Ülkemiz de faaliyet gösteren üç işçi sendikası Türk-İş, DİSK ve Hak-İş öncelikle “Asgari ücret insan onuruna yaraşır bir geçimi sağlamalıdır” diyerek ortak bildiriye imza atmışlardır. Tüm dünyayı etk...

Ülkemiz de faaliyet gösteren üç işçi sendikası Türk-İş, DİSK ve Hak-İş öncelikle “Asgari ücret insan onuruna yaraşır bir geçimi sağlamalıdır” diyerek ortak bildiriye imza atmışlardır. Tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgını özellikle ağırlıklı olarak çalışan asgari ücretli kesimi derinden etkilemiştir. KÇÖ (Kısa Çalışma Ödeneği) ve NÜD (Nakdi Ücret Desteği) yetersiz kalmıştır. Çalışanların iş ve gelir kayıplarına da yol açmıştır. 2021 yılı asgari ücret görüşmelerinde taraflar isteklerini sıralayacak, son sözü ise devlet tarafı uyuşmazlıkta söyleyecektir. Masadan taraflar memnun ayrılmaları da mümkün görülmüyor. 4857 sayılı İş Hukuku’nda Asgari Ücret; Madde 39 - İş sözleşmesi ile çalışan ve bu kanunun kapsamında olan veya olmayan her türlü işçinin ekonomik ve sosyal durumlarının düzenlenmesi için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca Asgari Ücret Tespit Komisyonu aracılığı ile ücretlerin asgari sınırları en geç iki yılda bir belirlenir deniliyor. Asgari ücret: İşçilere normal bir çalışma günü karşılığı ödenen ve işçinin gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım ve kültür gibi zorunlu ihtiyaçlarını günün fiyatları üzerinden asgari düzeyde karşılamaya yetecek ücreti ifade eder. Yıllardır elde edilen kazanımlara baktığımızda bu ücret şekli ile işçi ve ailesinin geçimini sağlamaktan uzak olduğunu görüyoruz. Buna bağlı olarak, işsizlik, kısa çalışma ödenekleri de yetersiz kalmaktadır. Son gelişmeler doğrultusunda Asgari Ücret ülkemiz AB ülkelerinde kıyaslandığında en kötü düzeylere inilmiştir. Asgari ücretli her ne kadar son düzenlemelerle birlikte vergisel açıdan korunma yoluna gidilse de bu yeterli olmamıştır. Günümüz ekonomik koşulları ve çarşı pazarda enflasyonun üzerinde yapılan zamlarla asgari ücretlinin beli iyice bükülmüştür. Günün ekonomik koşulları göz önüne alınarak, şartlara uygun asgari ücret masada tartışılması gerekiyor. Asgari ücret açıklamasında AGİ dahil edilmeden tüm yıl boyunca belirlenen net üzerinden ücret ödenmesi gerekir. Vergi dilimleri ise belirlenirken azaltılmış olmalı, AGİ ise artırılmalıdır. Ülkemizde çalışma hayatında asgari ücretli sayısı hızla artmış, ortalama ücret olarak belirlenmiştir. Geçimlik ve aile ücreti olarak karşımıza çıkıyor. Enflasyon beklentilerinin üzerinde verildiği iddia edilse bile her yıl döviz karşısında beklentileri karşılayamamıştır. 2020 Yılında 2.324,70.-TL AGİ dahil Asgari ücret Dolar karşılığı Ocak başında 390 Dolar, Euro karşılığı ise 349 Euro idi. Aralık ayına geldiğimizde bu rakamların 302 Dolar’a ve 247 Euro’ya kadar gerilediğini görüyoruz. Asgari ücret dolar karşısında yüzde 30, Euro karşısında yüzde 40 oranında yıl sonuna kadar erimiştir. Asgari ücretlinin her ne kadar nette sabitlense de (hepsi için geçerli değil) alım gücü de o oranda azalmıştır. İşte sorun buradan kaynaklanıyor. Gerçekçi rakamlardan yola çıkılarak asgari ücret belirlenmediği gibi, krizler karşısında korunmuyor. 2020 yılına baktığımızda yaşanan ekonomik krizlerin beraberinde getirdiği yoğun işsizlik, nitelikli işgücünü dahi asgari ücret düzeyinde ücretlerle çalışmak zorunda bırakmıştır. Ülkemizde asgari ücret tespit edilirken yönetmelikte fert kişisel bazda tanımlanması ile yola çıkılmış, aile ücreti olarak ülkemizde yaygın olması halen varlığını sürdürüyor. Milli gelirden pay alan bir asgari ücret belirlenmesi gerekir iken gerisinde kalıyor. Yüksek enflasyon ve ekonomik kriz ortamlarında asgari ücretli koruyucu önlemler de alınması gerekir. 2021 yılında artış oranı yüzde 10 kadar olması halinde AGİ dahil 2.557.-TL, yüzde 30 olması halinde 3.022.-TL net ele geçecektir. Masadaki taraflar ise ortalama enflasyon değeri olan yüzde 14 yaklaşan bir zam ile masaya oturacak taraf işveren-hükümet kanadı olacaktır. 3.355.-TL Brüt, net 2.650.-TL ağırlıklı müzakere edilecektir. Kanımca bu sene de çok şey değişmeyecektir. Çünkü işveren tarafı için maliyet unsuru olduğundan, ekonomik durgunluk ve salgın sebep gösterilerek, yüzde 15 ve üstü artışlara sıcak bakılmayacaktır. Fedakarlık işçiden istenilerek masadan kalkmış olacaklar. Son sözler ise çalışanımızı enflasyona ezdirmedik olacak...