Son aylarda hep bunu diliyorum artık. Doğru zamanlarda, doğru yerlerde, doğru insanlarda ve doğru hislerde kalabilmek. Bütün sistemin size verebileceği maksimum dengeyi vermesi. Hani arada öncelikle ü...

Son aylarda hep bunu diliyorum artık. Doğru zamanlarda, doğru yerlerde, doğru insanlarda ve doğru hislerde kalabilmek. Bütün sistemin size verebileceği maksimum dengeyi vermesi. Hani arada öncelikle üzücü bir duruma benzeyen ve üzerinden bir süre geçmesiyle akıbetini anladığımız olayları yazıyorum ya. Bu düşünce de aynı kanaldan. Çünkü zaten doğru bir yerde durduğunuzu düşünüyorsanız, başınıza gelen olayların sizi daha iyi bir yere götürmemesi için bir sebep yok. Daha doğrusu kendi kendinizin önünde zihinsel bir duvar inşa edip, hayır bu kötüdür aynasına bakmıyorsunuz.

***

Terapilerde de ne sık konuşulur, kendi duvarlarımız, inançlarımız, hatta bazen körü körüne bağlandığımız inançlarımız. Neden körü körüne diye bir kelime bütünü vardır ki. Göremeyeceğinizi bildiğiniz halde bakmakla eşdeğer değil midir o zaman bu inançlarımız? Hangi inançlarınıza bu kadar sert bir şekilde bağlısınızdır? Doğru zamanları ve doğru insanları göremeyecek kadar, hadi görseniz de anlayamayacak kadar yüksek bir duvarınız var mıdır? İçinden yoktur benim öyle duvarlarım diyenler için pek hoş olmayan bir haberim var. Tam da duvarların arkasından konuşan biri gibi çıktı sesiniz. Hepimizin inanç duvarları kalın merak etmeyin, sadece hangi alanda olduğunu bilmiyoruz, hepimizinki farklı yerlerden kendini gösterebilir.

***

Kendinizle ilgilidir belki. Kendinizin kişilik özellikleriyle ilgili değişmez sandığınız inançlarınız vardır. Öfkeliyim sanıyorsunuzdur mesela. Ancak alt planda alakanız bile yoktur. Başkalarıyla ilgili olabilir. Diğerlerini çok güvenilmez buluyorsunuzdur, yakınınızda çok derin paylaşımlar yaptığınız kimse yoktur belki. Bu inanç duvarı arkasında kim bilir ne ihtiyaçlar taşır.. Toplumsal olarak da görülebilir. Hazır konu yerine gelmişken, geçtiğimiz seçimlerden bu yana yazılmayan, kavga edilmeyen, saldırılmayan alan kalmadı mesela. Kocaman bir inanç bulutunun erimesini gördük.. Kendimiz için inşa ettiğimiz bu duvarlar, kitlesel olarak hareket edince, algısal durumlar söz konusu olduğunda nasıl da kolay değişkenlik gösterebiliyor. Aslında temel olarak bakın, aynı zihinsel duvar ve aynı aynaya bakmaktan kaynaklanıyor. Başka ihtimalleri kabul etmiyor zihinlerimiz, ‘eğer bu olay şuan kötüye gidiyorsa bitmiştir!’ gibi bir yerden çıkmıyor mu bu çöküş hissi. İyi de kimse bize böyle bir şey demedi ki, biz kendi kendimize dedik..

***

İster kendimizle, ister başkalarıyla ilgili fikirlerimiz olsun, bulunduğumuz bu noktada hangi doğruların üzerinde kalabiliriz, hangi duvarların üstünden baktığımızda olaylar daha farklı görünebilir, bu soruların cevaplarını aramak çok daha huzurlu bir yere çıkacaktır. Sonuçta aynanın karşında kendi kendimizleyiz, kaçış yok. Yüz yüze baktığımızda ise biz bize. Bundan da kaçmayalım.. Doğru zamanlarda, doğru yerlerde buluşmak dileğiyle..