Türk hakemliği nasıl kurtulur ? Çözümü kolay. 10 yıl adına süper denen ligdeki hakemleri donduracaksınız. Birkaç isim hariç, üçü geçmez. Yok öyle bir dünya, iki günde bir maç. Her türlü imkân, üc...

Türk hakemliği nasıl kurtulur ? Çözümü kolay. 10 yıl adına süper denen ligdeki hakemleri donduracaksınız. Birkaç isim hariç, üçü geçmez. Yok öyle bir dünya, iki günde bir maç. Her türlü imkân, ücretler ganimet gibi. Hatanın alasını yapsalar da maçlara devam. Adalet ne olacak peki ? Zaten bir hakem 'Ben oldum tamam, vazgeçilmezim, her verdiğim karar doğru, harikayım' diyorsa. Ki, diyeni çoktur. Bittiğinin resmidir. Sen maçı değil, maç seni yönetir Allah muhafaza. Hiçbirini beğenmiyorum. Bir tek bizim İzmir Selçuklu Halil Umut Meler hariç. Maşallah, Allah nazarlardan saklasın. Her zaman onun iyiliğini isterim, iyi hakem çünkü. Harcanmasın, heder olmasın, mundar olmasın. 1.Lig'de hatta 2.Lig'de düdük çalan gençlere şans vereceksiniz. Ki, baktılar koltuk pahalı gidecek birileri. Orası, o konum. Dergâh, yol geçen hanı, hobi hırs ihtiras şöhret basamak yeri değil. Ya kendileri gider ya da elenirler. Bu kadar lakayt olmazlar, olamazlar. Geçmişte o zaman adıyla 1.Lig'e çıkartacakları hakeme sezon içinde bir maç, yani şans verirlerdi.
ADALET NASIL GELİR ?
Bizim gibilere kapıları açın bakın. Görün her şey çok daha güzel olur. 30 yaşındakileri yaşlısın diye ekarte ediyorsunuz. Hakemliğe bile başlatmıyorsunuz. Üç beş yılda süperde düdük çalacak kıvama, gelemez bir hakem. Gelenler malum. Orası deneme tahtası değil. Mesela VAR ve AVAR hakemleri ücretini kısın, amatör kümedeki gençlere yapılan gibi sadaka gibi verin. Kesin yapmazlar bırakır, giderler ekranı. Sahaya çıkan hakemler de maşallah eşofmanla maça gidiyor. Damat gibi elbisenin suyu mu çıktı. Çok gıcık oluyorum. Tekerlekli çanta, takır tukur, 'Sesszi olun hakem geliyor, gidiyor beyler'. 20 metre öteden geldikleri belli, aşikar. Otelden siyah camlı araçla al, stada bırak. Tekrar al. Hakemlik konsantrasyon işi, böyle olmaz. Halkın arasına karışsınlar ki anlasınlar, dünyayı. Gelelim mevzuya. Çok koşmaya gerek yok, hangi oyuncunun nereye vuracağı o kadar belli ki. Dur bekle yaklaş. Bunlardan daha iyi karar çıkar. Hele ki VAR hakemliği. Koşu gerekmez, basurun azmasın, gazın, olmasın yeter. Yakın gözlüğü, zekâ, tecrübe yeter. Yaş 60-70 olsa da eldeki mevcutlardan çok daha adil olurlar.  Tekrarı, büyütmesi, beklemesi var nasıl olsa. Şans verin, yanılmazsınız. Böylece adalet gelir yurdumun sahalarına.
RIZA ÇİNKILIÇ UNUTULMAZ
Hakemlik, gözlemcilik, dernek müdürlüğü yaptı. Dürüst, haysiyetli insandır. Alın size VAR hakemi. Beğenmezler ama, evde. Torun bakıyor. Bu da bir hizmet aslında. Neyse, mihrap da sağlam, minber de. Hakemlik zaten yürek işi. Yaşla, boyla, kiloyla, yabancı dille, diplomayla alakası yok. O bir meleke. Büyük düşünseler. Ah keşke, neyse. Rıza Çinkılıç hocam 3.kez dede olma mutluğunu yaşadı. Mert ile Ece'ye kardeş geldi, adı da Zeynep. Torunlarımıza, tüm evlatlarımıza hayırlı, uğurlu ömür diliyorum, şansları bahtları açık olsun. Rahmetli babaannem Hediye Aydınoğlu 'Allah iyi insanlara denk getirsin inşallah' derdi. Ne kadar da doğru ve de haklı. Hele bu devirde. Saadet-Mehmet Çinkılıç çiftini ve de sevgili Rıza hocamı tebrik ederim. Analı, babalı, nineli, dedeli büyüsün Zeynep'imiz.
