Bir tarafta korona salgını, diğer taraftan depremler son olarak aşırı yağmurların sebebiyet verdiği su baskınları ve sel. Tüm bunlarla mücadele etmek zorunda kalan Türkiye’nin üçüncü büyükşehri İzmir....

Bir tarafta korona salgını, diğer taraftan depremler son olarak aşırı yağmurların sebebiyet verdiği su baskınları ve sel. Tüm bunlarla mücadele etmek zorunda kalan Türkiye’nin üçüncü büyükşehri İzmir. 30 Ekim’de meydana gelen depremin yaraları  tamamen sarılmamışken, deprem fırtınasına yakalanan Ege’nin incisi İzmir’in son imtihanı sel baskınlarıyla oldu. Son yaşanan sel ve su baskınlarının ardından her kafadan bir ses çıkıyor. Siyasiler bir birini suçlamaktan kimse sorunun çözümüne odaklanmıyor. Yerel yönetimler bir ayda yağması gereken yağmur bir gece de yağdı savunmasının ardına  sığınırken, iktidar partisi de gerekli tedbirlerin alınmadığı ve alt yapıların yetersizliğinden dert yanıyor Arkadaşlar bırakın bahanelerin ardına sığınmayı da çözüm üretin. Ne demişler; “Kabahat samur kürk olsa kimse sırtına almaz.” DOĞA İNTİKAM MI ALIYOR? İnsanların yalnız malı mülkünü değil, kim bilir hangi başka özele eşyaları, anıları ve değerleri sel ile birlikte yok oldu gitti. Binaların altı oyulmuş, sokaklar dere yataklarına dönmüş. Eskiden suların özgürce aktığı dere yataklarının üzerine konutlar kondurulmuş. Mazgallar çöplerle doldurulmuş. Görüntüler doğa-çevre ve bilimsel sorgulayıcılığı olanlar için çok şey söylüyor. Her tarafı ranta dönüştürülmüş, imar afları, 2-B’ler vs. sonuçlar beklenmedik değil. Üzüldüğüm yine bilindik sözler ve vatandaşa verilen sakinleştirici güzel ifadeler.  Ancak anlamadığım yıllardır çevre, jeoloji, biyoloji tarım bilimcileri duyarlı yurttaşların uyarıları dikkate alınmıyor. Hatta bu tür uyarıları yapanlar da kötü insan olarak yaftalanıyor. Doğa, hem intikam alıyor hem de uyarıyor, ‘Benim dengemle oynarsan, bozarsan başına bunlar gelir’ diyor. Niye bunlar yaşanıyor. Yağmurun şiddetini önüne geçme şansımız yok. Kimsenin önüne geçme şansı yok ama şiddetli yağmurdan sonra yaşanacak can ve mal kayıplarının önüne geçme şansımız var. Bunun için tedbirler almamız gerekiyor ÖNCE SİZ BAŞLATTINIZ CHP İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebi, Karabük Milletvekili Hüseyin Avni Aksoy ve Yalova Milletvekili Özcan Özel CHP'den istifa ettiklerini açıklamasının ardından ortalık toz duman oldu İstifa eden üç isim CHP’nin Atatürkçü ve vatan sever çizgisinden uzaklaştığını öne sürerek istifa ettikleri öne sürüyorlar. Hatta istifa etmeden önce partinin yetkili isimleriyle de görüşmüşler. Tabi bu istifaların ardından Çelebi, Aksoy ve Özel’in “hainlikle” suçlandıklarını da belirtmem gerek. Değerli kardeşim CHP’nin eski Konak İlçe Başkanı Aytekin Tunus, durumu “Mehmet Ali Çelebi ön sıralardan milletvekili yapıldığında; ‘Nereden çıktı bu arkadaş, partiye, parti politikalarına bir emeği geçmişi var mı diyemeyenlerin, şimdi kaçıp gidince, hamaset yapmaya ve söz söylemeye hakkı var mı sizce..” sözleriyle ne güzel özetlemiş. KISA VE ÖZ Boğaziçi Üniversitesi öğrenci sayısı: 15.918 Boğaziçi Üniversitesi’nde sözde öğrenci olaylarına karışan sayısı: 511 Boğaziçili öğrenci sayısı: 55 Olaylara karışan DHKP-C, PKK, MLKP’li sayısı : 456! Mesele REKTÖR değil! Anlamadınız mı ?