İstanbul’da, 1922 yılı 1 Mayıs’ına katılım beklenmedik ölçüde fazla olur. “Türkiye amelesi sendika ister”, “Burjuvazi...

İstanbul’da, 1922 yılı 1 Mayıs’ına katılım beklenmedik ölçüde fazla olur. “Türkiye amelesi sendika ister”, “Burjuvazinin zulmünü protesto ediyoruz”, “Mürteciler, muhtekirler, kapitalistler, emperyalistler kahrolsun”, “Bütün dünya işçileri birleşin” gibi sloganlar atılıp, dövizler taşınır. Tam bir bayram coşkusu içinde yürüyen eylemler, bir anda anti-emperyalist bir bağımsızlık mitingine dönüşür. Ankara Hükümeti’ne övgüler yapılır. Büyük kurtuluş henüz sağlanmamışken, basın özgürlüğü işgalin ilk günlerinden bu yana sansür altındayken, mücadelenin nasıl zor olduğu kolayca anlaşılablir. Basın tarih üzerine (Özellikle İzmir) çalışmalar yapan ve konusunda eşsiz bir kaynakça yaratmayı başaran Dr. Efdal Sevinçli bir yazısında, bırakın eylem yapmayı, en temel öğrenme ve haber alma hakkı olan basınımızın ne halde olduğunu bildiren bir yazısında hiç de iç açıcı şeyler yazmaz. Sevinçli, her ne kadar İzmir basınının durumunu yazmış olsa da, diğer yerleşimler de İzmir’den farklı değildir: İşgal süresince (15 Mayıs 1919-9 Eylül 1922), İzmir’de, Ahenk, Köylü, Müsâvât, Islahât, Sadâ-yı Hak (24 Mayıs 1919-1925), Medeniyyet (20 Haziran 1335/1919, sayı-1-?-), Şark / Şark-Yeni Turan (Eylül 1919/Aralık 1923/Şubat 1922-Temmuz 1924) gazeteleri yayımlanmıştır. Mustafa Necati ve Vasıf Çınar’ın, Kuvâ-yi Milliye’nin sesi olarak Balıkesir’de çıkardıkları, İzmir’e Doğru (16 Kasım 1919-27 Haziran 1920) gazetesini de gerçek bir İzmir gazetesi olarak değerlendiriyorum. İşgalle birlikte İzmir basını, Müttefi k Sansür Kurulu ve Yunan Sansür Kurulu’nca sıkı bir denetim altına alınır. İşgal güçleri komutanlığının 25 Mayıs 1919 günü gazetelerde yayımlattığı bildirimle, İzmir’de, izinsiz toplantı yapma, konferans, gösteri düzenleme yasaklanırken jandarma komutanlığından alınacak izin belgeleriyle şehir dışına çıkılabileceği belirtilir.Sonuçta İzmir, adım adım denetim altına alınırken önceden adları belirlenmiş aydınların da yakalanmaları için de çalışmalar hızlandırılır (…) Müttefik Kuvvetlerin Sansür Kurulu ile Yunan Yüksek Komisyonu arasındaki sürtüşmeler nedeniyle Müttefiklerin Kurulu’na paralel olarak Yunanlılar, İzmir’de “Matbûât Kalemi” kurarak M. Rodas’ın başkanlığında Türkçe basını denetim altında tutarlar.” (Yenigün gazetesi, 9 Eylül 2022, Cuma, s. 12) Bu yeni bir şey dağildir aslında. Dönemin sosyalist gazetelerinden “Amele” ya da “Ziya”, bir zamandır Türk sosyalizmi adına yazılar yayınlamakta, ezilen amele kesimini uyarmaktadır. Örneğin; Ziya gazetesinin 19 Ocak 1921 tarihli sayısına bakarak, içinde oldukları durumu analiz ederlerken, dünya sosyalist hareketinden de uzak olmadıklarını anlarız. O günkü gazetenin birinci sayfasında, henüz iki yıl önce öldürülen (19 Ocak 1919) dünya sosyalist hareketinin en güçlü temsilcilerinden Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht’in mücadelesine saygı adına, iki devrim insanının fotoğrafları basılmıştır. Sadece bu mu? Aynı günlerde, Orak-Çekiç, Kurtuluş Yolu, İştirak gibi gazetelerde görüşün kuvvetlenmesi için çaba harcamaktadır. Tüm şehirler fokur fokur kaynarken, kurtuluş ‘an meselesi iken’, aynı saatlerde sosyalistler Ankara’da 1 Mayıs kutlamaları yapmaktadır. O günü, dönemin ünlü gazetesi Hâkimiyet-i Milliye’den okuyalım. Önde; Kuvay-ı Milliye’ye gönül vermiş kalpaklılar, bazı milletvekilleri, bakanlar, arkasında; İmalat-ı Harbiye işçileri saat 09.00’dan itibaren İstasyon civarında toplanmaya başladılar. Sonra şimendifer ve dekovil işçileri alana iltihak etti. Saat 11.00’e doğru fabrika haricinde çalışan umum işçiler meydana geldiler. İzmir mebusu Yunus Nadi, Menteşe mebusu Tevfik Rüştü, İstanbul mebusu Numan beylerle Ticaret Müdir-i umumisi Vehbi, fabrika müdürü Nuri beyler, Rus elçiliğinden bazı memurlar ve matbuat çalışanları hazır idiler. Evvela İstanbul mebusu Numan Efendi nutuk söyleyerek Bir Mayıs’ın umum amele için şuurlu bir gün olarak tes’it edildiği bu günden maksat amelenin hürriyete kavuşması ve amele hukukunun muhafazası olduğunu söyledi. Menteşe mebusu Tevfik Rüştü Bey söze başladı. 