18. ve 19. yüzyıllarda Ayvalık (Kydonia), Osmanlı İmparatorluğu sınırları içindeki önemli Rum...

18. ve 19. yüzyıllarda Ayvalık (Kydonia), Osmanlı İmparatorluğu sınırları içindeki önemli Rum yerleşim yerlerinden biridir. 1832’den başlayarak özellikle 1880'li yıllarda, zeytin ve yan ürünlerine dayalı üretim ve ticaretin gelişimiyle birlikte Ayvalık(Kydonia) İzmir ve Mudanya’dan sonra Kuzey Ege’deki en büyük limana dönüşür. Bu ekonomik gelişme Ayvalık’ta günümüze korunarak gelmiş, büyük kısmı 19. yüzyılda ortaya çıkan kentsel doku ve mimari yapı repertuarındaki çeşitlilikten bugün de izlenir. 1976 yılından bu yana doğal sit alanları ile çevrelenen Ayvalık ve Cunda’daki kentsel sit alanlarında çok sayıda tescilli yapı bulunur. Ayvalık'ın doğal çevresinin önemli bir bileşeni olan zeytinlikler, halen ilçenin yaklaşık yüzde 41,3'ünü kaplarken, kentteki üretimin ana kaynağını da oluşturur. Bu özelliklerini günümüze kadar muhafaza ederek gelen Ayvalık 2017 yılında Ayvalık Endüstriyel Peyzajı adıyla UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne kabul edilmiştir. Bu sunuş yerleşim tarihi ve mimari özellikleriyle birlikte Ayvalık’ın koruma ve planlama tarihini kısaca özetleyerek, Ayvalık Endüstriyel Peyzajı olarak tanımının arka planını UNESCO Dünya Mirası Listesi tanım ve süreçleri üzerinden tartışmayı amaçlar.Ayvalık UNESCO sürecinin neresinde?” sorusuna, Ayvalık Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Girişimi’nce düzenlenen toplantıda yanıt arandı. 1978 yılından bu yana Ayvalık ve Cunda üzerine çalışmalar yapan, Ayvalık’ın UNESCO dünya miras alanı olarak tanımlanmasına büyük destek veren ODTÜ Mimarlık Bölümü, Kültürel Miras Koruma Programı öğretim üyesi Prof.Dr.Neriman Şahin Güçhan, kentin UNESCO sürecinde nerede olduğunu anlatarak, alan genelinde koruma uygulamalarının özgünlük ve bütünsellik gözetilerek, alanın kültürel miras değerinin korunmasının UNESCO açısından önemli olduğu mesajını verdi. UNESCO Süreci ve Ayvalık Endüstriyel Peyzacı tanıutımının arja planı, Ayvalık Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Girişimi tarafından düzenlenen zoom toplantısında ele alındı.16 Ocak 2022 Pazar akşamı gerçekleştirilen toplantı da, Ayvalık adalar topluluğunda yerleşim tarihi, Cunda ve Ayvalık’ta koruma ve planlama çalışmaları, UNESCO kriter, politika ve olanakları hakkında bilgi veren Prof.Dr.Güçhan, UNESCO sürecinde Ayvalik içinde geliştirilen “Mübadil kenti Ayvalık” ile “Osmanlı’da Endüstri devriminin örneği Ayvalık” önerilerinin neden kabul edilmediği konusunda da değindi.ENDÜSTRİYEL PEYZAJ’ Kendisini Ayvalık’a çeken şeyin ‘sadece doğa ve mimarı değil, orada tanıdığı kanaatkar, iyi yürekli insanlar’olduğunu söyleyen Güçhan, her fırsatta gidip geldiği Ayvalık’ın; mimarisi ve insanları ile bu coğrafyanın kendisini parçası hissettiği ve esaslı bir gönül bağı kurduğu tek yer olduğunu’belirtti. Ayvalık’ın Dünya UNESCO Dünya Geçici Miras Listesi’ne, 10 kriter arasından,”Yaşayan veya kaybolmuş bir uygarlığın veya kültürel bir geleneğin benzersiz ya da enazından sıradışı tanığı olmak’ ve ‘Bir kültürü temsil eden geleneksel bir insan yerleşimi, arazi kullanımı veya deniz kullanımı veya özellikle geri dönüşümü olmayan depişimin etkisiyle kırılgan hale gelmiş çevre ile insanın etkileşimin olağanüstü bir örneği olma’kriterlerinden girdiğini ifade eden Prof.Dr.Güçhan, “Rumların oluşturduğu zeytine dayalı kültürü devam ettiren Ayvalık, bu iddia ile yola çıktı. Endüstriyel peyzajın bir parçası olan endüstri yapıları çok bakımsız ve harap durumunda, kentin en çok ihmal edilmiş kesimlerinden biri ancak yerinde duruyorlar. 