ERKAN MUHTAR'A RAHMETLE
Erkan Muhtar, 20 Mart 1972 doğumlu. 23 gün sonra doğum günü, 51 yaşını tamamlayıp, 52'den gün alacaktı. Olmadı, takdiri ilahi. Ne denir ki. Kalp krizi sonucu kaybettik. Yahya Bayram başkanımın emek verdiği Çamdibi Altınok'un alt yapısında yetişti. Gizli kahramanlardan Behçet Karataş'ın da emek verdiği Çamdibi Gençlerbirliği'nde de forma giydi. Maçına çıktım mı hatırlamıyorum. Çamdibi, Altındağ, Yeşilova, Koşukavak civarında 90'lı yıllarda maçına çıkmadığım kalmamıştır, herhalde. İzmir ASKF Başkanı Efkan Muhtar'la kardeştir. Eşi Nilgün hanıma, kızı Elif Beyza'ya, Efkan başkanıma, Çamdibi halkına, sporseverlere sabır ve başsağlığı diliyorum. Ruhu şad, mekânı cennet olsun.
'ACILARIN KADINI' VE HAKEMLİK
20-25 kelimeyle, 8-10 dizeyle ses sanatçılarını üne kavuşturan adamdır Levent Bektaş. Peki bir zamanlar sevgili Bektaş'ın bir zamanlar 80'li 90'lı yıllarda futbol hakemliği yaptığını biliyor muydunuz ? Bugünlerde Bergen filmi vizyonda, gündemde ya. Yazayım dedim. Şimdi hayatının anlatıldığı Bergen filmiyle tekrar gündeme gelen, Bergen'in o şarkıyla şöhret olduğu o şarkının söz yazarıdır, güftecidir, şairidir. Çok güzel de şiir okur. Sinop Bölgesi hakemidir Levent Bektaş hocam. Klasmanda yani profesyonel liglerde  görev yaptı. Aynı dönemlerde yaptık, aşağı yukarı. Maçta bile, gidiş gelişlerde ilham gelen ve de yazan muhteşem bir dehadır, gerçek bir sanatçıdır sevgili Levent Bektaş.
LEVENT BEKTAŞ'A VEFA GEREK
Bergen'i şöhrete ulaştıran, Bergen'in de şöhret yaptığı 'Acıların Kadını', Küçük Emrah'ın aynı şekilde 'Acıların Çocuğu' şiiri ile iki şarkıcıyı zirvede buluşturan şarkılar Levent Bektaş'a ait. Bergen'i İzmir Fuarı'na geldiğinde röportaj yapmıştım, tam sayfa. İcralık oldu, hasta oldu ne hakemlikten ne de şarkıcılardan vefa görmedi. Sinop'ta sağlıkçı, gazeteci, televizyoncu, Gözde FM'i  de var. Şu sıralar çok zorlu bir hastalıkla boğuşuyor. Bergen, Sibel Can, Seda Sayan, Nalan Altınörs, Devran Çağlar, Muazzez Ersoy, İbrahim Tatlıses, Küçük Emrah, Hakan Altun, Cengiz Kurtoğlu ve daha nicelerine eser verdi, hatta yaşam suyu verdi. Allah'ım şifalar versin. Sıkma canını Levent Bektaş üstadım, hocam. Size İzmir'den kucak dolusu sevgiler yolluyorum, sizi çok seviyorum delikanlı Sinoplu. Sosyal medyada Levent Bektaş şarkıları sayfası var, dinleyebilirsiniz. Merak etmeyin bizim üzerimizden para kazanmayacak. Onlardan değil. Siz bilirsiniz, mutlu olur sadece. Hakkı değil mi ? Haklı ve de hakkı, hem de çok.