Günümüzde su kaynaklarının korunması ve sürdürülebilir kullanımı, dünya genelinde artan bir endişe kaynağı haline geldi. Su, hayatın vazgeçilmez bir parçası olmasına rağmen, su kaynaklarının azalması ve su kıtlığı tehdidi giderek daha fazla insanın yaşamını etkiliyor. Bu bağlamda, su kaynaklarını kıtlıktan korumak için ciddi adımlar atılması gerektiğinin artık herkes farkına varmalı. 
Su kıtlığını önlemek ve su kaynaklarını korumak için öncelikle suyun verimli kullanımı ve israfının önlenmesi gerekiyor. Tarımsal sulama, sanayi, ve evsel kullanım gibi alanlarda suyun etkin bir şekilde kullanılması için bilinçlendirme kampanyaları düzenlenmeli ve su tasarrufu sağlayan teknolojiler teşvik edilmeli. Damlama sulama sistemleri gibi su tasarrufu sağlayan tarım uygulamalarının yaygınlaştırılması ve suyun daha verimli kullanılması için farkındalık oluşturulması önemli.
Ayrıca, su kaynaklarını korumak için havza yönetimi stratejilerinin uygulanması gerekmekte. Havza yönetimi, su kaynaklarının korunması, su kalitesinin iyileştirilmesi ve suyun adil bir şekilde paylaşılmasını sağlayan bütüncül bir yaklaşım olur. Havza yönetimi planları oluşturularak su kaynaklarının etkin bir şekilde yönetilmesi ve çeşitli su kullanıcılarının ihtiyaçlarının denge içinde karşılanması sağlanabilir.
Bununla birlikte, su arıtma ve geri kazanım sistemlerinin geliştirilmesi de su kaynaklarını koruma açısından önemli. Atık su arıtma tesisleri, kullanılmış suyun temizlenerek yeniden kullanılmasını sağlar ve su kaynaklarının daha verimli bir şekilde kullanılmasını sağlar. Yağmur suyu hasadı gibi yenilenebilir kaynaklardan su elde etme yöntemlerinin de desteklenmelidir. 
Su kaynaklarının korunması için çevresel eğitim ve farkındalık programlarına yatırım yapılması gerekmektedir. Halkın suyun önemi konusunda bilinçlenmesi ve suyun sürdürülebilir bir kaynak olduğu konusunda farkındalık oluşturulması, su kaynaklarının korunmasında ve kıtlıktan korunmasında önemli bir etkiye sahiptir.
Su kaynaklarının korunması ve sürdürülebilir kullanımı, küresel düzeyde acil bir konu haline gelmiştir. Bu nedenle, su kıtlığının etkilerini azaltmak ve gelecek nesillere temiz ve bol su sağlamak için dünya genelinde işbirliği ve koordinasyon gerekmektedir. Unutulmamalıdır ki, su, hayatın devamı için vazgeçilmez bir kaynaktır ve onu korumak hepimizin sorumluluğudur.