Biz gazeteciler, köşe yazarları olaylara karşı her zaman hassas davranırız. Söyleriz, yazarız. Yaşadığımız coğrafya, dünyanın en hassas bölgesi. Kıvılcım çıksa bölgemiz hemen alevler içerisinde kalır. Savaşlar, çatışmalar, mülteci sorunları bitmek bilmiyor. Sanki de dünyanın merkezi. ‘Sanki’den öte bir gerçek! Ateş çemberinin ortasında olmamıza rağmen, Türkiye’deki hava bambaşkadır. Cumhurbaşkanı Erdoğan, iyi takip ettiği diplomasi ve devletlerin başkan ve başbakanlarıyla kurduğu iyi diyaloglar, barışçıl ve arabuluculuğunun öne çıkmasıyla her zaman gündeme damgasını vuruyor…

       Türkiye turizmi pek etkilenmiyor, turist burayı huzurlu ve güvenli bulduğundan çekinmeden gelebiliyor. Yabancı yatırımcılar yatırım yapmaya devam ediyor! Ancak her şeye rağmen, bölgede savaşın yayılması, yalnız savaşan ülkelerin halklarını değil, bölge ülkelerinin halklarını da tedirgin ediyor…

       İsrail’in İran’ı vurması, İran’ın karşılık vermesi Orta Doğu’da yeni bir cephenin açıldığını gösteriyor. İsrail, İran’ın başkenti Tahran’ın yanı sıra, Tebriz, İsfahan’daki nükleer tesisle birlikte, Loristan, Kirmanşah, Şiraz, Huzistan ve Kum kentlerine saldırdı. İran da yüzlerce füze ile İsrail’e misillemede bulundu. Bu arada savaş nedeniyle Türkiye de dâhil olmak üzere, birçok ülke, bölgedeki ülkelere uçuşları durdurdu…

       İsrail’in gece boyunca 200 uçakla sürdürdüğü saldırılarında başta İran Genel Kurmay Başkanı ve Devrim Muhafızları Komutanı olmak üzere, birçok üst düzey komutan öldürüldü. Hepsi de uykuda yakalandı. Bu da, elde edilen istihbaratın ne denli önemli olduğunun bir göstergesidir. Saldırılar konusunda, İran, ABD, İsrail’in suç ortağı olduğunu ifade etti. ABD’nin uydudan aldığı bilgileri İsrail’e verdiği öne sürülüyor…

       İsrail’in, Gazze’de, daha sonra da Batı Şeria’da yapmış olduğu katliamlarda 56 bin insan hayattan koparılırken, Lübnan’da, Suriye’de, Yemen’de Suriye’nin ‘vekil güçlerine’ operasyonları da devam ediyor…

İsrail’in, İran’ı vurmak için 6-8 aydan beri hazırlık yaptığı belirtiliyor. MOSAD Ajanları İran Devlet Kurumlarında bile cirit attıkları söyleniyor. Bu süreçte İran’daki askeri ve nükleer tesisler hakkında geniş bilgi sahibi olundu. İran içinden de bilgiler ajanlar tarafından sızdırıldığı söyleniyor. Saldırılarda askeri komutanların yanı sıra, 6 nükleer bilim insanının da hayatını kaybetmesi bu iddiaları doğrulamaktadır…

       İran karşılık olarak, İsrail’e yüzlerce balistik füze fırlatırken, sirenler çaldı, halk sığınaklara girdi. Üst düzey İranlı yetkili, “İntikamımız yeni başladı. Komutanlarımızı, bilim insanlarımızı ve halkı öldürdükleri için ağır bedel ödeyecekler. İsrail’de hiçbir yer güvenli değil, intikamımız acı verici olacak.” Diyor…
       Dünya, gözlerini, kulaklarını İran’a ve İsrail’e çevirmiş bulunuyor. BM Güvenlik Konseyi ise her zamanki gibi acilen toplandı. Peki, toplandı da ne oldu? İsrail, arkasında ABD’yi ve İngiltere dâhil, bazı ülkeleri hissettikten sonra, Güvenlik Konseyi’nden çıkan herhangi bir kararı yoktu. Uluslararası hukuk gerçekten olsa ve buna saygı duyulmuş olsaydı, Gazze bu hale gelir miydi?

       Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ise, “İsrail’in komşumuz İran’a düzenlediği saldırılar, uluslararası hukuku hiçe sayan apaçık bir provokasyondur” şeklinde tepkisini ortaya koydu. Dünyada tepkiler sürer, ancak savaşı Trump durdurabilir. Başka bir mekanizma yokken, yıllardır devam eden İran-İsrail sürtüşmesinin nereye varacağı merak konusu… 

       ABD, İran’ın nükleer güce sahip olmaması şartını koşarken, ABD ve İsrail’in, İran’da kendilerine biat edecek bir rejimi istiyor. İsrail bu amaçla yıllardan beri İran üzerinde MOSAD Ajanları tarafından çalışmalar yaparken, İran’daki rejim karşıtlarıyla da dirsek temasındaydı…