2 milyon zeytin ağacı yerinde duruyor. Yapısal kondüsyon önemli ama varlıkta önemli ve bunun korunacağına inanıyorum. Kültürel miras herhangi başka bir kaynak gibi değil. Yok edilirse yerine koyamazsınız. Yok ederseniz gider. Dünyada bu statüden giren yer çok az. 2 bin Yunan adası var ama hiçbirinde bu mimari özellik, birliktelik yok. Zeytin, Ayvalık’ın itici endüstrilerinden biri olmaya devam ediyor. Endüstriyel peyzajın Ayvalık’ın gücü olacağına inanıyorum” dedi.ALAN BAŞKANI BELİRLENMELİ’ UNESCO yolunda olan Ayvalık’ın süreçteki son durumunu da özetleyen Güçhan,”Kültür Bakanlığı ile Ayvalık Belediyesi arasında protokol yapılarak Ayvalık Alan Başkanlığı’nın kurulması ve Yönetim Planının hazırlanması için belediyeye yetki devri yapıldı.Son seçimlerde belediye başkanının değişmesinden sonraTemmuz 2019’da sürece katılan,destekleyen paydaşlarla yapılan toplantılar da kararlılık ifadesi gösterildi.2018 yılında mevcut Koruma İmar Planı iptal edildi ve Balıkesir Kültür Varlıkları Koruma Kurulu’nca geçici yapılanma koşulları belirlenmiş ve parsel ölçeğinde uygulamalar BKVKBK kararları ile devam ediyor. Ayvalık Belediyesi’nce KUDEB yeniden kuruldu. Ayvalık Belediyesi’nce Alan Başkanlığı kurulması bekleniyor. Bunun için belediyenin önerisi ve Kültür Bakanlığı’nın onayı Danışma Kurulu, Eşgüdüm ve Denetleme Kurulu oluşturulması ve Alan Başkanının belirlenmesi gerekiyor. Bir yandan Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’nce Balıkesir’deki tüm sit alanları için yeni Koruma İmar Planı hazırlanması için 2018’de yapılan ihaleye göre çalışmalar devam ediyor. Diğer alanlarla birlikte 1/5000 ölçekli plan hazırlanarak onaya sunulacak, daha sonra da 1/1000 ölçekli Koruma İmar Planı’nın hazırlanması gerekli. Bu konu da Ayvalık Belediyesi yetkili. 1/5000 ve 1/1000 ölçekli güncel koruma imar planlarının temini ve bunlarla yönetim planı ve başvuru dosyasının hazırlanması gerekli. Bu süreçte alana genelinde koruma uygulamalarının özgünlük ve bütünsellik gözetilerek, alanın kültürel miras değerinin korunması UNESCO açısından önemli”dedi. Ayvalık’ta 1.Dünya Savaşı ve ardından yaşanan Kurtuluş Savaşı sürecinde kentteki imar hareketleri kesintiye uğrar. Kurtuluş Savaşı sonunda Yunanistan’ın yenilmesinden dolayı Ayvalık’taki Rumlar 1922 yılında yerleşimi terk eder. 1923’te imzalanan Lozan Anlaşma’sından ancak bir yıl sonra Selanik, Midilli ve Girit’ten gelen yeni mubadiller Ayvalık’a yerleşir. Cumhuriyet sonrasında, 1970’lere kadar uzunca bir süre Ayvalık’ın kentsel formu 20. yüzyıl başındaki biçimini korur. Bu süreçteki en önemli değişim, yerleşimin doğu çeperindeki alanın çam ağaçları dikilerek ormana dönüştürülmesidir.YOĞUN İNŞA SÜRECİ’ 1970’lerden itibaren Ege ve Akdeniz kıyılarının yazlık sitelerle kaplanmasa neden olan yoğun inşa sürecinden Ayvalık’ta etkilenir ve yerleşimin kuzey ucu ile, Cunda’ya ilk siteler kurulur. Ancak gerek Ayvalık gerek takım adalarını içeren bu bölgenin “Ayvalık Tabiat Parkı”olarak ilanı coğrafyanın büyük oranda korunmasını sağlarken; bir 19.yüzyıl endüstri yerleşimi olan Ayvalık ve Cunda ile Çamlık mahallesinin kentsel sit olarak ilan edilmesi, bu alanların yıpranarak da olsa korunmasını sağlar. 