İyi hafta sonları olsun! Nasıl? 2022’nin ilk bir haftası fena geçmedi sanki. Her sabah kalktığınızda havalandırmak için açtığımız o pencereden bakıp, ‘İşte dünün aynısı’ demediyseniz henüz tam olarak...

İyi hafta sonları olsun! Nasıl? 2022’nin ilk bir haftası fena geçmedi sanki. Her sabah kalktığınızda havalandırmak için açtığımız o pencereden bakıp, ‘İşte dünün aynısı’ demediyseniz henüz tam olarak yeni yıla girmiş sayılmazsınız. Bir an önce listenize ekleyiniz.. Bu hafta kendime ajanda bakıp bir türlü bulamıyor iken, yakın bir dostum bana yılbaşı hediyesi olarak bir tane verdi. Normal ajandalara pek benzemiyor. Biraz araştırdım, bu sene kendine vakit ayırmak için tasarlanan ve süresiz bir anı defterine dönüşen bir sürü tasarım buldum. Nasıl bir his yaratacağını bilemiyordum tabii bakmadan önce. Bana gelen ajandanın adı ‘yol arkadaşım.’ Dört mevsimlik akıl defteri diye geçiyor. Bu kısım aslında çok ironik çünkü ben de kendimi terapilerde bir terapist olarak ‘yol arkadaşı’ diye tanımlıyorum… Güzel dileklerle başlıyor yıla. Sonra soruları geliyor. Öylece karıştırılarak bakıldığında sorular çok şirin görünüyor gözüme. Sonra akşam oturuyorum tepesine, başlıyorum kurcalamaya. Kalpler çıkıyor ajandanın her yerinden. Bu şirinliğin altında çok düzenli bir hedef yapısı olduğunu fark ediyorum. Sorulara cevap vermek gittikçe zorlaşmaya başlıyor. Köşeye sıkışmış hissediyorum kendimi! *** Aynı zorlu geçen bir terapi oturumunun ardından danışan biri olarak hissedilenler gibi. Farkındalık her zaman mutlu etmiyor, batıyor gözümüze. Kendim için neler yapamadığımı, hedonik koşu bandında nasıl kilitli kaldığımı, belki sosyalleşemediğimi, sağlığıma çok vakit ayırmadığımı, uzun süredir sahile inip denizi koklayamadığımı fark ediyorum. Bunu yapamayanlar olarak çok fazlayız biliyorum. Üzüntü veriyor bana. Kendimizce bahanelerimiz her zaman var. Aslında hedonik koşu bandı terimi bunu karşılıyor. Parayla olan ilişkimiz, ve nasıl bir süreçten geçtiğimiz belirliyor gibi görünüyor her şeyi. Ama gerçekten öyle mi? Para Buraya kalın bir başlık atmak istedim. Çünkü araştırmalara göre birçok insan hayatını sürekli olarak iyileştirmek için içsel bir dürtüyle hareket ederek, maddi mallara ve hizmetlere daha çok para harcıyor. Kişisel mutluluk düzeyinde görünen küçük bir dalgalanmayla iyi hissetmeyi yakalayabiliyoruz ancak dalgalanma hızlıca eski haline geri dönüyor. Gerisi aynı döngü, al, iyi hisset, daha fazla al ve daha iyi hissetmeye çalış. Bu durum kendimizle ilgilenemediğimiz her noktada bir para silahı yaratıyor. Çünkü çok çalışıyorum ve vaktim yok.. *** Elimdeki ajandanın ilk fark ettirdiği nokta buydu. Şu an koşu bandının neresinde duruyorum? Sorulara verdiğim cevaplarda neleri bahaneler olarak kullandım? Bu koşu bandının dışında kendimle nasıl ilgilenebilirim? Kendimi nasıl besleyebilirim? Cevapları bulmak keyifli olacak. Umarım sizler için de öyle olur! Sorular bugünlük bu kadar. İyi haftalar dilerim!