Korona virüsün etkilediği günlük yaşamda sosyalleşmenin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anladık. Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir bayramı tüm Türkiye evlere kapanarak karşıladı. 81 ilde ilan edi...

Korona virüsün etkilediği günlük yaşamda sosyalleşmenin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anladık. Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir bayramı tüm Türkiye evlere kapanarak karşıladı. 81 ilde ilan edilen sokağa çıkma yasağı ile bayramlaşma görüntülü cihazlar aracılığıyla yapıldı. Bayram dönemini tatil fırsatı olarak görenler evlerinden çıkamadı, hepimiz için ilginç bir deneyim oldu. Korona virüs ile birlikte büyük şehirlerde ilan edilen sokağa çıkma yasağının İzmir için en sevindirici tarafı ise belediyelerin büyük çaplı altyapı hamlelerini yapmak için fırsat bulması oldu bana göre. İzmir’de sokağa çıkanların en büyük dertlerinden biri delik deşik olan yolları kullanarak bir yere gidebilmek. Ara sokakları bir kenarı bırakırsak kentin ana arterlerinde bile sayısız çukur ve bozuk yol nedeniyle araç sürücüleri zor anlar yaşıyor. Belli belirsiz kasisler, bozuk yamalı asfaltlar, gelişigüzel asfaltlanmış caddeler derken çok kısa mesafelerde bile konforlu bir ulaşım imkanı bulunmuyor şehrimizde. Neyse ki bu durumu avantaja çeviren İzmir Büyükşehir Belediyesi önceliği ana arterler olmak üzere birçok güzergahta asfalt ve yol hamlesine girişti. Altınyol, Akçay Caddesi, Anadolu Caddesi gibi İzmir trafiğinde hatırı sayılır bir öneme sahip başlıca güzergahları tek seferde asfaltlayarak yıllardır şikayetçi olduğumuz konuları çözüme kavuşturdu. Yol çizgisiyle, asfaltıyla parıldayan yollara kavuştuk. Birçok şehirde altyapıya, pırıl pırıl yollara özenen İzmirliler için korona virüsün en büyük artısı daha kaliteli yollara kavuşmak oldu bu süreç. Umarım kentin temel altyapı ihtiyaçlarının giderilmesi ve sorunların çözümü için yeni bir sokağa çıkma yasağını beklememiz gerekmez. SOSYAL YARDIMLAR Birçok büyükşehirde CHP’nin zaferi ile sonuçlanan yerel seçimlerin ardından CHP’li belediyelerin hizmetleri konusunda farklı kesimlerin soru işaretleri vardı. İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Mersin, Muğla, Aydın, Eskişehir, Hatay, Antalya gibi Türkiye nüfusunun büyük bölümünde CHP’li belediye başkanlarının göreve gelmesi iktidara yakın kesimler için bu partiden seçilen başkanlar belediye yönetmeyi beceremez’ tezi için fırsat olarak görüldü. Korona virüsün sosyal yaşamımızı derinden etkilediği şu günlerde CHP’li belediyelerin performansı da merakla takip edildi ve tartışıldı. Özellikle sosyal yardımlar ve toplumun genelini kucaklayan politikalar üretmede CHP’li belediye başkanları büyük bir kesimi yanıltmayı başardı. Bir belediyenin hayata geçirdiği olumlu proje hızlı bir şekilde diğer belediye başkanları tarafından da uygulandı. Belediyelerin aşevlerine yardım toplanması engellendi, ramazan kolisi dağıtımı bile belediye meclislerinde çoğunluk olan iktidar partisi mensupları tarafından engellenmeye çalışıldı. Her şeye rağmen CHP’li büyükşehir belediyelerinin halk nezdindeki karşılıkları sarsılmadı. Tüm engellemelere rağmen kalıcı bir çözüm üretmek için polemikten uzak duran belediyeler zoru başardı. Süreçte özellikle Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ı takdir etmek gerekiyor. Partili, partisiz toplumun tüm kesimlerinden destek alan Mansur Başkan, örnek projeleri ile kalbimizi kazandı. İzmir’de Tunç Başkan’ın tarıma ve üretime yönelik hamleleri de çok konuşuldu. Kirazın dalda kalmaması için gönüllülerle harekete geçti, kooperatiflerle olan ilişkilerini gözden geçirerek desteklerini artırdı. Günden güne artan erken seçim polemikleri arasında CHP’li belediyelerin toplumun geneline dokunan hamleleri seçim sürecinin belirleyicisi olacak, yazın bir yere.