Elbiseleri uzun, saçları kapalıydı, kimseyi “tahrik” etmediler. Dışarı çıktıklarında henüz akşam saatleriydi, “Gece y...

Elbiseleri uzun, saçları kapalıydı, kimseyi “tahrik” etmediler. Dışarı çıktıklarında henüz akşam saatleriydi, “Gece yarısı” na kalmadılar. Biri yalnız yürüyor leblebi atıştırıyor, diğeri çocuklarıyla geziyordu, yani “namussuzluk” da yapmadılar. Her cinayette mazeret arayanlar şimdi ne diyecek? Görüldüğü gibi erkek şiddetinin ne kıyafetle ne de ilişki durumuyla bir ilgisi var! Kadınlar hiçbir yerde güvende değil! Bu bir cins kırımı! Kadınların nefes alabilmesi için daha başka hangi şartlar gerekecek! NİŞANLISINA KAVUŞAMADI Acılıyız, öfkeliyiz! Çünkü, henüz 28’inde, gencecik bir mimardı Başak Cengiz. Ankara’da çalışırken 2 aylık eğitim için İstanbul’a gitmişti. Nişanlıydı, yarın memleketine dönecekti. Bir bankanın çizimleri için çalışıyordu. O akşam mesaiye kaldı. Saat 19.00 sıralarında kaldığı otele gitmek için iş yerinden çıktı. Ataşehir’de Barbaros Mahallesi Karanfil Sokak’ta yürürken karşısına, elinde Samuray kılıcı bulunan biri çıktı. Direnemedi. Kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Olayla ilgili çalışma başlatan polis ekipleri, güvelik kamera kayıtlarını inceledi. Asayiş Şube Müdürlüğü ekipleri saldırganın Can Göktuğ Boz (27) olduğunu tespit etti. Polis hemen şüphelinin adresine gitti. İddiaya göre şüpheli, elinde Samuray kılıcıyla kapıyı açtı. Polisin teslim olmasını istediği şüphelinin, elinde bulunan kılıçla bir kadını yaraladığını söylediği öne sürüldü. Evinde arama yapılan şüphelinin odasından 16 kılıç bulunduğu öğrenildi. Ayrıca odada, “Karnına bıçak sapla”, “2023 savaş”, “Karnına mermi at”, “Hızlı kaçma” gibi notlar olduğu öne sürüldü. Açık öğretim sosyoloji ve özel bir üniversitede mühendislik okuduğu öğrenilen şüphelinin 5 yıl boyunca psikolojik destek aldığı, 3 senedir desteği bıraktığı belirtildi. Şüphelinin 17 gün de uyuşturucu sebebiyle hastaneye yattığı iddia edildi. Hayattan beklentisi olmayan bir sapkının, pırıl pırıl bir genci yok edişini izledik, tıpkı daha öncekiler gibi… Başak’la umutlarımızı bir kez daha gömdük. Hayatımızın ne kadar ucuz olabileceğini gördük. Evladı iyi yetiştirmenin, okutmanın sonunda daha nice sevinçlerine ortak olmak varken arkasından feryat etmenin sancısını hissettik. OLAN EVLATLARINA OLDU Acılıyız, öfkeliyiz! Çünkü, Ordu'da da kadın cinayeti vardı. Korgan’da çocukları ile yolda yürüyen Selime Pişkin, boşanma aşamasındaki eşi İbrahim Pişkin ile karşılaştı. Kendisine ait taksiyle seyir halinde olan İbrahim Pişkin, önce aracını yolda yürüyen eşinin üzerine sürerek onu duvara sıkıştırdı, ardından araçtan inerek yığılan eşini tekmeledi. Bu sırada çevredeki vatandaşlar, müdahale ettiği saldırganı linç etmeye çalıştı. Jandarma ekiplerinin müdahale ettiği kalabalığın içinden çıkarılan Pişkin, gözaltına alındı. 4 çocuk annesi Selime ise tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Bu neyin öfkesi, neyin kini? Bu işkenceyi izleyen 4 çocuğun yaşadıklarının hesabını kim verecek? Ya da soruyu şöyle soralım, bu yaşananların hesabını kim soracak? Linç girişimindeki halk kadar birlik olsanız, yürekli davransanız yeter sayın vekiller! İYİ HAL İSTEMİYORUZ Acılıyız, öfkeliyiz! Çünkü, Abdulsamed Ünal, 2019’da Ankara'da şiddet uyguladığı için evi terk eden eşi Zennure Ünal'ı pompalı tüfekle öldürmek isterken, yanında bulunan ablası Leyla Kılınç’ı öldürdü. Zennure Ünal, son anda komşusunun evine sığınırken, komşu İ.P. de hafif yaralandı. Tutuklu yargılanan Abdulsamed Ünal'a baldızını öldürmekten verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, iyi hal indirimi ile müebbet hapse çevrildi. Sanığa, eşini öldürmeye teşebbüsten verilen 15 yıl hapis cezası, tahrik ve iyi hal indirimiyle 9 yıl 4 aya düşürüldü, İ.P.'yi öldürmeye teşebbüsten ise 8 yıl 4 ay hapis verildi. İnanamadık! Kadınlar, katil erkeklerin kravat taktı diye ceza indirimi almasını kabullenemiyor. Mahkemeye saygı vatandaşlık görevi iken, cezaların indirilmesine imkân sağlıyor, olamaz! Mahkemelerin bu tutumunun mağdurların acısını katladığı, potansiyel suçlulara cesaret verdiği unutulmamalı! Mahkemeler erkek şiddetinin tıkadığı yolu açmalı, adalet dağıtmalı. Toplumun yarısının hayatından endişe ederek yaşaması erkeklere fayda sağlamayacak! Yeni nesli kadın yetiştirecekse, ona uzanan kirli elleri temizleyip kadınları özgür ve huzurlu günlerine kavuşturmak sağlıklı bir toplum için hepimizin ödevidir, daha fazla gecikmeyelim! Ders alalım, “Yeter!” diyelim… İYİ HABER Onur Buldu, Fatih Al ve Barış Yıldız; Bahman Ghobadi'nin yönettiği, yapımcıları arasında Roger Waters'ın da bulunduğu 'The Four Walls'daki rolüyle Tokyo Uluslararası Film Festivali'nde 'En İyi Erkek Oyuncu' ödülünü kazandı. Aynı ödül, ayrıca 'The Four Walls'un diğer başrol oyuncusu Amir Aghaee'ye de verildi. Bu yıl 34'üncüsü düzenlenen festivalin ana yarışma bölümünde yarışan, çekimleri Türkiye'de gerçekleştirilen 'The Four Walls', İstanbul'da, ailesinden uzakta müzisyen olarak çalışan 'Boran'ın yaşadıklarını hikâye ediniyor. GÜZEL İÇERİK Çiçeği burnunda bir instagram hesabı var bu hafta burada: “BuBi’ Sanat”. “Düşünen ve üreten herkes için bir soluklanma alanı” sloganıyla yola çıkan sayfada, başta resim ve heykel olmak üzere edebiyat, fotoğraf, illüstrasyon gibi farklı alanlardan eserler sanatseverler ile buluşuyor. Estetik ve eleştiriyi bir arada bulabileceğiniz paylaşımlarda seçkilere, modern zamanın sorunlarına yer veriliyor.