Çocuklarınız sizin çocuklarınız değil / Onlar kendi yolunu izleyen Hayat’ın oğulları ve kızları / Sizin aracılığınız...

Çocuklarınız sizin çocuklarınız değil / Onlar kendi yolunu izleyen Hayat’ın oğulları ve kızları / Sizin aracılığınızla geldiler ama sizden gelmediler / Ve sizinle birlikte olsalar da sizin değiller/ Onlara sevginizi verebilirsiniz, düşüncelerinizi değil/ Çünkü onların da kendi düşünceleri vardır/ Bedenlerini tutabilirsiniz, ruhlarını değil/ Çünkü ruhları yarındadır/ Siz ise yarını düşlerinizde bile göremezsiniz./ Siz onlar gibi olmaya çalışabilirsiniz ama sakın onları Kendiniz gibi olmaya zorlamayın./ Çünkü hayat geriye dönmez, dünle de bir alışverişi yoktur/ Siz yaysınız, çocuklarınız ise sizden çok ilerilere atılmış oklar/ Okçu, sonsuzluk yolundaki hedefi görür/ Ve o yüce gücü ile yayı eğerek okun uzaklara uçmasını sağlar/ Okçunun önünde kıvançla eğilin/ Çünkü okçu, uzaklara giden oku sevdiği kadar/ Başını dimdik tutarak kalan yayı da sever. / HALİL CİBRAN Antalya’da kaçak bir cemaat yurdunda kalan mühendislik öğrencisi Mehmet Sami Tuğrul’un, yurttaki aşçı tarafından katledilmesinin şokunu atlatamadan tıp öğrencisi Enes Kara’nın ölümüyle sarsıldık. Elazığ’da ailesinin zoruyla kaldığı yurtta baskılara dayanamayan Enes, sıkıntılarını anlatan bir video çekmişti. Kahrolduk. Cinayet, intihar, tecavüz haberlerinin üstüne eklendi. “Bir kereden bir şey olmaz”cıların utanmazlığına inat, cemaat yurtlarına tepkiler büyüdü. Elbette devletimiz hemen devreye girdi. Önce, sessizlik sağlandı. Kara’nın arkadaşları Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Diş Hekimliği Fakültesi önünde eylem gerçekleştirmişti. Elazığ Valiliği, kentteki eylem ve etkinlikleri 15 gün süreyle yasaklama kararı aldı. Sonra haberler kısıtlandı. Enes Kara’ya dair haberlere İskenderun 2. Sulh Ceza Hâkimliği tarafından erişim engeli getirildi. Son olarak araştırma önlendi. TBMM Genel Kurulu’nda, cemaat yurtlarıyla ilgili Meclis’e bir araştırma önergesi sunuldu. HDP Grubu tarafından sunulan araştırma önergesi, AKP ve MHP oylarıyla reddedildi. MAHCUBİYETİ HİSSETİK! Daha acısı, milleti aptal yerine koyan açıklamalar yapıldı. AKP Grup Başkanvekili Cahit Özkan, kanuna, yönetmeliğe aykırı yurt varsa bunlarla ilgili gerekli işlemlerin yapıldığını, bunların mühürlendiğini; ancak burada olayın gerçekleştiği yerin bir yurt olmadığını anlattı. Özkan, “Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın bugüne kadar izinleriyle açılmış olan bir müessese olmayıp, gençlerimizin kendi hür iradeleriyle bir araya gelerek açmış oldukları öğrenci evi olduğunu görüyoruz” dedi.Eğer siz bir denetleme yapıyoruz diyerek insanların evleriyle ilgili araştırma yapacağız derseniz bunun ucu nereye kadar varacaktır?” diye soran Özkan, öğrencilerin açtığı evde birbirlerine kitap getirdiğini, okuma yapabildiklerini, “Şimdi biz bunları inceleyecek olursak acaba demokratik toplumun değerlerine ne kadar zarar veririz buna da iyi bakmamız lazım.” açıklaması yaptı. Güldüm ama sinirden… Sayın Özkan çok güzel izah etti doğrusu! Bugüne kadar kaç yurdu denetlediler, kaçı bahsedildiği gibi mühürlendi, bunların sahiplerine ne gibi cezalar verildi, yurt açmak için neler yapmak lazım hepsini öğrendik. Devletin güvencesi olmadan, her isteyenin yurt açamayacağını anladık. Düne kadar parklarda gösteri yapan gençlerle ilgili hiçbir soru işareti kalmadı aklımızda. Şizofreni tedavilerini aksattığı söylenilen katil aşçının kim tarafından denetlendiğini falan hep anladık. Demokrasiden bahsetmiş, haklı… Tüm siyasilerin yitirilen canlara, ailelerine ve millete duyduğu mahcubiyeti, geleceğe yön verme isteğini iliklerimize kadar hissettik. Görüyoruz ki çocuğa tecavüz edildiğinde, kadın katledildiğinde, genç haykırdığında, aslında hep yalnızız. Kimsenin aklına, vicdanına, yetkisine güvenmeyelim. İyisi mi sevgili anneler, babalar çocuklarımıza önce biz sahip çıkalım. Onların fikirlerini önemseyelim. Halil Cibran’ın kaleme aldıklarını ara ara hatırlayalım, çocuklarımızı bizden başka düşünen yok, onları iyi anlayalım.  İYİ HABER: Türkiye’nin ilk cep uydusu Grizu-263A, ABD’nin Florida eyaletinde bulunan Cape Canaveral Üssü’nden başarıyla uzaya fırlatıldı. Bülent Ecevit Üniversitesi Mühendislik Fakültesi öğrencilerinden oluşan Grizu-263 Uzay Takımı’nın temel haberleşme olanaklarının gerçekleştirilmesi amacıyla tasarladıkları uydu, Space X firmasına ait Falcon 9 roketiyle uzaya gönderildi. Zonguldak’ta 3 Mart 1992’de meydana gelen grizu patlamasında yaşamını yitiren madencilerin isimleriyle uzay yolculuğuna çıkan uydunun, yaklaşık 525 kilometre alçak dünya yörüngesinde 4 yıl 8 ay görev yapması planlanıyor. GÜZEL İÇERİK: İnstagram üzerinden 21.6 milyon takipçi sayısına ulaşan “EarthPix”, mükemmel fotoğraflarıyla farklı coğrafyalara ait doğal ve kültürel zenginlikleri bir araya getiriyor. Mevsimleri, şehirleri, mekanları, doğayı ya da hayvanları tüm güzellikleriyle sergileyen hesap, paylaşımlarında mutlaka kaynak belirtiyor, yer ve sanatçı bilgisi paylaşıyor. Fotoğraf meraklıları ve seyahat tutkunları takibe almalı.