Son günlerde gözlerimizin gördüğü her şey bir yöne doğru ağır ağır ilerlerken, pasivize olmuş, sahicilikten uzak, biraz arınmış, sabrın tansıdığı o yerdeyiz. Yerdeniz ö...

Son günlerde gözlerimizin gördüğü her şey bir yöne doğru ağır ağır ilerlerken, pasivize olmuş, sahicilikten uzak, biraz arınmış, sabrın tansıdığı o yerdeyiz. Yerdeniz öykülerinin daha yazılmadığı bir sokak başında... Bu yazımı kendi yaşamına son veren gençlere adıyorum... Geçtiğimiz günlerde beni çok etkileyen bir habere dair yazmak istedim. Çaresizlik bazen bizim zihnimizin sınırlarından ibaret olabilir. Öylesine yaşam öyküleri ile haşır neşir oldum ki... İsteyerek ya da istemeyerek dinledim. Ha bir de hiç elimde olmadan özümsedim onları. Üçüncü göz olamadım. Dinlediğim her öyküyü sindirerek ve empatinin yoğun duygusallığı ile birlikte yoğurdum. Cebinde hiç olmadan var edenler mi ararsınız, kazandıkça batanlar mı... Sevgisizlikten çamur gibi etrafına sıçrayanlar mı, sevgiden kalbi milyonlarca parçaya dağıtılanlar mı... Özetle her hikaye ayrı sonuçlara çıksa da tek bir ortak yanı var; karakter normal ve olağan giden akışı ne zaman değiştirirse, yani modern adıyla konfor alanından çıkarsa bir şeyler değişiyor. Doğanın binlerce yıllık mucizesi gerçekleşiyor. Kötü ya da iyi, bir de çirkin, o zaman peydahlanıyor. En önemlisi bakış açısı kazandırmak zihinlerimize. Bencesi taşların tansıdığı bir sabırla, Gorillaz’ın ‘Ne olursa olsun ya’ ses tonunda yaşama yanaşmak. Sizcesini kendiniz bulunuz. Sınırları zorlamak elzem bir devinim. Belli ki sınırlar zorlanmadan, yenilikler ya da yenilgiler mümkün değil. Kıymetli olan yenilgiyi de kabullenebilecek bir yolculuğa cesaret edebilmeniz. Bu cesaretin huzurunda herkese ‘Haydi bakalım, yolunuz açık olsun’ demek isterdim. Lakin biliyorum ömür boyunca sürecek kayıplar var. Sırtlara yüklenmiş borçlar, ailelerin yükleri, evlatların  okul ayakkabıları... NOKTALAR ÇİZGİLERİ OLUŞTURUR Elitist gelmesin dediklerim sizlere lütfen. Vizyonlarımız ve algıladığımız kadar varız. Ürettiğimiz her şey ve yaşadığımız tüm sınırlar bu çizgide şekilleniyor. Noktalar çizgileri, çizgiler sınırları oluşturuyor.  İşte bu sınırların dışında yaratıcılığınızın eşiğinde en önemlisi ise yüreklerin kaybetmeyeceği değerlerle bir arada kalabilmesi. İçimizdeki çocuk kendine yer bulabilirse, karnını doyurabilir. Belki doyurabilirse, yaşayabilir. Bu yüzden yaşamına son veren her gence bir kaç satır karalamak istedim. Bazen yaşam anlamsız, gelecek umutsuz, dün yaralı, yarın ise karanlık olabilir. İNANIN  Sadece bazen olduğunu hatırlamak gerekiyor. Kimsenin hatırlatması değil. Altını çizmek isterim. ‘Kimse sizin kurtarıcınız olmayacak.’ Yapayalnız olabilirsiniz. Sevdikleriniz, aileniz belki yanınızda değildir. En yakın dostunuz evcil hayvanınızdır onu da kaybetmişsinizdir. Yalnızlık sizi ele geçirmiş ve yarının kaygıları belinizi bükmüş olabilir. Güvendiğiniz her yerden birkaç darbe almış yanlarınızı onarmakta eksik hatta güçsüz hissediyor olabilirsiniz. Varlığınıza inanın.