Bayılıyorum internetteki forumlara… Beni benden alıyor, yurdumun insanının renkli penceresinden dünyaya bakmamı sağlıyor… En son okuduğum konu ise ‘Aylık mı yoksa haftalık mı alışveriş yapıyorsunuz?’...

Bayılıyorum internetteki forumlara… Beni benden alıyor, yurdumun insanının renkli penceresinden dünyaya bakmamı sağlıyor… En son okuduğum konu ise ‘Aylık mı yoksa haftalık mı alışveriş yapıyorsunuz?’ sorusuydu. İnanır mısınız en çok karşılaştığım cevap, ‘Ne mümkün, her gün marketlerin yolunu tutuyor, gündelik ihtiyacımızı karşılıyoruz’ oldu. Düşündüm… Ay başında maaşını alıyorsun… Evin kiraysa zaten hop gitti büyük bir bölümü… Sonra tek tek ödemeye başlıyorsun, elektrik, su, doğalgaz, internet, telefon, aidat, kredi borcu, hep izlediğin dizinin yer aldığı platformun aylık ödemesi… Peki, ne kaldı elinde? Kalanlar da işte yiyeceğin, içeceğin, suyun, çayın, yağın, şekerin… Ay boyunca hayatını idame ettirmek için alışverişin 8273912790 formülünü bilmemiz gerekiyor. Bir forum bizim için araştırma da yapmış: Siz de alışverişi nasıl yapacağınıza bir türlü karar veremeyenlerden misiniz? Aylık alışverişle günlük alışverişi her yönüyle kıyasladık! Öncelikle zaman konusuna değinerek, ‘Vakit nakittir!’ mottosunu kulağımıza küpe etmiş. Doğru, çok doğru… İnsan işten çıktıktan sonra ne torba yüklenmek istiyor ne de yüklenecek hali kalıyor. Halk pazarlarına gitmek mi, mümkün değil. Hafta sonuna denk getirsen olmaz, hafta içi arasan bulunmaz… O yüzden aylık alışverişe 1 puan ekliyoruz… Diğer bir konu ise ürün başına alışveriş yapmak… Aslında bakarsanız gayet mantıklı. Yağ, un, şeker, tuz gibi ürünleri ay başında alırken; meyve, sebze gibi tüketim tarihi kısıtlı ürünleri günü gününe alabilirsiniz. Böylelikle her dem taze sebze ve meyve tüketir, gıda israfının da önüne geçersiniz… Günlük alışveriş hız kesmeden takibini sürdürüyor, artı 1. ‘Fiyat artışlarını hesaba kattık mı?’ Sorunuzu duydum, duydum… Evet, bu noktada da ay başında alışveriş yapmak en doğrusu… Zira geçen aylarda Ayçiçek yağının ‘Buradayım, buradayım işte buradayım’ diyerek kendini sahneye nasıl attığını unutmayalım… Eşitlik yine bozuldu… Ürün bazında günlük kampanya ve indirimlere çok fazla rastlıyoruz. Örneğin, bir market tereyağı fiyatında yalnızca iki gün geçerli efsane bir indirime imza atabiliyor. Aylık alışveriş, bekleme avantajı sağlasa da bu gibi fırsatları kaçırmanıza sebep olabilir. Ben demedim, onlar dedi… Ancak ne de doğru dedi, değil mi? Neyse bu sefer de gönlümüz eşitliği bozmaya elvermedi… Son olarak, ‘8273912790 formül’ dedik, yalan da söylemedik. Akıllı alışverişin sırrı doğru liste yapmakta. Ben de ay boyunca evde tükenen ürünleri buzdolabının üzerine astığım bir kağıda not alıyor, alışveriş yaparken kendime kolaylık sağlıyorum. Böylece ne market dönüşü, ‘Aaa onu almadım’ diyerek diz dövüyor ne de lüzumsuz yere alışveriş yapıyorum. Kulağınıza küpe olsun, sonra ağlamayın… Çok da uzatıp tadımızı kaçırmayalım… ‘Kendiniz için en iyisini siz bilirsiniz’ diyelim ve konuyu tatlıya bağlayalım… Bu haftayı da Emel Abla’yı (Müftüoğlu) anarak, onun sözleriyle kapatalım: Sen arada sırada uğra bana... Oyuna gelme aman, aman, aman!