Attıkları haksız gole itiraz edip, 'Rakibimizin de çoluk çocuğu var, onların hakkını yiyemeyiz' diyemezlerse, bu işler çözülmez. Bozuk düzen, böyle devam eder gider. Onlar da bir yönden haklı. 'Hocam...

Attıkları haksız gole itiraz edip, 'Rakibimizin de çoluk çocuğu var, onların hakkını yiyemeyiz' diyemezlerse, bu işler çözülmez. Bozuk düzen, böyle devam eder gider. Onlar da bir yönden haklı. 'Hocam faulle attık' dese hakeme. Taraftar takar, yönetim kovar, basın ne yaptın diye günlerce döşer, takımdaki kankası da kızar. Durduk demek gerek. Nereye kadar, bu kafayla. Bi'şey yapmalı, bir yerden başlamalı. Sağ olsun arkadaşlar gönderiyor. Maç görüntüleri, pozisyonlar. Şahsımdan da yorum bekliyorlar. Neyse, o. Ne hakemi kollarız ne takıma amigoluk ne de taraftara yalakalık yaparız.

DOĞRU TEKTİR, BİRDİR

Dedik ya, doğru tektir ve de birdir, neyse o. BAL maçı, küçük büyük, zor kolay maç mı ? Bilmem, anlamam. Maç, maçtır.  Henüz müsabakanın başları. Köşe vuruşu. 10 futbolcu var ceza alanı içinde, hoop hep beraber havadayız. Ev sahibi ekibin hücum oyuncusu elleriyle kollarıyla, önündeki iki evet evet iki, deplasman takımı, kaleyi savunan takımının oyuncusunu pehlivan gibi yere serdi. Arkadaki arkadaşının önünü açtı. O da vurdu, goool. Aman bir sevinç ki sormayın. Oysa gol, puan bildiğiniz haram. Hakeme bakmak, düdüğü beklemek filan yok. Doğru tribünlere. Nasıl olsa verecek golü mecbur onların sahası ya. Anlı şanlı tribündekilerden de tık yok, nasıl görmek istiyorlarsa öyle görüyorlar.

ÖNCE SİZ ADİL OLUN Kİ...

'Haram gol' bu, sus en iyisi, sustular, her zaman olduğu gibi. Hakem golü iptal etse ya da golü yeseler. Çevik kuvvet takviyesi gelir. Hakemlere korkak diyorsunuz. Bu zemini hazırlayan sizsiniz, sizin gibiler. Hakem onların kafasına göre nasıl olsa, golü iptal edemeyecek, verecek, yoksa o sahadan çıkamaz, gözüyle bakıyorlar. Alışmışlar, alıştırılmışlar bir kere. Diyeceksiniz ki, onlar da deplasmanda haksızlığa uğruyor. Nasıl olacak bu iş, peki. Adalet nasıl sağlanacak? 'Hocam gol faulle geldi, iptal edin' dersin veya rakibe gol atma fırsatı verip dengeyi sağlarsanız. İşte o zaman. Güzel ülkemin sahalarına, adalet gelecek. Yoksa bu kafayla. Hep bana, hep bana. Nereye kadar. Ha şunu da belirteyim, haksız golle öne geçen takım farklı kazandı. Gol iptalini istese, yine fark atarmış meğer. Hakeme korkak diyorlar ama. Asıl korkak kendileri. Adalet istiyorsan bu kafayla adalet sağlanmaz. Adalet beklersen gelmez. Önce sen, kendin adil olacaksın kardeş.

YOKSA HALA KARAR VEREMEDİNİZ Mİ ?

