Doğrusu İzmir siyasetini hiç bu kadar sancılı görmemiştim. Kentteki yerel iktidar olduğu için CHP’den başlayalım. Hem de şu meşhur “çalıştay” meselesi soğumamış olur. CHP’deki durumu daha iyi göreb...

Doğrusu İzmir siyasetini hiç bu kadar sancılı görmemiştim. Kentteki yerel iktidar olduğu için CHP’den başlayalım. Hem de şu meşhur “çalıştay” meselesi soğumamış olur. CHP’deki durumu daha iyi görebilmek, neler olup bittiğini daha iyi anlayabilmek için ‘çalıştay’a dönelim önce. Bayram değil, seyran değilken nereden çıktı böyle bir organizasyon… Öyle ya. Böyle şeyler durduk yerde düzenlenmez. O halde mutlaka bir nedeni olmalı değil mi? Bence neden belli. İl Başkanı Deniz Yücel’le bir türlü sağlıklı ilişki kuramayan ve bunalan bazı örgütlerin sık sık Genel Merkez kapısını çalmaları bunlardan biri. Bir diğeri, o gücü nereden buluyorlarsa, bazı belediye başkanlarının Büyükşehir’e rağmen kendi başlarına bir şeyler yapmaya çalışması. Üçüncü konu da, Deniz Yücel’in ilçe belediye başkanları ile ilişkileri. Kimisine çok yakın, kayıtsız şartsız himaye ediyor, ama kimisine de o kadar uzak dayak atmak için fırsat kolluyor. Ortada bir de milletvekillerinin şikayetleri var. Bazı vekiller, bazı ilçe belediyelerinin Genel Merkez’in belirlediği sosyal politikalara uymadığından yakınıyor. Toplayın hepsini üst üste. Benim yazmadıklarımı ve kendi tespitlerinizi de ekleyin. Ortaya çıkan bal gibi senkron bozukluğu çıkıyor. Zaten o çalıştayın sonunda bazı belediye başkanlarının Genel Başkan Yardımcıları Oğuz Kaan Salıcı ve Seyit Torun tarafından özel görüşmeye çağrılmasının da nedeni buydu. Yani o ‘çalıştay’ın ilk amacı da o senkron bozukluğunu gidermekti. “Hedefine varır mı, varmaz mı?”, zaman gösterecek. Ama yarattığı zafiyetin partiye oy kaybettirdiği kesin. Görünen o ki, Ankara İzmir’deki durumun farkında ve kolay kolay ellerini İzmir’in üzerinden çekmeyecek. ….. Normal koşullarda CHP’deki bu tablonun AK Parti’nin işine yaraması gerekir. Ama o cephede de durum göründüğü kadar sakin değil. Bazı vekillerin ısrarla teşkilatlara hakim olma çabası, dillendirilmese de baş ağrısı yaratıyor. Benim gözlemlediğim kadarıyla en büyük sıkıntı Ceyda Bölünmez Çankırı’nın “hemşehricilik” sevdası. Müdahaleler yüzünden İl Yönetimi de istediği ekipleri kuramıyor. AK Parti’de bu durumun, geçen dönemin Büyükşehir adayı, ilk seçimlerin de potansiyel adayı olan Nihat Zeybekci’yi de rahatsız ettiği konuşuluyor. Zeybekci’nin Ceyda Hanım’ın ve destekçilerinin inadını kırıp kıramayacağı belli değil. Partiyi seçime hazırlayacak teşkilatlar konusunda Zeybekci söz sahibi olursa, CHP’deki sıkıntılar AK Parti için avantaja dönüşebilir. Fakat seçim meydanlarına yanlış kadrolarla girerse AK Parti’yi İzmir’de hayal kırıklığına uğramaktan kimse kurtaramaz. ……. İzmir siyasetinde sancıyı yaşayanlar, CHP ve AK Parti. Bir de İyi Parti’nin durumu var. Büyük kongrede GİK Listesi’ne indirilen darbe hala hazmedilemedi. İl ve ilçelerde Koray Aydın’a mal edilen çizik operasyonu yüzünden o kadar çok küskün ortaya çıktı ki… Üstelik siyasette ağırlığı olan isimler bunlar. Ama bu durumda hiç biri İyi Parti’ye oy istemek için seçim meydanlarına çıkmaz. ……. Anlayacağınız siyaset cephesinde karmakarışık bir tablo var. Çözebilene bravo!