Göz sağlığı, yaşam kalitesi üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Ancak, bazı durumlarda göz sağlığını tehdit eden çeşitli koşullar ortaya çıkabilir. Bu koşullardan biri de glaukom, yaygın olarak göz tansiyonu olarak da bilinir. Glaukom, optik sinir hasarına ve görme alanı kaybına neden olan kronik bir göz hastalığıdır. 

OPTİK SİNİR HASARI 

Optik sinir hasarı, glaukomun altında yatan karmaşık moleküler mekanizmaların bir sonucudur. Bu mekanizmalar arasında göz içi basıncının artması, optik sinir liflerinde apoptoz ve dejenerasyon süreçlerinin başlaması, nöroinflamasyonun tetiklenmesi ve optik sinirdeki damarların hasar görmesi bulunmaktadır. Göz içi basıncının artması, optik sinir liflerinin sıkışmasına ve beslenme bozukluklarına yol açarak sinir liflerinin hasar görmesine neden olur. Bu süreç, optik sinirdeki hücresel ve moleküler değişiklikleri tetikler, sonuç olarak optik sinirde dejeneratif değişiklikler meydana gelir. Apoptoz, optik sinir liflerinin programlanmış hücre ölümüdür ve glaukomda optik sinir hasarının belirgin bir özelliğidir. Nöroinflamasyon, glial hücreler ve immün hücreler arasında bir yanıt olarak optik sinirde inflamatuar süreçlerin aktive edilmesidir. Bu süreç, optik sinir hasarının ilerlemesine ve dejenerasyonun artmasına katkıda bulunabilir. Ayrıca, glaukom, optik sinirdeki damarların yapısal ve fonksiyonel bozulmasına da neden olabilir. Bu damar hasarı, optik sinir liflerinin beslenme ve oksijen alımını etkileyebilir, bu da optik sinirde hasarın artmasına ve görme kaybının ilerlemesine katkıda bulunabilir. Bu nedenle, glaukomun moleküler temellerini anlamak ve bu süreçlere müdahale edebilecek yeni tedavi stratejileri geliştirmek, hastalığın ilerlemesini durdurmak ve görme kaybını önlemek için kritik öneme sahiptir.

MOLEKÜLER RİSK 

Glaukomun gelişiminde etkili olan moleküler risk faktörleri, hastalığın patofizyolojisini anlamak ve etkili tedavi stratejileri geliştirmek için önemli bir odak noktası oluşturur. Genetik yatkınlık, yaş, cinsiyet, ırk, göz içi basıncı ve çevresel faktörler gibi birçok risk faktörü, glaukomun moleküler temellerini etkiler. Örneğin, genom çapında yapılan çalışmalar, glaukomun genetik bir temele sahip olduğunu göstermiştir ve bazı genetik varyantların glaukom riskini artırdığı bulunmuştur. Ayrıca, yaşlanma süreci ile birlikte optik sinir liflerindeki dejeneratif değişiklikler ve göz içi basıncındaki artış gibi moleküler mekanizmalar, glaukom gelişiminde önemli bir rol oynar. Bunların yanı sıra, çevresel faktörlerin, özellikle de sigara içimi ve diyabet gibi sistemik hastalıkların glaukom riskini artırdığı gösterilmiştir. Bu nedenle, glaukomun moleküler risk faktörlerini anlamak, hastalığın erken teşhisi, prognozu ve tedavisi için kritik öneme sahiptir. Glaukomun moleküler temelleri, genellikle göz içindeki sıvı drenajının bozulmasına bağlıdır. Göz içindeki sıvı, göz tansiyonunu kontrol eder. Bu sıvının drenajı düzensiz olduğunda, göz içindeki basınç artar ve optik sinir üzerindeki baskı artar. Bu, zamanla optik sinir liflerinde hasara ve görme kaybına yol açabilir.