“İyileşme, geçmişi silmek, değildir. İyileşme geçmişin seni yönetmesine izin vermemektir. “ Bugün haftaya sevgili Rayne Wylde’nin bu sözü ile başlamak istiyorum.
Çoğu zaman iyileşmeyi her şeyi geride bırakmak olduğunu düşünüyoruz. Oysa dinlediğimiz bir şarkıda, sokaktan geçerken gördüğümüz bir insanın bir mimiğinde ya da film izlerken filmin sahnesinin içimizde yarattığı yankıda kalbimizde oluşan sızı ile geçmişin hala orada olduğunu hatırlıyoruz.
İyileşmek yaşanmış olanı tamamen hafızalarımızdan silmek anlamına gelmemeli, hatıralarımızda saklı olan yaşanmış olumsuz anılar elbette bir süre hafızamızı, duygu ve düşüncelerimizi etkilemeye devam edecek ama bu süre senin için çok daha uzun süre alsa da bir gün iyileşeceksin. İyileşme o anıların hala geçmişimizde yer tutmasına ona hafızamızda, duygu ve düşüncemizde farklı bir yer vermeyi başarabilmekle mümkündür.
TAKILI KALMAK
Eğer bir acıya takılı kalırsak ve aynı olayları aynı döngüleri ilişkilerimizde, sosyal veya özel alanlarımızda da devam ettirmeye çalışırsak; geçmişin bizde açtığı yara tekrar tekrar kanayacak, korku ve güvensizliklerimiz bizim şu anımıza yön vermeye devam edecektir.
İyileşmenin en önemli püf noktası geçmişimizin bizi tanımlamasına izin vermememiz olmalıdır. Örneğin başarısız bir ilişki deneyiminden sonra ben ilişkilerde başarısızım genellemesini yapıp adeta geçmişimizden kendimize yeni bir kimlik yaratmamalıyız. Tercihlerimizi yaparken, yeni yollar olduğunu da farkında olmak önemlidir.
Bu süreçte olumsuz duygularımızı bastırmaktan kaçınmalı, duygularımızı anlamlandırmalıyız. Olumsuz ilişki deneyimi yaşadık diye ilişkilerden tamamen kaçmak yerine yeni ilişkilerle iyileşeceğimiz gerçeğine kendimizi kapatmadan yeni ilişki deneyimleri yaşayıp, yeniden güvenli bağlar kurmayı öğrenmeliyiz. Kendi iç sesimize kendimizi açmak ve o sesin bize ne söylediğini yargılamadan dinleyebilmek…
YÖN VERMEMELİ
Geçmişte yaşadığımız acılar, kayıplar ve hayal kırıklıkları bir anda yok olmaz. Hafızamız, bedenimiz ve kalbimiz o acı olayları yaşamaya devam eder. İyileşmek, yaşadıklarımızı silmek demek değil; onların hayatımıza yön vermesine izin vermemektir.
Belki yine incineceğiz, belki yine başarısız olacağız ya da güvendiğimiz biri tarafından güvenimiz boşa çıkacak ama tüm bu olumsuz yeni deneyimlere rağmen yürümeye, yeni hikayeler yazmaya devam etmeliyiz.
Geçmişte yaşanan olumsuz olayların sizi tanımlamasına izin vermeyin. Her yeni gün yeni bir hikaye yazmak için yeniden doğduğunu unutmayın. İyileşmek geçmişi tamamen arkada bırakmak değil, geçmişimizin üzerine yeni anlamlar inşa edebilmektir.