1 Mayıs bayramının tarihçesinden ve ihtilallerden bahsederek, gerek memleket dahilinde ve gerek haricinde ölen işçilerin ruhuna bir vesile-i hürmet olmak üzere iki dakika ayakta sükûtu teklif etti ve kabul olundu. Bu iki dakikalık saygı duruşu herkes üzerinde derin bir tesir husule getirdi. Tevfik Rüştü Bey konuşmasında, ameleleri birleştirecek bir dernek ile, bir tüketim kooperatifi kurulması teklifinde bulundu. Amelenin hukukunu muhafaza eden bir hükümetimiz olduğundan ve ona destek olunması gerektiğini beyanla sözlerine nihayet verdi. Sonra sucu ustası Osman Alp Efendi konuşma yaptı. Bu toplantıdan dolayı hükümete teşekkür etti. Bugünkü hükümetin emperyalizm ile kapitalizme karşı mücadeleye devam edeceğini ve hükümet emperyalizmle çarpıştıkça ordusunun ön saflarında köylü ve amelesini bulacağını izah etti. Rus Sefarethanesi memurlarından yoldaş Zornberg, Rusya Şuralar Cumhuriyeti ve amelesi namına bayramı selamlayarak, burada emperyalist ve kapitalistlerle çarpışılırken Rusya’nın da bunlara karşı savaş halinde olduğunu söyledi. Konuşmalardan sonra Numan Efendi’nin teklifi üzerine dernek ve kooperatif tesisi için çalışmalarda bulunmak üzere, Tevfik Rüştü Bey ile Numan, Osman Alp, şimendiferden Nusret, Esliha fabrikasından Eşref efendilerle, mürettiplerden Kamil, Ahmet ve Nuri efendilerden mürekkep bir heyet teşkili münasip görüldü. Bütün dünya amelesinin 1 Mayıs bayramını tebrik için Moskova’ya telgraf çekilmesi kararlaştırıldı. Sonra Ankara’daki Rus Sefarethanesi’ne yirmi beş -otuz kişilik bir grup giderek bayramlaşma yapılmasına karar verildi. 1 Mayıs işçi bayramı münasebetiyle Rus Sefarethanesi fevkalade bir surette süslenmişti, Sefarethane haricinde bir büyük Türk sancağıyla bir Azerbaycan sancağı ve müteaddit Rus sancakları ve portreler asılıydı. Sefarethane’nin içerisi de Karl Marks ve Lenin yoldaşın çiçekler içindeki büstleri, Troçki, Zinovyev, ve sair devrimcilerin resimleri asılıydı. Sefarethane‘de sırasıyla Menteşe mebusu Tevfik Rüştü Bey, Rus Sefiri Aralov cenapları, İmalatı-ı Harbiye’den Osman Alp Bey tarafından nutuklar irad etti, grup halinde fotoğraf çektirildi. Akşam Millet Bahçesi’nde hasta ve malul işçilere sarf olunmak üzere yardım sandığı menfaatine bir müsamere icraa edildi, “Malûl Makinist” piyesi oynandığı gibi manzume ve monolog okundu, fabrika hayatına dair canlı tablo gösterildi. Akşam rengârenk fenerlerle eğlence düzenlendi. Ankara ışıl ışıldı.” (Hâkimiyet-i Milliye, 3 Mayıs 1338 / 1922) 1 Mayıs 1922 günü yapılan kutlamalarda oynanan oyun ve gecenin programını, Gülseren Mungan Yavuztürk bizlere aşağıdaki bilgi ve belgelerle aktarır. Kurtuluş Savaşı yıllarında, sadece 3 yıl yayınlanmış (10 Ağustos 1920 - 30 Ekim 1923) “Anadolu’da Yenigün” gazetesinin 1 Mayıs 1922 tarihli sayısından öğrendiğimiz kadarıyla, 1 Mayıs 1922 günü akşamı, Ankara’daki Millet Bahçesi Sineması’nda düzenlenen 1 Mayıs etkinliği, demiryolu emekçilerinin aktif katılımıyla gerçekleştirilmiştir. Kendi çalışma hayatlarından kesitler sunan bir piyeste rol almışlar, emeği konu alan şiirler okumuşlardır. Gazetenin haberi tam olarak şöyledir; Anadolu’da Yenigün, 1 Mayıs 1922Fevkalâde Müsamere Şimendifer İşçileri Teavün(*yardımlaşma) Sandığı Menfaatine 1 Mayıs 1338(1922) Pazartesi günü akşamı, saat 10.00’da Millet Bahçesi Sineması’ndaMALÛL MAKİNİST” Program 1. Bando mızıka, 2. İnce saz, 3. “Malûl Makinist”, hissi dram, 4 perde Şimendifer işçileri tarafından Şimendifer işçilerinin hasta malul kalanlarıyla muhtacına muavenet(yardım) maksad-ı insanisile teşekkül eden Türkiye Şimendifer İşçileri Teavün(yardımlaşma) Sandığı menfaatine işçiler arasında mevcud aktörler tarafından temsil edilecektir. 