Korona virüs salgını nedeniyle özellikle sağlıkçılar, bu hastalığa karşı adeta canlarını siper etti. Korku filminden farksız yaşadığımız pandemi günlerinde zaman geldi, günlerce ailelerini göremediler. Vatandaşın aradığı anda yardımlarına koşan ve hastayla ilk teması kuran acil tıp teknisyenleri ve acil tıp teknikerleri… ‘112’ ekibi olarak da bilinen, halkın gizli kahramanları onlar… Pandemi öncesinde de işlerinin yoğun olduğunu, salgının bunu daha da artırdığını belirten Acil Tıp Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneği (ATTDER) adına konuşan Genel Başkan Yardımcısı Erkan Dede, “Bununla birlikte gerek 112’de, gerek hastanelerde çalışan tüm sağlık çalışanları kişisel olarak korona virüs ile mücadele etmek zorunda kaldı. Yitirdiğimiz mesai arkadaşlarımız, hastalananlar, hastalanıp yürütülen sağlık hizmetinin insan gücü kaybı yaşaması ve aileleriyle aylarca uzak yaşamaları sürecin zorluğu oldu. Pek göze görünmeyen ama çok önemli bir faaliyeti başarıyla yürüttük” dedi.

İLK MÜDAHALE EKİBİ

Yaşanan süreçte özverileriyle çalıştıklarını ve ilk müdahaleyi yapan ekip olarak büyük risk altında kaldıklarını açıklayan Dede, “Acil tıp teknisyenleri ve acil tıp teknikerleri (paramedik) olarak acil yardım ambulanslarında ve hastanelerin acil servislerinde görev yapmaktayız. Ülkemizde pandemi öncesi bu iki kurum yoğun bir şekilde faaliyet yürütmekteyken Kovid-19 salgını ile tanışmamızdan sonra vatandaşlarımızın daha fazla 112’yi araması ve hastanelere başvurması ile daha yoğun bir sürece girmiş olduk. Kovid-19, gribal rahatsızlıklara benzer bazı belirtiler taşıdığı için bu belirtilere yakalananlar, gerekse gerçekten korona virüse yakalananlar 112’yi fazlaca aramaya başladı. Bu dönemde çoğu zaman çağrı merkezlerimizde uzun süre yığılmalar yaşandı. Ciddi yaşamsal sıkıntıları olmayan, danışmak, soru sormak için arayanlar o kadar arttı ki çağrı merkezlerinde 20-30 dakikaları geçen acil çağrı beklemeleri yaşandı. Ancak, salgının yoğunluğundaki dönemsel değişmeler, gerek çağrı merkezlerinde alınan önlemler ve korona virüs için kurulan çağrı hizmetleri ile bu yük azaltılmaya çalışıldı” diye konuştu. Dede, “Bununla birlikte daha önce yaşamadığımız yoğun bir temponun içine girdik. Nöbetlerine başlayan ekipler büyük bir özveri ile gün içerisindeki gerek kişisel ihtiyaçlarını gerekse işleri ile ilgili ihtiyaçlarını saatlerce gidermeden sürekli alarm halinde çalışma yürüttü. Kovid-19 salgınına özgü yeni çalışma alışkanlıkları kazanmak ve bunu standardize etmek yine bir o kadar bizi yoran bir durum oldu. Çünkü her hastadan sonra ambulansın ve malzemelerin temizliği ve dezenfeksiyonu, kullanmak zorunda olduğumuz koruyucu ekipmanların her hastada bir yenisini ile değiştirmek zorunda olmamız, hava ısısına bağlı kıyafetlerin fiziken olumsuz etkilemesi gibi alışkanlıklarımızın ve rutinimizin dışında bir durumdu” açıklamalarında bulundu.

‘İSTEĞİMİZ SAYGI GÖRMEK’

112 çalışanlarının aynı zamanda risk nedeniyle ailelerini görmeden süreci devam ettirdiklerine ve 24 saatlik nöbet içerisinde yorgunluklarını düşünecek zaman bulmadan nöbet tamamladıkları bir dönemde bulunmanın şaşkınlığını yaşadıklarını aktaran Dede, yaşananlarda en üzücü yanın ise aileleriyle geçirilemeyen zaman olduğunu aktardı. Süreci mercek altına alan Dede, “Bununla birlikte gerek 112’de, gerek hastanelerde çalışan tüm sağlık çalışanları kişisel olarak da Kovid-19 ile mücadele etmek zorunda kaldı. Yitirdiğimiz mesai arkadaşlarımız, hastalananlar, hastalanıp yürütülen sağlık hizmetinin insan gücü kaybı yaşaması, özellikle çocuklarına, eşlerine, anne ve babalarına hastalık bulaştırma endişesi ile haftalarca ve aylarca onlardan uzak yaşamaları bu sürecin diğer olumsuz yanları oldu. Sağlık çalışanının saygı gördüğü ve daha sağlıklı bir Türkiye'ye ulaşmak temennisi içerisindeyim” diye konuştu. Rana Beyza Öztürk / Özel Haber