1980’lerde başlayan planlama süreçleri, kentin özellikle kuzey ve doğukesimlerde yeni gelişim alanlarının oluşmasını olanaklı kıldığı için, eski kent üzerinde imar baskısı kalkar ve bu kesimler yaşayan alanlar olarak korunur. Bir yandan da zeytinyağı fabrikalarının şehir dışına çıkarılması kararına göre uygulamaya başlanır. Özellikle zeytinyağı üretiminin modernizasyonu nedeniyle kaçınılmaz olan bu dönüşüm kentte bazı problemleri çözse de, şehir merkezindeki endüstriyel binaların birçoğunun işlevsiz kalmasına neden olur. 2000’li yıllarda ise kentsel sit alanlarındaki eski konutlara artan ilgi, burada yaşayan mubadillerin evlerini satarak, kuzeydeki yeni gelişme alanlarına taşınmasıyla sonuçlanır. Böylece yerleşime yeni gelenler satın aldıkları evleri onararak, çoğunlukla sınırlı sürelerle kullanmaya başlarlar. Bu el değiştirme süreci kentsel yerleşimin onarılmış ancak sürekli kullanılmadığı için boş evlerden oluşan bu dokuya dönüştürse de korunmasını da sağlar.Kent içindeki büyük üretim ve ticaret merkezi,özellikle zeytinyağı ve sabun üretiminin kent dışına taşınmasıyla tümüyle boşları ve hızla yıpranır. Son 20 yılda yeni taleplerle kullanılmaya başlayan bu alanlar da yeni kullanımlarla sınırlı olsa da bir dönüşüm başlamıştır. DESTEK VERDİ 1984’ten bu yana birçok araştırma ve uygulama projesinde görev alan,hazırladığı Adıyaman’da turizmi canlandırma projesi ile AB-IPA-BROP kapsamında Adıyaman’a 8 milyon Euro destek sağlayan, 2006-2015 yılları arasında bir dünya miras alanı olan Nemrut Dağı Tümülüsü odaklı Kommagene Nemrut Koruma ve Geliştirme Programı’nın koordinatörlüğü üstlenen, halen Ani Arkeolojii Alanı, Diyarbakır Surları, Hevsel Bahçeleri ve Yesemek Arkeoloji Alanı gibi UNESCO Dünya Miras alanı olan ya da geçici miras listesinde yer alanlarda Kültür Bakanlığı’nca oluşturulan Eşgüdüm ve Denetleme kurullarında üye olarak görev yapan, TMMOB Mimarlar Odası, ICOMOS Türkiye Milli Komisyonu, DOCOMOMO Türkiye Ulusal Komitesi ile SANART, OMİM, MİAK dernekleri üyesi olan Prof.Dr. .Neriman Şahin Güçhan, 2017 yılında “Ayvalık Endüstriyel Peyzajı” adı ile UNESCO Dünya Miras Alanı olarak tanımlanmasını sağlayan rapor da başlıca yazar olarak destek verdi. UNESCO DÜNYA MİRASI LİSTESİ ünya Miras Listesi Uluslararası önem taşıyan ve bu nedenle takdire ve korunmaya değer oluşumlara, anıtlara ve sitlere “Dünya Mirası”statüsü tanınmaktadır. Sözleşmeyi kabul eden üye devletlerin UNESCO’ya başvurusuyla baaşlayan ve Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi(ICOMOS) ve Uluslararası Doğayı ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği(IUCN) uzmanlarının bir işlem dizisinden sonra aday varlıklar Dünya Miras Komitesi’nin kararı doğrultusunda bu statüyü kazanmaktadır. SÖZLEŞME Birleşmiş Milletler Eğitim,Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) insanlık için çok değerli olduğu düşünülen,dünyadaki kültürel ve doğal mirasın tanımlanmasını, korunmasını ve korunmasını teşvik etmeyi amaçlamaktadır. Bu 1972 yılında, UNESCO tarafından kabul edilen “Dünya Kültürel ve Doğal Mirasın Korunmasına ilişkin Sözleşme olarak adlandırılan uluslararası bir anlaşmayla düzenlenmiş olup, sözleşme TBMM’nde 14 Nisan 1982 gün ve 2658 sayılı yasa ile imza altına alınmıştır. KAYNAK: Nilgün KAYA-Emine Tuba AYSUN-Prof. Dr. Neriman Şahin Güçhan