Çocuk yapısı gereği kırılgan ve kusurlu, bağımlı ve olgunlaşmamıştır. Çocukların sinir sistemleri tam gelişmemiştir. Bu yüzden çocuklar anne ve babalarına güven duymaya yoğun bir şekilde ihtiyaç duyarlar. Çocuklar, hem duygusal hem de fiziksel olarak kırılgandırlar. Bu kırılganlık onları ebeveynlerin korumasına muhtaç bırakır. 

Tabula Rosa Metaforu’na göre John Locke,  çocuğun dünyaya geldiği zaman boş bir levha gibi geldiğini, çocukların kendi yaşamları üzerine etkisi olmadığını çocuğun yaşamını çevresini kuşatan başta ebeveynler olmak üzere kişilerin ve çevre koşullarının belirlediğini savunur. Çocukların yaşamlarına dair bilgileri yoktur ve nasıl yaşanacağına bilmezler. Kişiliğinin gelişimini destekleyecek her hangi bir davranış kalıpları yoktur çocuk bunu anne ve babası ile kurduğu ilişkiyle öğrenir. Çocuklar kendi ebeveynlerinden modelledikleri davranış kalıplarını içselleştirip kendi benliğini ve öz saygısını oluştururlar. 

ZİHİNSEL GELİŞİM

Çocuğun içinde büyüdüğü ailenin yapısı çocuğun olgun bir yetişkin olma yolunda çok kıymetlidir. İşlevsel aileler, çocuğu hem bedenen hem duygusal hem de zihnen gelişimini desteklemek için çocuğun ihtiyaçlarını gözetirler. Çocuğu birey olarak görür ona saygı duyarlar. İşlevsel ailelerde çocuğun anlamı sadece doğmuş olması, başlı başına çocuk olması bile yeterlidir. Çocuk ailedeki her üye gibi kıymetli ve değerlidir. 
Çocuklar yeni şeyler öğrenerek büyürler ve büyüme sürecinde hatalı davranabilir. Çocuklar yaptıkları şeyin hatalı olduğunu bilmedikleri için kendi başlarına hataları ile nasıl baş edeceklerini bilemezler. Yaşam deneyimleri olmadığı için nerde nasıl davranacaklarına dair bir bilgileri yoktur. 
İşlevsel bir ailede büyüyen çocuk, çocuğun hatalı olduğunu gerçeğini bilir ve çocuk hata yaptığında onu azarlayıp ona ceza vermek yerine uygun olmayan davranışların yerine uygun olan davranışların ne olduğunu çocuğa öğretmemeyi seçer. Çocuk uygunsuz davrandığında nasıl özür dilemesi gerektiğini ve telafi edilecek davranışın ne olabileceğini çocuğa öğretir. 

Çocuklar, nasıl hayatta kalınacağını bilmedikleri için ihtiyaçlarının karşılanmasında başkalarına bağımlıdırlar. İşlevsel bir ailede büyüyen çocuk, ailesi tarafından yaşı ve gelişimine bağlı olarak var olan ihtiyaçlarını hem nasıl karşılayacağını ailesinden öğrenir hem de ebeveynlerin karşılaması gereken ihtiyaçlarını ebeveynlerinden alır. 

Dolayısıyla ebeveyn olmak sadece çocuğun temel ihtiyaçlarını karşılamak demek değildir. Aynı zamanda çocuğu yetişkin hayatında ihtiyacı olacak olan duygusal olgunluğa erişmede ihtiyacı olacak psiko-sosyal desteği de verebilmektir.