turizm” olan bu önemli buluşmada ne Çeşme’nin yerel yöneticileri, ne de tek bir turizmci vardı. Bakan Ersoy, nasıl ki projeyi medya ile paylaşma konusunda İzmirli gazetecileri 2. tura erteledi, burada da Çeşmelileri ve turizmcileri bilgilendirme konusunu sonraki günlere bıraktı. Bana göre bu da Turizm Bakanı’nın Çeşme konusundaki ikinci stratejik hatasıydı. Neyse… Meşhur projeye dönersek… Sevgili Bakanımız parlak cümleler ve iştah kabartan rakamlar eşliğinde pek çok şey söyledi. Yatırımın büyüklüğünden, turizme sağlayacağı katkıdan falan… Ama sözü edilen proje devasa bir bölgeyi kapsıyor… Bu bölgede yaşayanlar ne düşünüyor belli değil. Peki bu yatırım bölgedeki ekolojik dengeyi, sosyal yapıyı nasıl etkileyecek? Şimdilik cevap yok. Şu anki haliyle bile yazın insanların bir bardak suya muhtaç kaldığı bölgede, golf sahaları ve o kadar nüfus yoğunluğunun ihtiyacı olan suyu karşılamak için yapılacağı söylenen projelerin fizibilitesi yapıldı mı? O da belirsiz… Yeni havzalar oluşturacağı açıklanan DSİ’nin bu konuda bir çalışması oldu mu? Bilen yok… Bütün bunları elbette zaman gösterecek. Bu kentin bir turistik ilçesinde milyonlarla lira harcanarak yapılan 4 yıldızlı bir tesis, enerji alt yapısının yetersizliği yüzünden hizmete açılamadı biliyor musunuz? Öyle duruyor. Dilerim yarı öbür gün benzer görüntüler Çeşme’de ortaya çıkmaz. Zira hala mevcut kaynakların böylesine dev bir projenin ihtiyaçlarını karşılamaya yeteceği konusunda ciddi kaygılarım var.