Konak Belediye Başkanımız Sayın Abdül Batur, Kemeraltı Abacıoğlu Hanı’nda İzmirli gazetecileri ağırladı. Bu arada, sözkonusu handa belediyenin işlettiği Kemeraltı Mutfağı mekanını denemenizi tavsiye e...

Konak Belediye Başkanımız Sayın Abdül Batur, Kemeraltı Abacıoğlu Hanı’nda İzmirli gazetecileri ağırladı. Bu arada, sözkonusu handa belediyenin işlettiği Kemeraltı Mutfağı mekanını denemenizi tavsiye ederim. Tarihi handa insanı eskilere götürüyor. Neyse biz konumuza gelelim. O toplantıya, şu “Gökdelen” meselesini, mimar Başkanımıza sormak için bizzat gittim. Başkanı Batur, 31 Mart’tan buyana geçen sürede Konak Belediyesi olarak yaptıklarını ve yapacaklarını anlattı. Her şey çok güzel. Konunun dönüp dolaşacağı yer elbette Gökdelen’di. Ben de fırsatı bulduğum için sordum. Çünkü, bu gökdelen meselesi, eğer taraflar asgari müştereklerde anlaşamazlar ise, bence İzmir’in başına büyük bir bela açar. Dilerim korktuğumuz başımıza gelmez. Aklıma takılan sorular, “Projede yıkım ve kazılar başlamışken, ruhsat da varken, bu işte geri dönüş nasıl olacak? Müktesep hak doğurmayacak mı? Yakın çevrede gökdelenler var var, onlar emsal teşkil etmeyecek mi?” idi. Tüm bunları Başkan Batur’a sordum tabi. Beklediğim cevapları da aldım. Elbette ben mimar değilim, olaylara gazeteci gözüyle baktığım için de kafamda deli sorular oluşmuştu. Bu konularda “Bir Bilene” sorarak aydınlanmak beni mutlu etti. En çok sevindiğim şey de, “Etik Kurul” oluşturulmasıydı. Bundan böyle İzmir’in kadim alanlarında bir inşaat kararı verilirken bu kuruldan görüş alınacak. Böylece “İstemezükçülüğün” veya “Ben yaptım oldu”culuğun da önüne geçilmiş olacak. Abdül Başkan malum gökdelen konusunda kararlı. Yüksek bir yapıyı kentin göbeğinde yaptırmayacak. Ruhsat iptal edilecek. Ne pahasına olursa olsun. Hatta tazminatın bile kent için ödenebileceğini ifade etti. Ya bu iş mahkemelere kadar gider de sürüncemede kalırsa, kentin göbeğinde yine bir hilkat garibesi yaşanır mı. Ben buna da imkan verilmeyeceğini düşünüyorum. Şu anda harfiyat sürüyor. Emkaz kalkıncaya kadar, Etik Kurul görevini yapar da bir karar verilir. Emsal konusuna gelince. Başkan Batur tecrübesiyle bu konuya da açıklık getirdi. “Kötü emsal emsal olmaz” kuralını söyledi. Bunun hukukta da yeri elbette var. Bu açıdan, kemtin göbeğinde, silüeti bozabilecek bir yapıya kesinlikle izin verilmeyeceği görülüyor. Sizi bilemem ama ben Başkanın anlattıklarından sonra, İzmir’e böyle bir “kötülüğün” yapılmasına izin verileceğini sanmıyorum. Şimdi İzmir’in kadim değerlerinin gün yüzüne çıkartılması gibi bir hedef varken, Kadifekale’nin önüne perde çekilmemeli. Evet gökdelenler yapılacaksa Bayraklı ve Liman arkası yeter.

Siyasette özlenen tablo

İzmir siyasetinde yine bir yumuşama dönemine girildi. 31 Mart ve sonrasında AK Parti, CHP, MHP ve İYİ Parti arasında kıyasıya bir söz düellosu yaşanıyordu. Seçimler bitti, yani yorgan gitti, kavga bitti. AK Parti İl Başkanı Sayın Kerem Ali Sürekli, CHP, İYİ Parti İl Başkanlarıyla yemekte buluştu. MHP İl Başkanı, “hasta” olduğu için katılamadığını açıkladı. Ertesi gün Sürekli’yi ziyaret etmiş. Bu siyasette özlenen tablodur. Bunu hep söylüyoruz. Söz konusu İzmir ise gerisi teferruattır. İzmir için yapılacaklar konusunda her siyasetçinin elini taşın altına koyması gerekir. Kavga etmenin İzmir’in enerjisini tüketmesi anlamına geldiğini her zaman söylüyoruz. Siyasetteki bu örnek tablonun il başkanlar düzeyinde kalmamasını, milletvekillerine, ilçe başkanlarına ve belediye başkanları seviyesine çıkmasını diliyorum. Eğer bu yapılamazsa, İzmir Anadolu’nun diğer illerinden çok çok geride kalır. Şimdi seçim bitti, icraat dönemi başladı. Beyler haydi çalışmaya. Sayın Kerem Ali Sürekli’i tebrik ediyorum. Benzer atağın diğerlerinden gelmesini de bekliyorum. Bu tavsiyem özellikle MHP’ye…