Hadi gel de hakem ol. İzmir'de futbol aday hakem kursuna başvurular devam ediyor. Onlarca, yüzlerce gözün önünde karar hem de doğru karar vermesini beklediğiniz hakemler ve de hakemlik için yoksa siz hala veremediniz mi ?  Ya kursa gideceksiniz ya da gitmeyeceksiniz. Bu kadar basit, karar size ait. Vicdanınızın da rahat olması şart. Haydi bir cesaret, gitmeye verdiniz, verdiniz. Yoksa en az iki yıl daha beklersiniz. Uzatma da yok, gelecek haftalara da bırakmayın. Gerekli koşullar için internetten bakabilirsiniz. Hadi bekliyorum. 17.18'LİK GÜZELTEPESPOR HARİKA Öyle bir, takım kurdular ki. Yaş ortalaması 17.18. Türkiye liglerinde ilk sıraları alıyor. Yaş dediğin de dolar gibi, çeyrek altın gibi yerinde durmuyor ki. Gün geçtikçe o da artıyor şu an, yaş ortalaması 17.35 olmuştur Güzeltepespor'un. 1993-1994 sezonunda harika bir takım vardı, Çiğli Belediyespor. Kulüp Başkanı da Çiğli Belediye Başkanı Dr. Galip Öztürk (merhum) ağabeyimiz idi. O dönemdeki takım da çok gençti. Antrenör Hüseyin Akuş idi. Emin Metin 39 gol attı. Harika bir ekipti. O yıl, en çok gol atan takım, en az gol yiyen takım oldu Çiğli ekibi. En az gol yiyen, en çok penaltı kurtaran kaleciler de bu ekipteydi. O takımda forma giyen çok iyi oyuncu idi Barış Çiçeker kardeşim. Aynı jenerasyonu şimdi Güzeltepespor'da kurdu. Bu takımda hayat var, izlemenizi tavsiye ederim. NEJAT KASAPOĞLU USTAMA SELAM OLSUN 80'li yılların sonlarından itibaren çok güzel günler yaşadık. Rekabet, atlatma haber, heyecan vardı. Ahlak vardı, etik vardı, dostluk vardı, arkadaşlık vardı. Yorulmak nedir, bilmezdik. Tek kare dia için saatlerce beklediğimizi bilirim, sabır vardı. Kes kopyala yapıştır, yoktu. Nejat Kasapoğlu ustam Yeni Asır ve Fotomaç'ta idi. Çok iyi foto muhabiriydi, bir kere basar deklanşöre, manşet olurdu. Ego, kibir, kendini beğenmişlik, vazgeçilmez sanma yoktu Nejat amcamda. Sözüm ona, haddimiz de değil rakip olarak Hürriyet'te olmamıza rağmen hep destek olurdu. Dedik ya rakip yok, dost vardı. Tavsiyelerini hep dinledim. Yaşlandı değil, yaş aldı haliyle usta Nejat Kasapoğlu. VEFALI DOSTLAR YÜREĞİNİZE SAĞLIK Murat Adıtatar, Suavi Yardımoğlu ağabeylerimle Mehmet Yıldıztekin kardeşim Nejat Kasapoğlu amcamı evinde ziyaret etti. Ayakları taşa değmesin, Allah razı olsun. Haberim olsaydı giderdim, üzüldüm. Aramak, hâl hatır sormak gerek. Yaş alınca bir de korona. Ellerinden öpüyorum Nejat amca. Sosyal medyaya katılan basın neferlerimiz Levent Bimen, Nejat Seçen, Gürkan Ertaç, eşinin rahatsızlığı ile ilgilenen Mehmet Ali Varış, tedavisi çok iyi giden Nevit Tokdemir ile Fikret Kalmuk, maçlarda görüşmek meğer ne kadar da güzelmiş 1.5 yıldır göremediğim Bülent Buda ile Lebip Timor ustalarıma, hepsine selam olsun. Gelemiyorsam sebebi var. Arıyorum, aramaya da devam edeceğim. Zira hepinize vefa borcum var, unutmadım. MİLLİ TAKIMIMIZ BAŞIMIZIN TACI Okuyanımız bilir. Yabancıların çok olması Milli Takımımızı 1 gole muhtaç hale getirdi. O da olmasa her şey bitmişti. 33 bin 691 nüfuslu Cebelitarık'a 6 gol attık diye çok sevindik. İşimiz son maça kaldı, onu da bir golle kotarabildik. Böyle mi olmalıydı. Pek sevindirik olduk. Yabancı sayısının normal olduğu takımımızı ve oyununu istiyorum. Çok mu şey istiyorum. Sonuçta hepimizin takımı, yolumuz açık olsun.