4. İnce saz, 5. İşçinin 1 Mayıs manzumesi, 6. Sinema 7. Tablo (fabrika hayatına ait) 8. Arz-ı teşekkür” Ankara’da da işçilerin eylemi son derece örgütlü ve yüksek katılımlı gerçekleşmişti. Ankara İmalat-ı Harbiye ve demiryolu işçileri o gün çalışmayarak, eş ve çocuklarının da katıldığı bir toplantı düzenlerler. Bu toplantıya Sovyetler Birliği Elçiliği bir temsilci gönderir. İşçiler adına yapılan konuşmalarda, emperyalizme karşı Ankara hükümetinin desteklendiği bildirilir. Bu belgelere ek olarak o günlerden elimizde kalan bir 1 Mayıs broşüründe şöyle bir bilgilendirme / değerlendirme ve birleşme çağrısı vardır. Bu çağrıda sosyalizm düşünün sanatsız, özellikle de tiyatrosuz olamayacağı o kadar açıktırki! Osmanlı Sahnesinde Sosyalist Enternasyonal Marşı1 Mayıs Bundan yarım asır evvel beynelmilel 1 Mayıs gününü mesai bayramı olarak kabul etti. 19.asrın ve proleterya âlemininin sermayedarları ve büyük iktisat alimi Karl Marks ve Engels (Bütün dünya işçileri birleşiniz!) şiarını da 75 sene evvel ortaya atmışlardır. Uzun seneler mukaddes şiar hülya halinde kalmış, kuvveden fiile her nasılsa çıkamamıştı. Çünkü proleterya henüz iptidai bir haldeydi. 19.asrın nihayetlerine (*sonlarına) doğru kapitalizmin ve sanayinin inkişafı banka sermayelerinin merkezi devlet inhisarı… hususi ellerde toplanması safha-i tarihte kuvvetli bir proleter sınıfı doğurdu. Bugün diyebiliriz ki 1889 senesinde 2. Enternasyonel’in 1. Kongresi tarafından kabul edilen 1 Mayıs mesai bayramı beynelmilel vasi mikyasta bir emr-i vaki olmuştur. Her sene amele ordusu 1 Mayıs’ta bütün sanayii terk ederek kulüplere, tiyatrolara gidip ve bu beynelmilel bayram gününde hasb-ı hal ederek bugünkü ağır vaziyetlerinin ve istikbaldeki parlak günlerini yâd ediyorlar. 1922 Mayıs bayramı Avrupa ve Amerika proleteryasının iş müddetinin 8 saat olması, Sovyet hükümetlerinin resmen tanınması, Rusya’daki açlara yardım edilmesi gibi bir maksat uğrunda müttehiden harekete karar verdiği bir gündür. Biz Türk köylü ve amelesi bugünde şunu hatırlamalıyız. Rusya amele ve köylülerinin kapitalizm ve emperyalizm aleyhine olan mübarezelerini ilk günden beri kendi mübarezemiz biliriz. Bizim manevi kuvvetimiz olduğu gibi milli mücadelemizin zaferi de bundandır. Komünist enternasyonelinin şiarına şunu da ilave ederek diyebiliriz ki “şarkın mazlumları dünya emperyalistlerinden halas için birleşiniz!” 1922 Mayıs bayramı fukara kuvvetlerinin hesap günü birinci imtihan seferberliği, garp emekçileriyle şark mazlumlarının ittihadı günü olsun. Yaşasın beynelmilel 1 Mayıs Bayramı.”Uyan mihnetle çalışan yoksul hemşehri! İnkılâba gir de ol dünyanın hür rençberi! Yeri göğü titretip demir döven işçiler! Kayaları inletip saban süren çiftçiler! Anadolu şuralar hükümeti var olsun. İşçilerin emeği üzerlerine yar olsun. Asrımızda dikilen beynelmilel çerağın Semalarda yükselsin güneş gibi parlasın” (1 Mayıs 1922’de “Kurtuluş Yolu” dergisinde yayınlanmış olan “Türkiye İçin Enternasyonal Marşı”) Oyunun bir metni olmadığından hakkında çok şey söyleyemesek de; bunca zor bir dönemde toplumsal mücadelenin sanatsız olmayacağını gösteren bir belge olarak, 1 Mayıs 1922 günü oynanan tiyatro gösterisini haber yapan bu gazete notunu çok önemsiyoruz. “Malûl Makinist” benzeri girişimlerin daha çok olduğunu düşünüyoruz, ancak arşiv kültürü yerlerde sürünen bir millet olduğumuzdan, bu konuda sadece iç çektiğimiz için kızgınlığımız çok yüksek!