31 Mart Mahalli seçimleri için artık nefesler tutuldu. Sandığa gitmeye son 4 gün. Adaylar kalan zamanı iyi değerlendirebilmek için var güçleriyle çalışıyor. Zira bu günler “kararsızlar”ı kendine çekebilmek için son fırsat. İkna ettin ettin, rakiplere gidecek her oy veya sandığa gitmekten imtina edecek her seçmen kayıp demek. Bu arada hatırlatalım. Oy kullanmak bir vatandaşlık görevidir ve demokrasinin de gereğidir. Mutlaka o kabine girerek, bizi en iyi yönetebilecek adaylara fırsat tanıyalım.

Yaşadığımız kent İzmir olduğuna göre, biz İzmir’deki son duruma bir göz atacağız. CHP’nin “kale’m” dediği İzmir’de bu defa işi biraz zor görünüyor. Çünkü, iktidarı da elinde tutan AK Parti güçlü bir aday çıkardı. CHP ise Karşıyaka Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay’ı tercih etti. Sayın Tugay, mütevazi bir insan. 5 yılda Karşıyaka’da imkanları zorlayan bir başkanlık dönemi yaşadı. Çarşı’yı yeniledi. 

Rutin belediye görevleri çöp toplama, park ve bahçe bakımları devam ederken, O kendini çevre konularına, yeşillendirmeye, su krizine, iklim faaliyetlerine, kentsel dönüşüme, yaş almış Karşıyakalılara ve çocuklara verdi. Aslında bakıldığında Karşıyaka’da yapılacak çok şey de yoktu. Velhasıl 5 yıl bir çırpıda geldi geçti.
Cemil Başkan, kurultay ve il kongresi sürecinde Sayın Özgür Özel’e destek vermesi ile ön plana çıktı. Herkes “Özgür Özel kazanamaz” derken, kimilerine göre riskli bir tercih yaptı. Ama Özel de Tugay da kazandı. CHP Genel Başkanlığı koltuğuna oturan Özel de “vefa” göstererek kendisini aday yaptı. Tugay, mütevaziliği ile seçim sürecinde İzmirlilerin teveccühünü kazanmış görünüyor. Sahadan gelen bilgi ve görüntüler “babacan” tavrı ile kabullenildiğini gösteriyor. Yolu açık olsun.
AK Parti’nin adayı Hamza Dağ, iktidar partisinin bugüne kadar sahaya sürdüğü şansı en yüksek aday. Gençliği ve siyasi tecrübesi ile Dağ, şimdiden İzmirli’yi etkilemiş görünüyor. Sahayı çok iyi bildiği için de gittiği yerlerde ilgi görüyor. Dağ, partisinde Genel Başkan Yardımcılığı yaparken, Medya ve Tanıtımdan da sorumlu idi. Bu bakımdan sosyal medya dahil geleneksel medyayı da iyi tanıyor ve yararlanmayı biliyor.

Dağ’ın bir diğer avantajı, iktidar imkanlarından yararlanması. Seçim sürecinde İzmir’e gelip-giden bakanların sayısını hatırlamak bile zor. Sayın Binali Yıldırım’ın İzmir’de adeta kamp kurduğuna şahit olduk. Hakeza eski bakan Bekir Pakdemirli de topa giren isimlerden. Kısacası AK Parti İzmir’i bu kez almak için topyekün seferber oldu. Cumhurbaşkanı ve Genel Başkan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Gündoğdu mitingini de unutmamak gerek. Gerçi katılımın az olduğu tartışmaları mitinge gölge düşürmüş göründü ama Erdoğan’ın İzmir’e verdiği destek moral ve motivasyon açısından kayda değer.

Ancak, son dakikada yaşanan bazı gelişmeler CHP’de kazanı kaynatırken, rakiplere de koz veriyor. Örneğin, aday yapılmadığı için hayli kızgın olan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, 5 yılda cevap vermediği hakkındaki iddialara giderayak çok eleştirildiği Şato’da verdi. Adeta manifesto gibi açıklamalarda Soyer’in başlığa çekilen, “Hem aday gösterme hem kazanılmasını bekle!” sözleri yenilip yutulacak cinsten değil. Anlaşılan Tunç Başkan’ın öfkesi hala dinmemiş. 
İkinci olay CHP Bornova Adayı Ömer Eşki’nin, mevcut Başkan Mustafa İduğ’u “Kasayı boşaltıyor, işçi alıyor” diye suçlaması. Ve bu suçlamalara İduğ’un makamında bir basın toplantısı yaparak çok sert cevap vermesi. Ayrıca toplantı sürerken bir işçi ile yaşanan arbede, işin tuzu biberi oldu. İşte sandığa giderken İzmir’de durum bu. Bakalım sandıktan kim çıkacak. Bekleyip göreceğiz.