Ekinoks yani gündönümü, bir doğa olayı olmakla beraber bir zaman dilimini tanımlar. Zamanda, bir dönemin bitişi ve yeni bir dönemin başlangıcını ifade eder. Bu anlamda derneğimiz, dünyamız üzerindeki...

Ekinoks yani gündönümü, bir doğa olayı olmakla beraber bir zaman dilimini tanımlar. Zamanda, bir dönemin bitişi ve yeni bir dönemin başlangıcını ifade eder. Bu anlamda derneğimiz, dünyamız üzerindeki yaşamda bugüne kadar yanlış anladığımız ve düzeltmek mecburiyetinde olduğumuz iyileşmeyi ilke edinmiştir. Yaşamın devamında, çevremizde, kültürümüz ve varlığımızın sağlıklı biçimini bulmak, korumak arayışı, çabasıdır Ekinoks. Yaptığımız hatalar ve alışılagelmiş düzen ile sağlıklı ve güzel olamayacağımız, gelecek nesillere düzgün bir varlık bırakamayacağımız endişesi ile çalışır. Dünya üzerinde medeni toplumlar Birleşmiş Milletler çatısı altında toplanıp aynı kaygılarla çevre kanunlarını oluşturmuştur. Her devlet ilke kararlarını kendi içinde yasalaştırmış, koruma ve sürdürme anlayışına idari ve hukuki zemin oluşturmuştur. Dünyamız hepimizin ortak yaşam alanıdır. Son yüzyılda insanoğlu, yönettiği ve sahibi olduğu küreyi oldukça hoyratça kullanmıştı. Küremiz bizlerin bu tutumuna tepki veriyor. İklimler değişiyor. Kuraklık, susuzluk ve açlık tırmanıyor. Kirlilik had safhada. Bizler denizlerin feryadını ancak “Deniz Salyası yani “müsilajı” gözlerimizle gördüğümüzde idrak edebildik. Oysa bilim insanları tüm bu konularda senelerdir çağrı yapıyorlar. Ürettiğimiz atıklarla suyumuzu, toprağımızı, havamızı, gıdamızı, derelerimizi, okyanusları zehirlemeye devam ediyoruz. Ateşi bulduğumuzda güç ve enerjinin ne demek olduğunu anlamamıştık belki, ama önce kömürü, nihayet petrolü öğrendiğimizde medeniyet başka bir boyuta evrim geçirmişti. 19. Yüzyıl sonlarına kadar sanayide halen ağırlıkla, kömür ve balina yağı kullanılıyordu. Saf haliyle 5000 yılı aşkın zamandır kullandığımız Petrol, içeriğindeki maddelerin ayrıştırılması, rafine edilmesi, yüzlerce farklı kullanım ile hayatımız içine girmesi de 19.Yüzyıl sonlarında olmuştur. Aynı yüzyıl içerisinde küresel kirlilik hızla tırmanmıştı. Günümüz küresel çevre kuruluşları, karbon ayak izimiz, su ayak izimiz, Gıda tüketimi, iklim verileri, kuraklık verileri, israf, kişi başına ortalama günlük-yıllık atık miktarları analizleri ile tüm dünyayı uyarıyorlar. Avrupa önlem amaçlı iklim yasalarını yürürlüğe koyuyor. Birleşmiş Milletler uluslararası anlaşmalarla tüm devletlere müşterek çevre kanunlarını dikte ediyor. Peki, bizler ne yapacağız? Her şeyden önce artık günlük hayatımızda göz ardı edemeyeceğimiz bir bilinç ile yaşamayı öğreneceğiz. Çevremizde bu hassasiyetin tesis edilmesi, yasal düzlemde var olan Atık, çevre, kirlilik yasalarının uygulanması için gayret göstereceğiz. Anayasamızın kurucu hükümlerinde var olan, “Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir”, ilkelerinin ve ilgili diğer tüm yasal düzenlemelerin takipçisi olacağız. Ekinoks, çalışmalarına başladığı ilk günden bu yana atıklar, çöpler, molozlar, kaynağında ayrıştırma, dönüşüm, ikincil kullanım, su, kirli su, arıtma, kayıp kaçak, ilkel depolama başlıklarında çalışmalarını sürdürmüştür. Güzel kentimizde Avrupa kentlerinde olduğu gibi çöplerin ayrı ayrı toplanması ve dönüşebilir malzemelerin kazanımı için mücadele etmektedir. İzmir her ne kadar bu konularda çağ dışı kalmış ve bu durum bizlere hiç yakışmıyor da olsa, hareketimiz her geçen gün toplumda daha fazla ilgi görmektedir. Derneğimiz çalışmalarında bizlere desteğini esirgemeyen, Su Altı Araştırma Derneği Yönetim kurulu üyesi Ozan Veryeri, Temiz İzmir Derneği Başkanı Nivent Kurtuluş, GEMA Vakfı Başkanı Şener Kilimcigöldelioğlu, İZSU Eski Genel Müdür Yardımcısı Sayın Erdem Kolağası, İzmir eski valilerimiz Sayın Mustafa Toprak ve Sayın Erol Ayyıldız’a teşekkürlerimizi sunarız.