Ne yalan söyleyeyim, “Bu yolun sonu sandık” iddiasını kaleme alırken bir an için bile olsa, “acaba çok mu iddialı oldu” diye bir endişe duydum. Böyle çıkışların sonunda madara olmak da var işin sonun...

Ne yalan söyleyeyim, “Bu yolun sonu sandık” iddiasını kaleme alırken bir an için bile olsa, “acaba çok mu iddialı oldu” diye bir endişe duydum. Böyle çıkışların sonunda madara olmak da var işin sonunda. Neyse ki korktuğum başıma gelmedi. Meğer benim gibi düşünenlerin sayısı, tahmin ettiğimden de fazlaymış. Hatta pek çoğuna göre seçimi gerektiren koşullar arasında benim dikkate bile almadığım gelişmeler var. Mesela, İyi Parti’nin son kurultayı için, “Cumhur İttifakı’na geçişin sinyali” diyenlerin sayısı hiç de az değil. O’nların senaryolarına göre, Meral Akşener’in A takımının tasfiyesi, anlaşmanın bir sinyali. Diyorlar ki; “Çizik yiyenler AK Parti’ye karşı olup, CHP ile işbirliğinin devamından yanaydı…” Gerekçe o ve bu… Neticede erken seçim beklentisi içine girenlerin sayısı hiç de küçümsenecek gibi değil. Hele içlerinden bazıları var ki, şimdiden adaylık için kolları sıvadı. Bu erkenci grup, her partide mevcut. Ama en çok da CHP’de. Malum, CHP’de bugün işbaşında olan kadroları oluşturan “güç merkezi” sıkı bir darbe yedi. Bakmayın siz, Deniz Yücel’in hala il başkanı olduğuna. Dün, en yakın rakibine karşı ezici bir üstünlük kuran o Deniz Yücel gitti, yerine rakipsiz girdiği bir kongrede bile çoğunluğun oyunu alamayan Deniz Yücel geldi. Dün, İl Başkanı’nın hamisi olan o güçlü Genel Başkan Yardımcısı Tuncay Özkan, bugün Parti Meclisi’nde bile değil. Sıradan bir milletvekili. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ferman buyurup kendisine danışmanlık koltuğu vermese, Genel Merkez’de oturacak sandalyesi bile olmayacaktı. Hoş sahip olduğu makamın da, koltuğun da kimseye faydası yok ya neyse. Demek istediğim partide güç dengeleri alt üst olmuş durumda. Haliyle 2018 ve 2019’da kadro dışı kalanlar için bu durum umut oldu. Özellikle de 2019 yerel seçimlerinin küskünleri ve kırgınları için. Bu aralar sözünü ettiğimiz o küskünler ne yapıyor biliyor musunuz? İşbaşındaki ekiplerin aldığı nefesi bile takip ediyorlar. Kendi hakları olduğuna inandıkları koltuğa oturtulan başkanların, meclis üyelerinin hatalarını kolluyorlar. Çünkü zamanı gelince bunları genel merkezin önüne koyacaklar. Bana göre işleri zor değil. Neden mi? Bugün, o kadronun belirlediği başkanların yarıya yakını, hatta yarıdan fazlası hayal kırıklığı yaratmış durumda. Velev ki yarın adaylar, dün olduğu gibi “duygusal” kararlarla değil, liyakat ve adalet ilkesine göre belirlendi; Şimdiden söyleyeyim, CHP’nin mevcut başkanlarının yarısından fazlası elenir…